“Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş olmak dışında her şey boştur ve laftır. Ahlaklı bir tanrı tanımaz, ahlaklı bir Ermeni, ahlaklı bir sağ görüşlü, ahlaklı bir Müslüman benim için çok değerlidir. Yaşadığımız acılardan sonra, özellikle son iktidar döneminde bunlar daha da kazanmaya başladı son 30 yılda... Önemli olan sağcı, solcu olmak değil. İster Kürt olun, ister Sünni, ister Alevi… Ahlaklı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değilseniz, ciğeriniz beş para etmez!”
Doğru değil mi? Önemli olan; ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş olmak...
Peki, kimdir ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş?
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, kendi gibi olmayan, kendisi gibi düşünmeyen herkese saygılı olur. Kibirli, sert ve kırıcı olmaz. İnsanlara tepeden bakmaz. Kime, ne yardım yapabileceğini düşünür. Diğer insanları dinler. Onların da haklı olabileceğini düşünür. Dedikodu yapmaz, başkalarının sıkıntılarından, başarısızlığından mutlu olmaz. Gerektiğinde hesap vermeyi bilir. Şeffaf olur.
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, mal hırsıyla, para hırsıyla villalar, gemiler, lüks otomobiller, yatlar almaz. Zaten, ahlaklı yurttaş, paylaşımcı, sosyal adaletçi olur. Vahşi kapitalizme, dizginsiz liberalizme yüz vermez. Kar hırsıyla yanıp tutuşmaz.
Gözünü rant bürümez. Her gördüğü boşluğa, ağaçlığa apartman, gökdelen dikeceğim diye tutturmaz. Kazandıklarını yatırıma çevirir, iş alanları yaratır. Bağış yapar, kar amacı olmadan okul yapar. Faizden, borsadan parayı nasıl katlarım, diye bakınmaz. Vergi verir.
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, çevreye saygılı olur. Ağaç kesmez, fazla su harcamaz, denizleri kirletmez. Kanalizasyonları denize bırakmaz. Köprü yapacağım diye ormanları katletmez. Bir park, bir ağaç için bir araya gelen insanları azarlamaz.
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, çocukları, özellikle kız çocuklarını okula gönderir. Eğitimi çok önemser, sonsuz destek verir. Eğitime, bilime bütçeden sürekli daha çok pay ayırır. Küçücük kızlara başörtüsü baskısı yapmaz, okula yollar. Hele küçük kızları gelin vermenin insanlıkla ilgisi yoktur.
Kadınları çocuk doğurup evde oturmaları için yönlendirmez. Kaç çocuk doğuracaklarına karışmaz. Özellikle kadınların iyi eğitim alması, iyi evlatlar yetiştirmesi için uğraşır. Onların çalışmasını, işgücünde daha fazla kadının olmasını teşvik eder.
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, kökenler ve inançlar üzerine fazla konuşmaz. Kimin ne olduğunu afişe etmez, meraklanmaz. Kendi söylemediği sürece, ona sormaz. Kendi kökenini, inanışını yüceltmez, milliyetçilik yapmaz. Politikalar da bunun üzerine kurulmaz, oy hesabıyla ayrışmayı, düşmanlığı teşvik eden sözlerden kaçınılır.
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, sürekli dinden, namazdan, niyazdan bahsetmez. İbadetini gizli yapar. Yapmayanlara çok yakını olmadığı sürece karışmaz. Onları ayıplamaz, “biz ve onlar” demez. Dinin, iş yaşamına, okul yaşamına, siyasete karışmasına izin vermez.
Ahlaklı insan ve ahlaklı yurttaş, çok okur. Her yaşta öğrenmeyi ve soru sormayı bilir. Kendini geliştirmeye çalışır. İşinde yapabileceğinin en iyisini yapar. Zenginliğin sadece para değil, bilgi birikimi, okuduğu kitap, kullandığı kelime sayısı ile de ilgili olduğunu bilir.
Rüşveti, yolsuzluğu, hortumculuğu, ihalelerden yüzde almayı, ayakkabı kutularına para tıkıştırmayı, sahte delillerle aydınları, gazetecileri içeri tıkmayı, ölümcül hasta bir profesörü inatla cezaevinde tutmayı, döverek, kurşun sıkarak gencecik insanları öldürmeyi, gaz sıkmayı, bunlar için emir vermeyi, adaleti yönlendirmeyi saymıyorum bile... Çünkü bunların konumuzla ilgisi yok.