Savaşların en büyük mağduru ve yükünü çeken çocuklar ve kadınlarımızdır. Bu günkü savaşlarda bile en büyük bedeli kadınlar ve çocuklar ödemekte.
Birinci dünya harbi ve kurtuluş savaşı yıllarında yaşayan, birinci kuşak neslin kıymetini bilemedik. Keşke Kültür Bakanlığı ve TRT o insanlarımızla söyleşiler yapıp, kitaplar yazıp, filmler ve belgeseller çekerek gelecek kuşakların ders ve ibret alacağı eserler bıraksaydı. Yapılmadı çok yazık..
SEFERBERLİK YILLARINDA YAŞANANLAR
50 yıl önce çocukluk yıllarımızda seferberlik yıllarını anlatan yaşlıların ağzından tek bir cümle dökülür, sonrada gözlerinden yaşlar akardı.
‘’...Allah seferi birlik yıllarımı göstermesin evlatlarım, düşman cephelerde eşimizi evlatlarımızı şehit etti. Bizler cephelere, askere cephane taşıdık. Açlıktan ölenler ve eşkıyaların saldırısından kendimizi korumak için ölüm kalım mücadelesi verdik ...’’
Daha buna benzer çok şeyler dinleyerek geçen çocukluk yıllarımızda duyduklarımız bize hikaye gibi gelirdi. Daha sonra bu acı gerçeklerin ne kadar önemli olduğunu anladık ama iş işten geçmiş, onlar çoktan Rahmeti Rahman’a kavuşmuşlardı.
BABAM, ANAM VE  HALAMDAN DİNLEDİKLERİM
Savaş ve seferberlik yıllarının çocukları olan, o günlerde yaşananları çok iyi bilen bir çok insan tanıdım. Onlardan en önemlisi babam, halam ve geçen hafta ebediyete intikal eden anamdı. Onlar seferberlik yıllarının canlı şahitleri çocuklardı, o çocuk halleri ile bir çok şeyi dün gibi hatırlıyorlardı.
Babalarının nasıl askere alınıp bir daha gelmediğini, rahmetli halamın ‘’babamın şehit olduğu yerleri görüp oraların taşına toprağına yüz sürüp öpsem’’ dediğini hiç unutamıyorum.
Rahmetli anam, babasının Sarıkamış Savaşları’nda esir düştüğü Sibirya’dan nasıl kurtulup kaçtığını, köyde hangi sıkıntıları yaşadığını, asker kaçağı, ağa bozuntusu eşkıyaların nasıl insanlara zulüm ettiğini, açlık ve fakirliğin ne kadar acı olduğunu anlatırken gözleri yaşarıyordu.
Tirebolu Askerlik Şubesi kayıtlarında askere celp edilip cepheye sevk edildiği yazılan, hangi cephede şehit olduğunu bilemediğimiz, tüm aramalarımıza rağmen bir izine ulaşamadığımız rahmetli dedemin eşi Kezban Anamın Kafkas Cephesi Harşit Savunması bölgesine sırtında yağmurda, çamur ve karda nasıl askeri cephane ve yiyecek taşıdığını anam, babam ve halamdan defalarca dinledim.
Her defasında onlar aynı şeyi anlatıyorlar, aynı bilgiyi veriyorlardı.
Evet o bilgiler ve onlardan öğrendiklerim beni zaferler tarihimizi araştırmaya ve şehitlikleri araştırıp tanıtmaya ve şehitlere ve gazilere vefa borcumuzu ödemeye sevk etti. Birçok belgesel çekimi bu heyecanla başladı. İşte o belgeselden birisi izleyip görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=rahSMp51ErA&feature=youtu.be
Seferberlik yılları araştırılmalı. Babam anam ve halam benim ilk hocalarım ve öğretmenlerim. Onlara çok şey borçluyum www.iktav.com olarak yaptığım tüm tarih, kültürel araştırmalarını ve çektiğim www.devrialem.tv belgesellerini babam, anam ve halamın şahsında tüm baba, ana ve halalara armağan ediyorum. Ahirete intikal edenlerin makamları cennet olsun Ruhları için el Fatiha…
http://www.gebzegazetesi.com/m/?id=1204&t=makale

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981