Genelde insanlar, anlamadıkları şeyleri yok saymaya, bunu yapamıyorlarsa da ötekileştirmeye bayılır. Bu tarz insanlar için “normal” olmayan her birey, acınması ama daha önemlisi uzak durulması gereken ruhsuz bir varlık gibidir. Tabii ki otistik bozuklukları olan çocuklar da toplumun bu vicdansızlığından nasibini alır. Ama çoğu durumda onlar bunun farkında bile değildir. Zira onlar aslında yaşamla baş etmenin yollarını arar. Öte yandan ebeveynleri ise bir bataklığın içine düşmüştür; tahayyül edilemeyecek kadar dipsiz, karanlık ve çaresizlikle dolu bir bataklık! Bu konuda okumalar yaptığımızda karşımıza çıkacak durum kısaca şudur: çocuğunun otizmli olabileceğini öğrenen ebeveynler önce bunu şiddetli bir şekilde reddediyor; daha sonra da bundan emin olmak için ilgili bütün testleri yaptırıyor. İşte bir cümleye sığan bu süreç, haftalarca hatta aylarca sürecek çileli ve acımasız bir yolculuk demek. “Bef” adıyla da bilinen Meksikalı çizer Bernardo Fernández’in yazıp çizdiği “Konuş Maria” isimli çizgi roman, işte bu çileli ve acımasız yolculuğun kısa ama suratımıza inen bir tokat kadar çarpıcı özetini sunuyor.
 
Bef ve Maria’nın Umuda Yolculuğu
 
Bef’in otobiyografik bir öyküye imza attığı bu çizgi romanda aslında başkarakterimiz, Bef’ten ziyade kızı Maria oluyor. Kızının otizmli olduğunu öğrenen Bef’in kendi yaşadıkları çerçevesinde inşa ettiği bu küçük dünya, aslında otistik bozuklukları olan çocukları anlayabilmemize olanak sağlayacak kadar büyük bir dünya tasvir ediyor. Bunu yaparken de ancak sayfalarca yazının verebileceği bilgiyi, minimal ama etkileyici bir görsellikle bir solukta vermeyi başarıyor. Bef’in umutsuz başlayan yolculuğu, Maria’yi anlayıp kabul etmesiyle birlikte umuda doğru meşakkatli ama unutulmaz bir yolculuğa dönüşüyor.
 
Rengârenk Bir Dünya
 
Bef’in kalın konturlu mizahi çizgilerinin, “Persepolis” çizgi romanından tanıdığımız Marjane Satrapi’nin çizgilerini anımsattığını söyleyebiliriz. Tıpkı onun gibi Bef’de arka planı ve mekânları neredeyse tamamen hiçe sayarak karakterleri ön plana çıkarmayı tercih ediyor. Ama bununla birlikte Bef’in panellemesinin gerçekten alışılmışın dışında olduğunu söylemeliyiz! Bazen geniş panelleri ile storyboard benzeri bir anlatım dili ortaya koyuyor, bazen resimli bir çocuk kitabını anımsatıyor ve bazen de bütün sayfayı kaplayan kapak niteliğindeki çizimleri ile karşımıza çıkıyor. Ama belki de çizgi romanı görsel anlamda kuvveti kılan en önemli unsur, renklerin atmosfer yaratmak için kullanılmasındaki ustalık oluyor. Başlangıçta hâkim olan kasvetli tek renkler, Bef’in umudu arttıkça daha canlı renklere yerini bırakıyor. En sonunda da her şeyin “normal” rengine kavuştuğunu görüyoruz. Umutsuzluk ve umut, renkler kullanılarak ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi!
 
Gerçekçi Olduğu Kadar Yol Gösterici
 
Kâh çileli kâh erinçli anıları arasında dolanmamızı sağlayan Bef, bu çizgi roman ile hem otizmi anlamaya çalışan bir babanın samimi itiraflarına imza atıyor hem de otizmli bir çocuğun iç dünyasını büyük bir özenle görselleştiriyor. Son tahlilde Konuş Maria”, otizmli bir çocuğun dünyasına girmemizi sağlayacak, hüzünlü olduğunu kadar eğlenceli, gerçekçi olduğu kadar yol gösterici bir çizgi roman olduğunu unutulmayacak bir şekilde ortaya koyuyor.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981