Konya Selçuk Üniversitesi’nde aşk cinayeti haberi sanırım çoğumuzu etkilememiştir. Aşklar da, cinayetler de öyle sıradanlaştı ki; zincir marketlere dönen üniversitelerde de yaşanmasını, toplum artık doğal karşılıyor.
Habere göre iki öğretim üyesi, evli olan üniversitedeki bir sekretere aşıkmış; biri diğerini öldürmüş...
Hey gidinin bilimi, bilim insanları; neredesin?
Biga’da iki yıldır bir küçük köy kızına yapılanlar; en muhafazakar muhtarın seçildiği, asla küfür bile etmeyenlerin yaşadığı savunulan diğer bir köyden kişilerin karıştığı olaylar, tutuklamalar... Yetkililerce yalnızca gazetecilerden saklanıyor.
Oysa ahali, neredeyse canlı yayında izlemiş gibi ayrıntılı anlatıyor, kahvehanelerde...
Hey gidinin dini, vicdanı, ahlakı; neredesin?
Kendisi için “Yırtık donlu Nihat” diyen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, “IMF’ye borç veren Türkiye” muhabbeti yapıyor. IMF ortağı bir devletsin; ortaklığın gereği para da verirsin, para da alırsın. Yırtık donlu Nihat vermedi ve verme şansı da yok!
Gelişmiş il Çanakkale’nin ekonomik merkezi Biga’da bile belediye; kent içi minibüslerde yolculuk etsinler diye, esnafın cebinden emrivaki tam 750 bedava ulaşım kartı veriyor. Kardeşin, komşun aç, yurttaşın seyahat özgürlüğünü kullanmada acz içine düşmüş; Ekonomi Bakanı zenginlik nutukları atıyor.
Hey gidinin gelenekleri, görenekleri; neredesin?
Gazetecilik sorular sorarak gidilen bir yoldur. Yurdum gazetecisi sorduğu sorulara yetkililerden yanıt alamaz. Ödediğimiz vergilerden maaş alan seçilmiş siyasetçiler, devlet memurları; yalnızca gazetecilere yanıt vermez, yalnızca gazetecilerle konuşmaz. TBMM’de muhalefet vekilleri bile “siz ne iş yaparsınız?” dendiğinde; “soru önergeleri verdim” diye savunmaya geçerken; yurdum gazetecisinin yanıt veren değil, soru soran haberleri bundandır.
Hey gidinin özgürlükleri, demokrasisi; neredesin?
Yanlış ülkede değiliz! Türkiye yeryüzü cennetlerinin başında geliyor.
Yanlış çağda değiliz! Teknoloji insanı neredeyse yemeden doyuracak, dışkılamadan rahatlatacak kolaylıklar sağlıyor.
Yanlış olan günümüz insanları galiba...
O halde neden öfkelendiklerimize köpek, eşek, hıyar gibi masum kimlikler yüklüyoruz?
Temize çıkarmak için mi?
Çocukluğumda küfür etme ihtiyacı duyduğumuzda, büyüklerimizin söylememize izin verdiği bir tek kavram vardı:
“Adı Batasıca!”
İnsana ait değerleri kullanan, ama onları kendinde yaşamayan günümüz insanlarına öfkelendiğimizde, böyle küfür etsek...
Hukuktan münezzeh yüce yargımız, suç sayar mı?