Artık kızamıyorum gerçekten... Sadece gülüyorum. Baksanıza aralarına Somali Cumhurbaşkanı Mahmud’u alarak açtıkları Marmaray’da daha ilk günden sigorta attı.
Törenlerle açılan 8 milyar liralık Marmaray, ertesi gün elektrik arızası nedeniyle çalışmadı, millet rayların üzerinden yürüyerek, tüneli geçmek zorunda kaldı.
Kimi, “dünyanın en derin tüp geçidi” dedi, kimi de “deniz altında yürüme dalında millet olarak rekor kırdık...”
Hizmetten ne anlar bu münafıklar!..
Cumhuriyetle eş tutup asrın en büyük projesi diyorlar ya... Biri de cevabı yapıştırmış; Asrın en büyük projesi Cumhuriyettir, gerisi hizmettir, bu böyle biline...
Cumhuriyetin 90. yılını kutladık ama konuştuğumuz konu, Meclis’e türbanlı vekil girsin mi girmesin mi... İşte ikinci Cumhuriyetçi iktidarın anlayışı budur.
Ancak artık yeni bir Cumhuriyetin zamanı geldi... Emekten yana, baskıya ve zulme karşı, bağımsız, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Cumhuriyet…
Demek istediğim Japonların teknolojisiyle yapılmış, maliyeti bizlerin yarattıkları ile ödenen bir tüp geçit, Cumhuriyet ile eş tutulamaz, Çok, çok daha fazlasını, çok farklı değerleri hak ediyoruz.
Bizler Truvalıların torunlarıyız… Truvalı, Anadolu’yu işgal etmeye gelenlere direnenlerdir. Tıpkı Anadolular ve Mustafa Kemal gibi…
Japon teknolojisi değil bizim övünmemiz ve sahiplenmemiz gereken, bu toprakların ta o dönemden bu yana tüm zenginlikleridir… Sahip çıkmamız gereken budur…
Çanakkale’de bir toplantıda, yazar Ali Sirmen’e sormuşlar; “Truvalılar ne kadar biziz, biz ne kadar Truvalıyız…” diye…
Demiş ki; “Ne kadar Sabahattin Eyüpoğlu’muz, Halikarnas Balıkçımız, Melih Cevdet Anday’ımız var ise, o kadar Truvalıların devamıyız…”
Çok doğru, ne kadar aydınlanmadan, devrimlerden, eşitlikten, özgürlükten, bağımsızlıktan, yenilikten, bilimden yana olursak, o derece daha iyi bir Cumhuriyet bizim olur.