Biz insanlar öyle samimiyetten uzak, öyle makineleşmiş düşünce ve fikirlerle tartıyoruz ki; karşımızdaki -bize eş değer- eşref-i mahlukata, ne kalben bir aşk duyabiliyoruz ne de bir güven.

Tabii karşımızda duran da aynı sabitleşen fikirlerle yaklaşınca, -belki de ortaya çıkacak bir muhabbet deryasıyla- insan arasına uçsuz bucaksız surlar, duvarlar, setler girmiş oluyor.

Hal böyle olunca ortaya soğuk tebessümler, isteksiz uzatılan eller veya ağzın bir kenarıyla verilmiş onaylar çıkıyor. İlişkilerin temelleri de bunlar üzerine atıldığında, zaten gergin tutulan ipler, ufak bir rüzgarda kopup, yerini duygusal yıkıntılara ve yeni güven eksikliklerine bırakıyor.

Şimdi siz bana “E ne yapalım her önümüze çıkana güvenelim mi?” derseniz; mutlak bir soru ve sorundur bu!

Açıkçası günümüz toplumsal algısı ve insanlığın düştüğü vaziyete bakarsak, tabi ki güvenmeyin; ama böyle bir problemin varlığından da, kahvelerde kağıt oynarken veya evlerinizin oturma odalarında keyif çatarken şikayet etmeyin. Bu sorunu sorgulayın... Güven insanla eş değerdir.

Nasıl ki birinin güvenini kırdınız, onu külliyen kırdınız demektir; nasıl ki güven duyulamayacak biri olarak yaftalandınız, o zaman maazallah insanlığınızı kaybettiniz demektir!

Böyle bir tehlikeden ötürü "ne yapmak lazım gelir?" derseniz, insanı eşref-i mahlukata ulaştırmak gerekir. Mevlana’ya kulak vermek gerekir. Bir meclise ilk bastığınız ayakta selam ile dikkatlerden önce, güveni üzerinizde toplamak gerekir.

Dikkat ettiyseniz, değindiğim tüm çözüm olanakları daha bahis konusuyken bile, insanın kalbine sekine veren ve insanı insan yapan değerlerdir. Bir tedirginlik değil, tebessüm ile yer edinen hallerdir. Bundan mütevellit son kelamlarımız insan gibi insan; yani hak ettiği gibi insan olmanın, bir gönüle konmanın, aşkı daim kılmanın, hüzne ve kedere karşı durmanın çaresi, böylesine dertli sergüzeşt bir dünyanın devası güven olmuş çıkmış. Hatta dünyanın çivisi çıkmış derler ya, işte o çıkan çivi değil dünyanın bariz güveni çıkmış.

En kötüsü de şu huzursuz yaşama mahkum olduğu halde fark eden bir insanoğlu yok. Vesselam.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981