Anneannem ilginç biri. Olaylara öyle acayip taraflardan bakıyor ki, nasıl bir anda böyle şeyler düşünebiliyor, anlamıyorum.

Geçenlerde bir reklam izliyorduk. Reklamda, uzun saçlı, sakallı bir çocuk oynuyordu. Anneannem, "aa, kıza bak! Sakal bırakmış..." dedi. Erkeğin saç uzatma ihtimali aklına bile gelmezken, kızın sakal bırakma ihtimalini düşünebiliyor. 5 çocuğu var anneannemin. 3 erkek, 2 kız ama sadece Çiko Dayım önemli anneannem için. Anneanneme göre Çiko Dayım, dünyanın en zeki, istese atomu parçalarına ayırabilecek fakat serkeşliği, vurdumduymazlığı kendisine düstur edinmiş, doğaüstü bir varlık. Anneanneme göre, dayım her alanda en iyi. Bir ara dayım ile Tarkan'ı kıyaslıyordu dans konusunda. "Çiko'nun yanında, Tarkan da kim!" diyecek kadar abartmıştı kıyaslamayı. Dans dediysem, düğünlerde oynama yani. Anneannem en çok dayıma kızıyor ama en çok da onu seviyor. İlginç bir ilişkileri var. Sanki anne-çocuk ilişkisi gibi değil. Dayım hiç evlenmedi bugüne kadar. Bir gün, anneannem dayıma, "sen hala otur burada böyle! Bülent Ersoy bile evlendi" demişti.

Anneannemin sadece dayımla olan ilişkisi değil, herkesle olan ilişkisi farklı. Mesela eskiden mahallede herkes ondan korkarmış. Baya bir cadıymış yani. Çok çok eski zamanlarda, kadınlar çeşmeye su doldurmaya gittiklerinde, kimileri su dolduracakları kabı geceden çeşmenin başına bırakırmış, sıraya girmemek için. Anneannemde bu geceden kabını bırakanların kaplarını parçalarmış, sırayı bozuyorlar diye.

Bir gün anneannemin köyünde muhtarın kızı evleniyormuş. Muhtarın kızı, "muhtargilden kız alan, beşi birliği takmalı" gibisinden bir mani okumuş. Arkasından anneannem, "dereler akmayla, ne olur bakmayla, çirkin güzel olur mu, beş altın takmayla" diyerek cevap vermiş maniye. Şu an rapçilerin birbirleriyle atışma amaçlı yaptıkları "diss" denilen şey, taa anneannemin köyündeki muhtarın kızının düğününe dayanıyor.(burada Sunay Akın gibisinden, tarihi bir bilgi vermiş oldum)

Annem ve babam çalıştığı için, ablam ile bana anneannem bakmış. Bir gün ablam küçükken, üst komşu gelip, "Derya bahçeye kaka yapmış, temizleyin bunu" demiş. Sonrasında anneannem bahçeye gidip, kaka'ya bakmış ve "bu karalahana kakası. Bizim çocuk karalahana yemez. Sizin çocuklar yapmış bunu" demiş. Çocuğunu kakasından tanıyacak kadar da, olaylara hakim bir insandır kendisi.

Rosalinda'lı, Maria Mercedes'li pembe dizilerden, futbola kadar her şeyi takip ederdi. Mesela, fanatik Galatasaraylı’dır. "Bizim UEFA kupamız var" diyecek kadar Galatasaraylı’dır. Onun için Fatih Terim, "Fatik Kerim" dir. Çiko dayımın adı Zikri. Ama anneannem için  "Zikrüüü" dür o. Lahana-ilahana, limon-ilimon, neskafe-nesgayfe, pazartesi-bazartesi ve daha aklıma gelmeyen bir sürü kelime.

Bu hafta nedendir bilmiyorum ama anneannem hakkında yazmak istedim. Aslında daha yazılacak bir sürü şey var anneannem hakkında. Her şeyiyle komik olabilen, nadir insanlardandır. Şuan 87 yaşında. Mesela anneannem bir yemek yapar, ona göre 7 köy hayran kalır onun yaptığı yemeğe.

Normalde adı Gülsüm. Ama Necime diyorlar. Gülsüm ne güzel isim, niye kendisine Necime dedirtiyor bilmiyorum. Çok hastalandığından dolayı, bir de lakabı var "Çürük”

Bu yazıyı onun hakkında yazdığımı bilse, "Laa Engüün, nettin ya la" derdi.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981