
Nesli tükenen her canlı bir gizem konusudur. Ama söz konusu, 65 milyon yıl önce nesli tükenen dev kertenkeleler (yoksa kuşlar mı demeliyim?) olunca, iş daha gizemli ve tabi ki daha ilgi çekici bir hale geliyor. Bizi dinozorların dünyasında muhteşem bir maceraya çıkaran “Jurassic Park” (1993) filminden tam 22 yıl sonra Colin Trevorrow’un yönetmenliğini yaptığı “Jurassic World” (2015) ile macera yeniden başlıyor.
Tekrar Isla Nublar’dayız
İlk filmden sonra Isla Nublar adasını bir daha görememiştik ve devamında gelen filmlerde, B Bölgesi olan Isla Sorna adasındaki maceralara tanık olmuştuk. Jurassic World filminde ise 22 yılın ardından tekrar Isla Nublar’a dönüyoruz. Karşımızda John Hammond’ı bile kıskandıracak büyüklükte ve görkemde bir park var! Gerçekten de Jurassic Park, Jurassic World’un yanında çocuk parkı gibi kalır! Fakat film başladığında aklımızda tek bir soru var, bütün olan bitene rağmen nasıl hala böyle bir park açılabiliyor? Tabii filmin, geçmişte yaşanmış tüm sorunlara rağmen parkın nasıl açılabildiği ile ilgili bir şey anlatma derdi bulunmuyor. Kendimizi hızlı bir şekilde Jurassic World isimli yerde buluyoruz! Yıllar sonra her şeyin başladığı yere geri dönmemiz bir tesadüf değil elbette. Jurassic World, birçok bakımdan ilk filmin izinden gitmeyi tercih ediyor. Seri her devam filminde çıtayı biraz daha düşürdüğünden, uzun bir zaman sonra gelen bu devam filminde, ilk filmin verdiği tadı yakalama isteği, zaten daha ilk dakikadan itibaren gözümüze çarpıyor.
Dinozorlar Dünyanın Hâkimi Olduğu Zaman
Bunu söylemek belki biraz abartı gibi gelebilir ama Jurassic World, seyirciyi parkın bir ziyaretçisi gibi tura çıkartan ve aksiyonu kıyısından köşesinden göstermekle yetinen bir film. Evet, bol yıkımın olduğu, bol bol ölü dinozorlar gördüğümüz ve insanların canhıraş çığlıklarını duyduğumuz bir film var karşımızda; fakat yine de asıl vaat ettiği şeyden, yani aksiyondan yoksun! Film, başka şeylerle gereksiz yere o kadar vakit kaybediyor ki, aksiyon dozu yer yer yükselmesine rağmen, sonuçta son derece durağan bir film izlemek zorunda kalıyoruz. Jurassic World, hikâyesinin ana iskeletini ilk filmden alırken, kahramanlarımızın yoluna taş koymaya çalışan InGen’i ikinci filmden ve uçan dinozorların dehşet saçtığı sahneyi de üçüncü filmden alarak ortaya her üç filmin toplaması olan bir film çıkarıyor. Tabi bunu sadece hikâyeler ile de yapmıyor. Filmde, kendini Tanrı statüsünde gören insanın, yaratma ve hükmetme isteklerinin doğurduğu felaketleri, her Jurassic Park filminde olduğu gibi bu filmde de görüyoruz. “Dinozorlara yani aslında doğaya engel olmak ve ona hükmetmek mümkün değildir” mesajının yanında bir de tabi diğer üç filmde de karşımıza çıkan vazgeçilmez aile teması var!
Jurassic World Turunun Sonu
Jurassic World turumuz nihayete erdiğine göre artık son sözlerimi söyleyebilirim… Görsel anlamda hiçbir kusurun bulunamayacağı, üç boyutun bir gişe malzemesi gibi değil oldukça başarılı kullanıldığı film, büyük beklentilerle izlenmediğinde keyif verebilir. Fakat serinin ününden faydalanan, ortaya koyduğu başarısız toplama senaryosunu, iddialı görsel efektlerle maskelemeye çalışan bu filmden, daha fazlasını beklemekte büyük hata olur doğrusu!