Anlaşılan o ki, yerel seçimlere bir yıl kaldı. Bugünden diyeyim, benden yerel adaylara oy çıkması çok zor!

Yıllardır kerhen verdiğim bir tek oyum vardı, seçmenlik görevimden istifa noktasına geldim.

“Kim daha çok oy getirir” diye belirlenen Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi Üyesi adaylarından usandım. Siyasi partilerin “Kim daha iyi görev yapar” diye aday belirleyeceğini de hiç sanmıyorum.

Seçmen çoğunluğunun akrabam, dostum, köylüm, soydaşım, cemaatimden yakınlığı ile oy vermesine de isyan ediyorum.

İktidar olan kafasına göre takılıyor, muhalefette olan susup oturuyor. Sanırsınız Cennette yaşıyoruz.

Eğer öyleyse seçime ne gerek var?

Eğer değilse, nerede muhalefet?

Ucuzculuk diz boyu olmuş.

Biraz eleştirdin mi, iktidar olan açık açık, muhalefette olan sinsi sinsi seni hedef gösteriyor.

Tatlı su kurnazlığı değilse, bu nedir?

Bir yıl varken iddia ediyorum. Mehmet Özkan üçüncü kez Biga Belediye Başkanı seçilir. Seçilmemesi için tek engel var, kendi parti yönetiminin başka bir ismi aday göstermesi. O da zaten tüm dikkatini, muhalefet partilerine değil, kendi partisinden çıkacak adaylara çevirmiş durumda.

Vekil Kaşdemir, çantada keklik gördüğü yerel seçim için kafasına göre aday belirleme derdinde çünkü...

‘Çünkü’ yü de açayım, ne olacak ki...

Mehmet Özkan yeniden Belediye Başkanı seçilirse, Kaşdemir’in vekilliği sizlere ömür olma riski taşıyor.

AKP yerel ileri gelenleri bu gerçeği bildiği için “Belediye Başkanlığı için ne kadar aday, o kadar doğru karar” diye açık açık konuşuyorlar. Hatta “kimin aday olacağı belli değil ama çok aday çıkar” diye ekliyorlar.

CHP’de banko aday belli, İsmail Işık. CHP ilçe yönetimi bu konuda çok rahat, parti tabanına yönelik siyasi çalışma bile yapmıyorlar. Zaten siyaset yapma, CHP’de parti tabanına yönelik diye algılanıyor arkadaşlarda.

CHP’deki İsmail Işık muhalifleri de “Işık nasılsa seçilemez. Milletvekili seçimlerinde de ayakbağı olmaz” diye dar siyasi ikbal muhasebesi içindeler.

MHP’liler ise mucize bekliyorlar. Hani bir gelişme olur, seçmen AKP’den kaçar ve CHP de uykudan uyanmazsa...

Türkçesi şu:

İktidar AKP, muhalefet de AKP!

İktidar Erdoğan, muhalefet de o!

Sanırsın Başbakanlığı bırakınca gelip Biga’ya Belediye Başkanı olacak.

Biga’da gerçek anlamda yerel yönetimi yılların ucuzluğundan çıkarıp çağdaş, yaşanabilir bir kente dönüştürecek kadroların, siyasi parti yönetimlerinde yer almadığı düşüncesindeyim. Bu net görüşümü açıkça paylaşırken, kimbilir kaç muhabbetim olan insanın gönül koyacağının da farkındayım.

Üzgünüm ama gerçek bu!

Üzmekten zevk almıyorum, ama belki bir hayrım dokunur diye daha da ileri gideceğim. Biga’nın bedel ödemekten çekinmeyen cüretlisi benim ya...

Yerel siyasetin içinde olmayan Biga’nın nitelikli, doğal yetenekli veya deneyimli insanlarına bakıyorum. Aktif siyasete nasıl da uzak uzak duruyorlar, inanamıyorum.

İsimler de vereyim, daha da kızılsın!

Suat Karataş, Şerif Engin, Tunçay Yaşar, Ahmet Hamdi Özdemir, İsmail Doğan, Ömer Küçük, Emin Doğan, Mesut Uysal, İrfan Filiz, İbrahim Aydın, Sertan Güremen...

İlk aklıma gelenler.

Bir tekinin bile adaylığı ve siyaseten seçilme şansı yok değil mi?

İş yapmak mı, seçim kazanmak mı?

Ben iş yapacaktan yanayım. Seçilecek olanların nasılsa seçmenleri var, bana boşuna uğramasın.

Daha açık konuşurum da...



banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981