Her alanın habercilikte magazini vardır. Magazin yapabilmek için önce ikoncanlar aranır.
İkoncan dedim diye, aşağılamak için kullanılan bir son dönem kavramı gibi sakın görünmesin. Ben candan görünen, tapınılası yapılan ademoğlu anlamında kullandım. Zaten ikon da Hristiyan geleneğinin bir ürünüdür ve özgün anlamı budur.
CHP’nin son dönemdeki ikoncanı Muharrem İnce’dir. Sokaktaki insanın duygularını okşayacak, onun gazını alacak tapınılası cesarette, tanrısal bir muhalefet simgesi haline gelmiştir. Hiç bir programı, çözüm önerisi yoktur; içi boş ama renkli muhalefet salatası sofraya koyar. Konuşması biter, hayranlar şakşaklar.. Sorarsınız:
-Ne önerdi?
Önce bir yutkunma...
-Adam güzel konuştu işte...
Bizim yatılı okulun Küçük’ü bile “Muharrem İnce benim çırağımdır” diyerek parsadan pay kapıp yeniden vekil olmayı düşlemektedir. Olur mu olur...
Yağlı güreş geleneğinin bir ritüeli olan parsa, günümüzde bahşişe dönüştü ama olsun; belki siyasette hala paylaşılacak kadar yüklücedir.
İşte bu Muharrem İnce “artık vakt-i zamanı geldi” diyerekten mi, yoksa gaza getirildiğinden midir nedir, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çakmış.
Magazin medyası efekt alkışlarla, sponsorlu hitlerle “yaşa!”, “varol!” hönkürmelerinde.
Ne demiş CHP ikoncanı?
“Siz aynen benim babama benziyorsunuz Sayın Genel Başkanım. Çocukluğumda bahçemizdeki elmaları ben toplar, koyunları ben otlatır, sütlerini ben sağardım. Bunları yaparken derslerimi ihmal etmez, karnelerimde hep teşekkür getirirdim.
Bütün bunlara rağmen babamın ağzından bir tek takdir sözcüğü çıkmaz, komşunun oğlu en küçük bir şey yaptığında, bak elin oğlu ne yapmış deyip onu günlerce anlatır, sürekli başıma kakardı. Siz, partinizin öz evlatlarının başarılı işler yapacaklarına pek inanmıyor, seçim başarısını dışarıda, sağcıları aday yapmakta arıyorsunuz.
Oysa başarının yolu devşirme sağcı adaylardan değil, partinin öz evlatlarından geçer. Biga, doğru politikanın bu olduğunu gösteren örneklerden sadece biridir. Sağın ezici üstünlüğe sahip olduğu bu ilçemizde seçimi sağcı adayla değil, kendi adayımızla kazandık.
Sağcılara bel bağlamak şeklindeki hatayı inşallah önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yapmazsınız.”
İkoncanımızın derdi Deniz Baykal’ı Cumhurbaşkanı adayı yapmak olabilir tabii... Diyebilse, onun görüşüdür der geçerdik ama ikoncanlar bir şey demez, gösterir çeker.
Kaldı ki Deniz Baykal Cumhurbaşkanlığı yapacak niteliklere de sahip. Tek sorunu asla seçilemeyeceğidir. Onu da en iyi kendisi bilmektedir, çünkü kazanmak için siyaset yapmayı unutalı yıllar olmuştur.
CHP İkoncanı magazin manşetlerine çıkan konuşmasında, neden Biga’yı örnek vermiş acaba?
Biga’daki seçim kampanyasında bir kaç saatliğine uğrayıp en büyük gösteride assolistlik yaptırıldığı için olabilir mi?
Biga’da seçim kazanan ile İstanbul’da seçim kaybeden farklı dünya görüşüne veya siyaset çizgisine sahip adaylar mı? İkoncan Muharrem merak edip araştırmış mı?
Belediye meclisinde çoğunluğu neredeyse kaybettirecek biçimde pazarlıklarla Cemaat ve BDP desteğini alarak Biga Belediye Başkanı seçilen İsmail Işık’ın seçimden seçime aday olup, ömrü boyu ağzından bir tek yerel veya ulusal sorunla ilgili söz çıkmayan Biga’nın Sarıgül’ü olduğunu görememiş mi?
Benim de sorduğum soruya bak. İkoncan dediğin görmez, gösterilendir ve görünür.
İkoncan Muharrem’in inişi başlamış görünüyor. Magazin dediğin çabuk tüketir insanı. Balon gibi şişirir, şişirir ve bir küçük toplu iğne... Bum!...
Gaza getirildikçe kendini kah Yalova Milletvekili, kah Ankara Belediye Başkan Adayı, kah Cumhurbaşkanı belirleyen parti müfettişi görmeye başlayan bu kardeşimizi, birileri uyarmalı.
Siyaset ikonconları moda ikoncanlarına pek benzemez. İllelebet fıkra kahramanlarına dönüşürler.
Yalova seçimleri yenilenecek ya, her halinden saflık ve temizlik akan CHP’li Yalova Belediye Başkan Adayı’na seçim kaybettirmemesi için, Muharrem İnce’nin Ankara’da kalmasında yarar olabilir.
“Demedi” denmesin.