Bu hafta dikkatimi çeken bazı olay ve düşünceleri sizlerle paylaşmak istedim. Aslında hepsi bir yazı konusu olur ama hem lafı uzatıp sıkıntı vermeyeyim hem de kendi çapımda çeşitlilik yaratayım dedim.

Haftanın Analizi:

Wikileaks aslına bakacak olursak, bildiğimiz şeyleri yeniden hatırlattı. Ama yine de bunların Amerikalı diplomatlar tarafından yazılması kayıtlara geçilmesini sağladı ve de tartışma yarattı. Bu bilgilerin Amerika'nın sömürgeci çıkarlarına hizmet ettiğini unutmamak lazım. Wikileaks'in yayınladığı belgeler arasında en ilginci, ABD'nin ulusal güvenliği için hayati derecede önemli olan tesislerin listesinin yayınlanması oldu.  Listede dünyanın çeşitli ülkelerinden stratejik madenler, makine üreticileri, biyoteknoloji ve kimya şirketleri, petrol ve doğal gaz kaynakları ile boru hatları, rafineriler, savunma sanayi şirketleri, ilaç ve aşı üreticileri var. Türkiye'den de makine üreticisi üç fabrika yer alıyor: Baykal Makine, Durmazlar Makine ve Ermaksan. Bu üç üretici de uçaktan roket ve gemi yapımına kadar kritik noktalarda kullanılabilecek makineleri üretiyor.
Burada önemli olan bu tesislerin ABD'nin değil başka ülkelerin güvenliği altında bulunmasına rağmen, ABD'nin ulusal çıkarlarına hizmet eden unsurlar olarak kabul edilmesi… Cumhuriyet'ten Ergin Yıldızoğlu'nun yazdığı gibi; “Bu liste aslında, ABD'nin emperyalist erişiminin hedeflerini saptadığı, birçok ülkenin ulusal egemenliğine yönelik tehdit oluşturuyor. ABD bu noktaları kendisiyle daha yakın, sıkı ve daha doğrudan askeri, siyasi ilişkilere zorlayabilir.”

Haftanın İstatistiği:

Taze eğitim istatistikleri açıklandı ve yine sınıfta kaldık. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üç yılda bir yapılan eğitim araştırmasında 15 yaşındaki 5 bin öğrencimiz sınava tabi tutuldu. Araştırmaya OECD üyesi 35 ülkeden 470 bin öğrenci katılmış. Maalesef Türkiye, okuduğunu anlama, matematik ve fen bilimlerinde 35 ülke arasında Meksika ve Şili'yi geride bırakarak sondan ikinci yani 33. oldu. Çin, Kore, Singapur ve Finlandiya ilk sıralarda yer aldı. Eğitimde bu kadar kötü sonuçlar almamız hiç iyi değil. Geleceğimiz fazlasıyla puslu görünüyor. İmam hatiplere methiye düzeceğimize eğitim kalitesini yükseltecek reformlar yapmalıyız.

Haftanın Öfkesi:

Böyle bir hukuk skandalı hiçbir gerçek demokraside olmaz. Kemal Türkler davasından söz ediyorum. DİSK Başkanı Türkler'in öldürülmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Sanık Ünal Osman Ağaoğlu 19 yıl sonra yakalandı, 11 yıl yargılandı. Mahkeme başkanı Ali Asker Kazak, beraat kararı verdi, Yargıtay bozdu, beraatte ısrar edildi, Yargıtay yine bozdu. Bunun üzerine Kazak önce çekildi sonra rapor aldı ve Türkler suikastı zaman aşımına uğradı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bile kararı; “30 yıllık bir davada 'Kusura bakmayın, zaman aşımına uğradı' demek insan onurunu yok etmektir” diyerek eleştirdi.

Haftanın Gözlemi:

Çanakkale'yi niye sevdiğimi bir kez daha anladım. Çünkü insanları aydınlık ve açık görüşlü. Yıllar sonra biri bana elimdeki kitabı sordu. Biga Birlik'in Çanakkale otogarındaki yazıhanesinde çalışan Hüseyin isimli arkadaş, bir iş için yanına gittiğimde, hemen elimdeki kitabı göstererek, “Ne okuyorsun?” diye sordu. Hoşuma gitti. Sonra eve Çanakkale Gaz'dan gelen Ahmet'in de “haftada üç kitap okuduğunu” kütüphaneden gözlerini ayırmamasından anlamam lazımdı.

Haftanın Sözü:

“Aşkı güzel bir an olarak düşünebilirsin. Başlangıç ve sonu kendi içinde barındırır. Bu yüzden belli bir amacı yoktur.”

(Gabriel Garcia Marquez'in ‘Kolera Günlerinde Aşk’ adlı romanından aynı adla uyarlanan filmde, kahraman 53 yıl beklediği aşkına kavuştuğunda söyledi.)

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981