Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile belgesel tadında Kocaeli tarihi ile ilgili çektiğimiz Devri Alem Programı’mızı önce sizlerle paylaşıyoruz.
Kocaeli'den Malazgirt'e, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile belgesel tadında söyleşi yaparak tarih ve kültür yolculuğuna çıktık.
Başkan Büyükakın, Malazgirt Meydan Muharebesi’nin yapıldığı alandan Gebze Hünkâr Çayırı’na, Sultan Alparslan’dan Kocaeli Fatih’i Akçakoca Gazi’ye önemli ve özel açıklamalar yaparak tarihe not düşüp, zamana noterlik yaptı.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın Devri Alem Belgesel TV programına özel olarak yaptığı açıklamaları sizlerle paylaşıyoruz.
***
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’dan Tarihi Açıklamalar
...” Kocaeli aslında bizim Anadolu topraklarında var olma mekanlarımızın başta gelen örneklerinden bir tanesi. Biliyorsunuz adı Akçakoca’dan geliyor. Akçakoca’nın Kocaeli’yi fethetmesi ile birlikte bizim medeniyetimizin ilk temel taşları burada atıldı. Bizim aslında Anadolu’daki varoluşumuzdan bugüne kadar bir kültürel devamlılık var. Biz zaman zaman kültürümüzün temel kökleriyle bağımızı unuttuğumuzda döner orayı bir daha hatırlarız. Mesela Osmanlının Timur karşısında yaşadığı bozgundan sonra tekrar Söğüt’ü hatırladı. Osmanlı oraya tekrar döndü. Çelebi Mehmet Cami’sini oraya yaptı. Orijinal köklerimize bir daha döndük ve yeniden küllerimizden dirildik. Bu manada bakarsanız Anadolu coğrafyasının her bir noktası Kocaeli’de de olduğu gibi kültür köklerimize dair inanılmaz miraslara sahip. Bu manada Alp Arslan’ın Anadolu’yu fethetmesi ile Fatih’in İstanbul’u fethetmesi arasında bir süreklilik var. Tarihsel manada bir devamlılık söz konusu.
Biliyorsunuz Gebze’mizin sınırları içinde bulunan Hünkâr Çayırı mevkii, Fatih’in otağını kurduğu son nokta. Tarihçilerin bazılarına göre, Fatih burada zehirlendi ve seferi muhtemelen Romanya’ydı. Bu muhteşem bir miras. İnşallah önümüzdeki dönemde, Hünkâr Çayırı’nda bu mirası hatırlatacak güzel bir proje hayata geçireceğiz.
Bizim geçmişten bugüne kadar devam eden tarihsel sürekliliğimiz, kültür köklerimizle bağlılığımız, ancak böyle güzel mekanlarda anlatılabilir. Şeyh Edebali’nin dediği gibi, geçmişini bilmek lazım ki geleceğe sağlam basılsın. Biz bütün bu kültürel mirasımızı kuvvetlendirmek ve bu kültürel devamlılığı sağlayacak şekilde geleceğe emin adımlarla ilerlemek durumundayız. Bu manada da Kocaeli’nin, Anadolu’nun kapılarının açıldığı Malazgirt’le olan bağlarını, Anadolu’nun diğer noktalarıyla bağlarını kurmak bizim hem tarihe karşı hem de geleceğe karşı bir sorumluluğumuzdur. Bu şuurla güzel projeleri hayata geçirmek için devam ediyoruz...”
Gerçekten önemli bilgiler veren Sn. Başkan Tahir Bey’e teşekkür ediyorum.
Kocaeli yıllarca sanayi şehri olarak görüldü. Kocaeli tarih, kültür ve turizm merkezi. Kocaeli’nin bu yönlerini de ortaya çıkarmak gerekiyor.
Kocaeli’den Malazgirt’e Kardeşlik Köprüsü
Başkan Tahir Bey’le söyleşimiz, Gebze merkezdeki makam odasında devam ediyor. Tahir Bey’i ilk kez, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Sekreter Yardımcısı olduğu yıllarda tanımış, yine Kocaeli tarihi ve kültürü üzerine söyleşi yapmıştık.
Başkan Bey’e bir soru yönetiyorum
Kocaeli büyükşehir Belediyesi, ilk kez Ahlat’ta otağ çadırı kurdu ve orada da çok güzel sergi yaptınız. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Sorumuza, Tahir Büyükakın şu cevabı verdi:
....” Malazgirt biziz, Malazgirt hepimizin sembolü. Anadolu’da varoluşumuzun sembolü. Malazgirt’te yapılmakta olan, bizim geçmiş bin yıldan gelecek bin yıla uzanan yol haritamızın bir özeti. Varoluşumuzdaki temel ruhun özü şeklinde ifade edebilirim. Malazgirt’in ruhunu hayata geçirdiğimizde, biz bundan sonraki bin yılın da ruhunu diriltmiş oluyoruz. Ona kökleriyle sağlam bir şekilde bağlanmış oluyoruz. Bu manada baktığımızda bizim Malazgirt’te olmamızdan doğal bir şey olamaz. Her sene, oradaki etkinliklere daha güçlü şekilde katılmak ve geçmişle aramızdaki kültürel bağı tekrar kurmak, Kocaeli ile Akçakoca’nın eliyle Malazgirt arasındaki bağı hatırlamak, gelecek nesillere hatırlatmak anlamındaydı oradaki varlığımız. İnşallah bundan sonraki senede orda olacağız. O otağı her zaman devam etmeli. Bu memleketin ruhu ancak bu şekilde ayakta tutulur ve geleceğe çok sağlam basılabilir...”
Evet, Sayın Büyükakın ile çok önemli bir söyleşi gerçekleştirdik ve belgeselleştirerek tarihe not düştük.
Makam ve mevkiler gelip geçici…
Necati Gençoğlu’ndan, İbrahim Karaosmanoğlu’na nice belediye başkanları, valiler kaymakamlar ve milletvekilleri ile bakanlar tanıdım, birçokları çoktan unutuldu.
Baki kalan, gök kubbede hoş bir seda imiş…