Korku ve çıkarların zedelenmesi kaygısı nedeniyle, karnından konuşmanın yaygın olduğu bir süreçteyiz. Bu hafta gündeme getirdiğim sorun, aslında Biga’da vicdanı olan, düşünen her Bigalının baktığında “Yuh olsun!” diyeceği noktaya ulaştı.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ne bağlı Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Biga Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu bilindiği gibi Ramazan Aydın Yerleşkesi’nde yer alıyorlar.  Biga Belediyesi’nin mücavir alanıdır bu bir milyon dekarı bulan bölge.

Biga’dan Çanakkale’ye giderken, karayolu üzerinde 10. kilometrede, sağdadır. Öğrenci sayısı 5 bini aşarken; aynı mücavir alanda biri Terzioğlu Vakfı diğeri KYK’ya ait iki yurtta şimdilik binyüz öğrenci yaşıyor.

Yolun karşısındaki Ağaköy’de ise binden fazla öğrenci ev ve pansiyonlarda...

Akademik kariyerlerini Biga’da edinmiş iki yönetici elindedir bu okullar. Rektör de öyle. Ne oldularsa, Biga’da oldular...

Bilmeyenler için not edeyim. Ramazan Aydın Yerleşkesi tümüyle Bigalının özverisi ile ortaya çıkarılmış, Türk Milleti’nin vergileri ile de desteklenmiş bir yapıdır. Öyle yurdun çeşitli yerlerindeki siyasetçi hediyesi üniversitelere pek benzemez.

İşte bu iki (rektör de dahil üç) yönetici Biga’ya gırtlaklarına kadar borçludurlar. Gırtlaklarına kadar diyorum, çünkü yedikleri lokmanın bedelini de Bigalı ödüyor.

Biga “gelişmiş” sayıldığı için, Ankara’ya 90 yıldır verdiklerinin, akıllara durgunluk verecek kadar çok çok azını alan bir ilçedir.

En son yerleşkedeki iki büyük bina da, Biga Belediye sınırları içindeki insanların hizmet olarak paylaşmaları gereken belediye bütçesiyle yapılmıştır.

Peki bu mücavir (komşu) alan yerleşkesinde kazanan ÇOMÜ, Biga İİBF ve Biga UBYO yöneticileri nerede yaşıyorlar?

Çanakkale merkez ilçede!

Biga’ya yılda üç kez geldiklerini söyleyemezler. Biga ile ilgili vefa borcu için bile bir kaç saatlik akademik mesai harcamazlar.

Biga’da karnından konuşanların gurultuları, bana “Bunlar ya sahte akademisyen, ya da beslendikleri çanağa tükürenlerden” iması gönderiyor. Yayınlamama sözü versem açık açık diyecek Bigalı çok kanaat önderi var.

Ve bu yazıyı yazdıktan sonra, “Biz memnunuz” diyenler olursa, lütfen onlara dikkatli bakın. İçtensizliği göreceksiniz.

Dekan ve müdür siyaseti çok seviyor. Çanakkale merkez ilçe belediye başkanlığı için iktidara yaranma görevi üstlenmiş gibiler. ÇOMÜ üretimi bir web sitesinde ve ÇOMÜ’ye iş yapan bir sözde gazetede uzun süredir sefaletlerini izliyorum.

Hedeflerinde CHP’li Belediye Başkanı, CHP’li milletvekilleri var; yazılarında saldırıyorlar da saldırıyorlar.

Sözde akademisyenler ya, sözde bilim insanları ya, dokunulmaz oldukları inancındalar. Kendilerini kutsal sanıyorlar.

İyi de nerede ürettikleri bilim?

Halkın, dileyen tüm uzmanların karşısında Biga’nın Cumhuriyet Meydanı ve Kapalı Pazaryeri’nde eğer 30 dakikalık bir tartışmada beslendikleri yöre ile zerre bilgileri, ilgileri bulunmadıklarını, ne denli Biga cahili olduklarını göstermeye hazırım.

Bu meydan okuyuşum bile tek başına onlar için utanç sebebi olmalı. Rakibim değiller, kişisel karşıtlık için hiçbir elle tutulur gerekçe bulunamaz. Bigalıyım ve Bigalının bakınca görebileceği bir isyanı dillendiriyorum.

Rektör de dahil eğer dertleri Çanakkale merkez ilçedeki 20 bin dolayındaki öğrenciyi (seçmenin neredeyse yüzde 25’i) etkilemekse, işleri güç değil olanaksız. Üniversiteli genç, tanıştığı bu sözde akademisyenler nedeniyle şoka giriyor, bir süre sonra kafasında kurguladığı saygıdan da eser kalmıyor. Mezun olup gidenler üzerinde bir kamuoyu araştırması yapılsın, -iddia ediyorum- yüzde 5’i bile onlara bilim insanı demeyecektir.

Üniversite öğrencisini yerel halka, yöreye dışarıdan para getiren tüketici, müşteri gibi sunan bu kafalar; Biga’da, olsa olsa yalnızca öğrenciden kazananlarca savunulabilir.

Oysa öğrenciye, 4 yıllık konaklamalı bir turist gibi bakılsa bile, bunu sağlayan Biga’dır, bu kısa program akademisyenleri değil.

Yazımın başlığı sert gelebilir. İnsaf edin, bu denli ayıp ve yanlış (hatta günah) kahredici.

Yerleşke önünde Diyojen gibi fenerle mi dolaşmalıyım yoksa?...

Bu arada bir konuya da işaret etmeliyim.

Mücavir alanda yaşayanlar YSK kararına göre belediye başkan ve meclis üyelikleri için oy kullanamıyor. Bu akıl dışı kararı ayrıca tartışırırız. Şimdilik diyeceğim şudur:

Mücavir alandaki seçmenlere dikkat!

Haberleri bile olmadan seçim hilelerinin aracı yapılabilirler!

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981