Duymuşsunuzdur, Bigalı bir romancı var. İlk romanını 6 yıl önce yayımlandı. Emin adımlarla ilerliyor. Akhisar Düşerken, dört yıllık bir aradan sonra yazdığı son romanı… Kendisi has Bigalı, Osmaniye köyünden…

İlk romanının adı Phaselis Adağı, ardından Bay Konsolos geldi. Üçüncü romanı Biga'da geçiyor. Adı; Çerkes Adil Paşa'nın Tahsildarlık Günleri…

Roman 1942 yılının Biga'sında geçiyor. Biga ve köylerinde gezen roman kahramanı Çerkes Adil Paşa'nın başından geçen maceraları ve Çerkeslerin nezaket dolu yaşantılarını kaleme almış. Size bir sır vereyim, kendisi itiraf etmese de Osmaniye köyündeki dedesinin kurgusal romanı bu… Mahmut Şenol, hanım tarafından akrabamız olur, oradan biliyorum. Ancak şunu da belirtmeliyim; bire bir bir hayat hikayesi asla değil.

Çok hoş ve akıcı bir roman. Zaten kendisi eski bir gazeteci… (Gazetecinin eskisi olmaz, gazeteci her zaman gazetecidir… Neyse…) Cumhuriyet'te uzun yıllar çalıştı. Bu romanı gazeteci diliyle yazdığını söyler, belki de bir solukta okunmasının nedeni odur.

Mahmut Şenol şimdi Amerika'da yaşıyor. Purdue Üniversitesi'nde öğretim üyesi… Kanada'ya yerleşme planları var. Ama imrenilecek derecede çalışkan, boş durmuyor… Son romanı Akhisar Düşerken'i ABD'deyken yazdı. Kitap, Ayrıntı gibi Türkiye'nin en saygın yayınevlerinden biri tarafından yayımlandı.

Bu roman, 12 Eylül öncesi hayali bir kasabada yaşanan siyasi olayları ve işlenen cinayetleri, kendine özgü kara mizahını da işin içine katarak, anlatıyor. Mahmut Şenol, kitabını şöyle anlatıyor:

“Romanımda, önceki yazdıklarımda olduğu gibi içtenliği elden bırakmadım. Okurumla, sanki köşe başındaki bir kahvede oturmuş, karşılıklı sohbet ediyor gibi bir dil kullanmaya, öteden beri, uğraşırım. "Akhisar Düşerken" bir hikâye anlatıcısının ağzından dökülen, giderek masallaşan bir anlatımdır. Romanımın bir 'solcu -sağcı roman' veya 'karşıt görüşü yargılayan' roman olmasını dilemedim. Ben kara mizah yöntemiyle tüm dönemin eleştirisini, o arada insanın eleştirisini yapıyorum.”

Roman, 70'li yılların sonlarında, kaymakamı, emniyet müdürü, polisi, öğretmen ve öğrencileri, esnaf ve sanatkârları, işçisi, lümpeni, ev kadınlarıyla bir Anadolu kasabasını çok canlı, zaman zaman komik, çoğu zaman hüzünlü olaylarıyla anlatıyor. Romanın kahramanı İstanbul'da büyümüş, Okumaya, en çok da sanata/edebiyata tutkun, babasının bozulan işleri nedeni ile Akhisar'a taşınmış lise son sınıf öğrencisi İlhan.

Öne çıkan kahramanlardan biri de kasabaya yeni tayin edilen trafik polisi Cafer Üzgün. Ahlaktan, edepten, insani herhangi bir değerden hiç nasiplenmemiş, aklı yerine aşağılık duygusunun yönlendirdiği, bir adam.

Türkiye'nin en önemli eleştirmenlerinden Ömer Türkeş, Akhisar Düşerken'i beğenmiş, şöyle diyor:

“Mahmut Şenol, dört yıllık bir aradan sonra yazdığı yeni romanı 'Akhisar Düşerken'de yakın tarihin toplumsal olaylarını kendine özgü kara mizahıyla yorumlarken beklentileri yine boşa çıkarmıyor. 12 Eylül'ün yıl dönümünde, 12 Eylül sürecini, siyaseti değil toplumu ve bireyleri öne çıkararak kuşatmaya çalışan 'Akhisar Düşerken' çok boyutlu ve etkileyici bir roman.”

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981