Seçim dönemleri gelince, nedense içimi tanımlayamadığım bir sıkıntı kaplıyor.
Her seçim dönemine kimi seçmeyeceğimden emin olarak giriyorum, ama kimi seçeceğim konusuna gelince takılıp kalıyorum.
Yanıtını bulamadığım bu soruyu da, rasladığım bir çok insana soruyorum. Öğreniyorum ki, onların da benden farkı yok.
Seçim, demokrasi için gerekli olabilir, ama insan psikolojisi için iyi bir şey değil.
Burjuva Demokrasisi maalesef insanı adeta robotlaştırıyor. Oy kullanıp seçsen de sorumlusun, seçime katılmasan da...
Çaresiz oyumu kullanıyorum. Sandık başından ayrılırken, huzursuzluğum azalacağına, üzerimden yük kalkacağına, çok daha fazla huzursuzlanıyorum. Yanlış tercihin bedelini ödemekten çekinmem, ama...
Birlikte yaşadığım insanlara, yöreme, ülkeme, hatta insanlığa ve dünyaya kötülük edip etmediğim konusunda içim içimi yer.
Benim oyum nedeniyle özellikle güçsüzlerin zarar görmesi vebali, beni kahreder.
Bugüne dek dünyalı çok zebani tanıdım, işkencelerini yaşadım. Öteki tarafta kesinlikle zebani görmek istemiyorum.
Proje Yarışı
Özellikle yerel seçimlerde, her aday kafasına silah dayanmış gibi, ille de yeni ve muhteşem projeler vaad etmek derdinde.
Deli oluyorum bu garabete. Kime sordun, kimin parasıyla kişisel hayaller kuruyorsun?
Bu projeler, her nedense hep inşaat yapma üzerine. Öyle ki; yurttaş da alışmış, “En iyi başkan mimardan çıkar” yargısına sahip.
Yahu kardeşim, şu memleketi bir gezin bakın. Bir kaç dünya kenti dolaşın bakalım. Örneğin Barselona’nın bir mahallesi kıvamında bir kent gösterebilir misiniz?
Onların mimar Gaudi’si var da, bizde mimar Memet çıkmaz mı? Çıkar da... Hangi mimar bilgisi, deneyimi ve üretici yeteneği ile proje çizebilmiş ki?....
Müşteri ne istiyorsa, siyasetçinin rantiye odaklarına göre çizdiği imar planı neyi gerektiriyorsa, projeyi kim onaylayacak, bedelini kim ödeyecekse mimarbaşı o!
Kaldı ki, hangi meslek müşteriye rağmen kendi özgünlüğünde yapılabiliyor ki?
Geçen seçim Biga’nın her mahallesine “mahalle merkezi” vaad etmişti CHP’li aday. Seçimi AKP’li aday yeniden kazanınca, her mahalleye birer düğün salonu inşa ettirdi.
Bizim mahalledeki o gün bugündür bomboş. Mahalle gençleri evlenmiyor mu ne?
Adaylar boş görünen her arsaya bir proje yapmaya öyle yatkın ki, boş arsa yoksa da önemli değil. Kamuya ait bir binayı yıkıp, yerine yeni proje yapmaya kalkıyorlar.
Neyse ki, büyük kentlerdeki gibi henüz buralarda sıra garibanın evlerine gelmedi.
İşin en tuhaf yanı, belediyenin gerçek bütçesi, gelirleri nedir tam bir sır. Her aday “ben para bulurum” diyor, haberiniz olsun.
Biga’da ortalama bir konut 90 metrekare. Projelere bakıyoruz, makam odaları koltuğa oturacakların kendi konutlarından büyük.
Bu satırları Bigazete’nin en minik odasında (evin beşte biri), 110 santimetrelik masamda yazarken, gülme önceliğini kullanıyorum.
Biga’da 15 bine yakın zorunlu eğitim gören, 6 bin üniversitelimiz var. Türkiye’nin en ünlü şarkıcıları arkasına onlarca müzisyen üretmişiz. Yerel müzisyenlerle ayda bir ne konser var, ne de projelendiren.
Üç Adım Atlama ve Uzun Atlama’da Türkiye Şampiyonu çıkardık, Biga’da atletizmi krostan ibaret sanıyoruz. Üç kapalı spor salonumuz var. Salon sporlarında takım yok, seyirci yok.
Onlarca kültürel kimliğe sahip köylerimiz, çeşit çeşit ev yemeklerimiz var. Piyasa fastfood ve ustaları dışarıdan getiriyoruz.
Heykel atölyesi olan bir ilçeyiz, meydanlarımız yok ki heykellerimiz olsun.
Neyse... Fuarımız var, dışarıdan fuar şirketine bedel ödesek de, çok şükür lütfedip gelmiyor ve kendimiz yapıyoruz.
Proje ille de ozalite çekilmez değil mi?
Fez-leke
Bir hukuk terimi olmasına karşın, kamuoyunun siyasal bir kavram olarak gördüğü fezleke, yine gündemde.
Fezleke; bir yargı kararının, bir soruşturmanın veya bir teftiş raporunun özetidir.
Sınıflı toplumlarda, milletvekilleri ve bürokratlar gibi yargılanma ayrıcalığı bulunan kişiler vardır. Fezleke bu kişilerin yargılanabilmesi için, gücü elinde bulundurana gönderilen “izin verin yargılayalım” metinlerdir.
Fezlekeyi fez (halk dilinde fes) ve leke olarak ayrıştırdığımızda, başın üzerinde duran leke anlamına gelir ki; böyle anlaşılması daha mantıklı olabilir.
Bakanlarla ilgili fezlekeler 30 Mart yerel seçimleri sonrasına bırakılınca, feslerin başlarda bir süre daha duracağı anlaşılıyor.