Ne yazık ki başka önemli konularda sıralamalardaki yerimiz çok kötü...
Örneğin Birleşmiş Milletler'in İnsani Gelişme Endeksi'nde 187 ülke arasında 97'inciyiz. Kişi başına gelir sıralamasında AS ülkeleri ve aday ülkeler arasında sondan üçüncü, 31 OECD ülkesi arasında ise sonuncuyuz.
Dünya Bankası'na göre, nüfusun yüzde 18'i, kırsal kesimde yüzde 34'ü yoksulluk sınırının altında.
IMF'ye göre, cari açıkta ABD'den sonra ikinciyiz. Dünya Ekonomik Forumu'na göre, rekabet gücünde 144 ülke arasında 86'ncıyız.
Demokrasi konusunda 'melez rejimler' sınıfındayız, basın özgürlüğü sıralamasında 197 ülke arasında 117'nciyiz ve dünyada en fazla gazetecinin tutuklu bulunduğu ülkelerden biriyiz.
XXX
Neyse bunlar da önemli ama çok daha yakıcı bir konu var gündemde…
Türkiye şu anda Suriye ile sınırlı savaş durumunda…
Hafız Esad top mermisi yağdırmaya devam ederse, Türkiye Suriye ile savaşa girecek mi?
Batı'nın isteksiz tavrı ortada… Ankara cesaret edebilecek mi peki?
Esad, top atışlarıyla Türkiye'yi savaşı çekmek mi istiyor? Yoksa sınır bölgesindeki isyancıları yok etmek ve Türkiye'deki muhalif milisleri desteklemekten vazgeçirmek mi istiyor?
İlla ki top yekün savaş olacak değil. Gerginlik tırmanırsa ve tampon bölge kurulursa ya da önemli hedefler savaş uçaklarıyla bombalanırsa ya da karadan caydırma amaçlı bir operasyon yapılırsa, Batı'nın desteği olsa bile Türkiye komşuları İran ve Rusya ile karşı karşıya gelecektir.
İran'la gerginlik kötü ilişkilerin sürdüğü İsrail'in işine gelir. Acaba belli merkezlerde Türkiye arkadan ittirilerek, İran konusunda taşeron olarak mı kullanılmak isteniyor?
Bir de 6 Kasım'da yapılacak ABD seçimleri sonrasında, ABD ve İsrail'in İran'a, Türkiye'nin de Suriye'ye eş zamanlı olarak operasyon başlatacağı söyleniyor.
İşin bir de mezhep çatışması ihtimali var ki; o günleri görmek bile istemeyiz.
Eğer, İran, Rusya ve Çin'e rağmen Esad ve 70 yıllık Alevi iktidarı yıkılırsa, Müslüman Kardeşler yönetime el koyarsa, bölgede geniş çaplı bir Alevi kıyımı başlar ve bunun sonuçları Ortadoğu'da çok ciddi kaosa yol açar.
Sömürgeciler, bölgede sınırları yeniden çizmeye hevesleniyor. Irak zaten ikiye bölündü. Kuzeyde Kürdistan Bölgesel Yönetimi, güneyde Bağda Yönetimi var. Ancak güneyin de Sünni ve Şii bölgesi olarak ikiye bölünmesi de muhtemel.
Suriye'nin üçe bölüneceği konuşuluyor. Kuzeyde ilk adımları atılan Suriye Kürdistan'ı, Batıda Alevi ve Hıristiyanların barınacağı bir yönetim… Ortada ise Sünni çoğunluğun yöneteceği bir devlet.
Bu coğrafyadan İsrail'in karlı çıkacağı muhakkak, zaten onun için çiziyor. Peki ya Türkiye'nin çıkarına mı?
Cumhurbaşkanı Gül'ün, “en kötü senaryo gerçekleşiyor” sözlerini nasıl okumak lazım?
Resmen Türkiye bataklığa doğru çekiliyor. Burada oyuncular sadece Türkiye ve Suriye değil. Büyük oyuncular var: Rusya, Çin, İsrail, ABD…
Moskova'dan kalkan ve füze parçası taşıdığı gerekçesiyle Ankara'ya indirilen Suriye yolcu uçağı krizi Rusya ile ilişkileri nasıl etkileyecek?
14 Ekim'de Ankara'ya gelmesi beklenen Rusya Lideri Putin'in bu olaydan önce ziyaretini ertelemesini nasıl yorumlamalıyız?
Bakın, dolar yavaştan TL karşısında kıpırdanmaya başladı. Suriye ile savaş olursa, Türkiye ekonomisini ayakta tutan sıcak para kaçar. Ekonomi allak bullak olur.
Ayrıca yaklaşan kış ayları öncesinde gerginlik daha da tırmanırsa, Rusya ve İran doğal gaz akışını durdurabilir. İran boru hattında patlama oldu, İran gazı zaten durdu, ne zaman geleceği belirsiz. Açığı şimdilik Rusya kapatıyor.
Bu kışı geçmiş yıllarda olduğu gibi battaniyeler altında geçirmekle kalmayız, karanlıkta da kalabiliriz. Malum, elektriğin yüzde 50'sinden fazlasını doğalgazla üretiyoruz ve doğalgazın yüzde 60'ını Rusya'dan alıyoruz.