Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennemden kurtuluş olan 11 ayın Sultanı Mübarek Ramazan ayının birinci günündeyiz. Manevi huzurun zirveye ulaştığı bereket ayı olan Ramazan ayı aynı zamanda yardımlaşma ve dayanışma ayıdır. Fitre ve zekâtların verildiği bu ayda fakirlerin yüzü de güler. Bu ayda yapılan ibadetlerin sevabı diğer aylarda yapılan ibadetlerden daha fazladır.
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Ramazan ayında dikkat etmemiz gereken en önemli hususlardan bir tanesi de gösteriş ve şatafat için verilen iftar yemekleridir. Bölgemizde ve ülkemizde o kadar yardıma muhtaç insanlar var ki, onlara yardım yapmak yerine gösterişli sofralarda milyarları israf etmek günah ve israftır.
Ramazan ayını manevi huzurla geçirmenizi diliyorum.
Bu vesile ile tüm İslam Aleminin Mübarek ramazan ayını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
TÜSİAD’IN ESKİ TÜRKİYE ÖZLEMİ
Bir zamanlar hükümetler üzerindeki baskıları ile bilinen patronlar kulübü TÜSİAD eskiden kalma alışkanlarını unutmuş değil.13 yıl önceki özlemi ile yanıp tutuşan, bu hasretini zaman zaman hükümete kafa tutarak gidermeye çalışan yabancı sermeyenin Türkiye’deki en büyük iş ortaklarından oluşan TÜSİAD’ın 7 haziran seçimlerinden çıkan tablodan, ekonomik olarak memnun olmasa da, ideolojik olarak ağızları kulaklarına varıyor. AK Parti’nin tek başına hükümet olduğu 13 yıllık iktidarından diğer iktidar döneminden daha fazla kazanan TÜSİAD üyeleri, seçimlerin ardından 15 gün geçmeden yine eski rollerine soyundular. Türkiye’nin geleceğinden o kadar endişe etmişler ki (gözlerim yaşardı) sıcağı sıcağına Ankara’ya gidip siyasi parti liderlerini ziyarete başladılar. Deyim yerinde ise akıl hocalığına soyundular. Görüşmede mesajlarını direk mi yoksa endirekt mi verdiler. Çok meram ediyorum. TÜSİAD’ın Ankara turunu samimi bulmuyorum. Onların derdi üzüm yemek değil!!
DEMİREL’İN ARDINDAN…
Ölen kişinin arkasından konuşmak doğru olmasa da benim 35 yıldır tanıdığım ve Türk siyasetin 50 yılına damgasına vuran bir kişi için söyleyeceğim bir iki kelam var elbette.
Süleyman Demirel, 12 Eylül 80 askeri darbesi ile kapanan Adalet Partisi’nin genel başkanı iken 7 yaşlarında siyah beyaz ekranlarda gördüğüm ilk siyasi liderdir. Sonraki yıllarda yakından tanıma fırsatı bulduğumuz Demirel’in gerçek yüzünü daha sonra öğrendik. Türk siyasetine en uzun süre damga vuran ancak iz bırakan çok fazla hizmetinden söz edemeyeceğiz Demirel, 28 Şubat sürecinin Cumhurbaşkanı olarak takındığı tavır ve mütedeyyin kesim için söylediği sözler hala hafızalarımdadır. Demirel için yazacaklarım bu kadar.