“Herkesî kû dur mand ez asl-ı hîş,

Bâz cûyed rûzgâr-i vasl-ı hîş.”

(Aslından, vatanından uzaklaşmış olan kimse,

Orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.)

Bir kimseye nereli olduğu sorulunca, kendisi nerede doğmuş olursa olsun ve hatta nerede yaşıyorsa yaşasın; vereceği cevap, babasının memleketini söylemek olacaktır.

Bütün babaları aradan çıkarırsak; anlarız ki, tüm insanların babası Hz. Âdemdir.

Hz. Âdem’in vatanı cennettir. Dünya ise, cennetin gurbetidir. İnsan dünyaya cennete lâyık bir kul olmayı kazansın ve hak etsin diye gönderilmiştir. Tıpkı çocuğun okula gönderilmesinin sebebi; okul sonrasında iyi ve güzel hayat şartlarını edinsin diyedir.

Nitekim, Avrupa’da senelerce çalışıp da, Türkiye’ye parasız pulsuz, yani eli boş dönenin yüzüne tükürülür ve ayıplanır.

x

İşte asıl vatan olan cennet; bu dünyada kazanıldığı için, dünya o kadar önemli ve değerlidir ki, uğrunda gazi olur, gerekirse şehit düşer. Böylece en büyük gayeye erişmiş bulunuruz.

Çünkü:

“Hubbü’l-vatan, mine’l-iman.”

“Vatan sevgisi, imandandır.”

x

Şimdiki hâlden uzanıp geriye doğru,

Anıyoruz, iyi kötü, o eski günleri.

Hiç gitmiyor ki, hâlleri gözümüzde dupduru.

Olmuşuz o günlerin, çoktan beri sürgünü!

İçimize değil mi ki, konmuş bu hüzün;

Unutturmuyor kendisini, ne yaz ne güzün.

Olmasaydı kavuşma, duymazdık bu hasreti,

Elbette var gelecekte, bunun meserreti.

x

İnsanın asıl vatanı cenneti.

Dünya ise onun gurbeti.

En âlâsından yese de eti,

Dünyaya yenik düşer metaneti.

“Hubbü’l-vatan, mine’l-iman.”

Severiz cenneti, bu yüzden candan.

Nasılsa, gidilecek bu handan!

Cennete nazaran dünya, zindan!

Reklamlar
BU REKLAMI BİLDİR

x

“İnsan-ı kâmil de böyledir. Neyistan-ı ezelden, yani (A’yân-ı sâbite) âleminden, daha açığı âlem-i İlâhîdeki mevkiinden kader sevkiyle şu dünya’ya getirilmiş, beşeriyet kaydına ve anâsır-ı tabiat bendine vurulmuş, ayrılık ateşiyle bağrı şerha şerha olmuş, makam-ı kadîmindeki feyizden mahrum kalmış; kalbini nefsin heveslerinden, zihnini (Hestî-i mevhûm) yani, şu vehimden ibaret varlıktan tahliye etmiş, kendisini Allah’ın kudret ve düzenine terketmiş,…” (Tahirü’l-Mevlevî) olarak kendisini ebedî âleme hazırlamak için, dünyada bulunduğunun farkındadır.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981