Finlandiya’da Tatar Türkleri tarafından kuruluşu çok eskilere dayanan İslam Cemaati Camii’ni ziyaret edip, cami görevlisi Remil Bey ile belgesel söyleşi yaptık. https://www.facebook.com/share/p/1776n7Rmea/?mibextid=wwXIfr
İlim Kültür Tarih Araştırmaları Merkezi olarak 25 Ağustos - 5 Eylül tarihleri arasında belgesel çekimleri yaptık. Mevlid Kandili coşkusu yaşadık. Bugün 100 bin Müslümanın yaşadığı bu ülkede, İslam medeniyetinin tarihi çok eskilere gitmekte. Finlandiya İslam Cemaati’nin temeli, 1809 tarihinde o dönem Rusya yönetiminde olan Finlandiya’da görev yapan Müslüman asker ve komutanlar tarafından, Helsinki yakınlarındaki bir adada yapılan cami ile başlamıştı. Daha sonra Rusya’nın Sankt-Peterburg kentinden gelen Müslüman Tatar tüccarlar yerleşmeye başlar. Finlandiya’da yerleşik Tatar Müslümanlarının kurduğu bir dernektir. Helsinki’de Suomen Muhamettilainen Seurakunta adıyla kurulmuş, 24 Nisan 1925’te Finlandiya devleti tarafından dinî dernek olarak tanınmıştır. Tatar toplumunun dinî ve kültürel etkinlikleri için kullanılmaktadır.
BELGESEL TADINDA MEVLİD KANDİLİ TEBRİK MESAJI
Baltık ve İskandinav ülkeleri ile Finlandiya’da çektiğimiz Türk-İslam Medeniyeti Tarihi belgeseli tadında Mevlid Kandili’nizi Finlandiya’nın Seinäjoki şehrinden tebrik ederim. https://www.youtube.com/watch?v=CAew50u78xQ
BALTIK ÜLKELERİ VE FİNLANDİYA’DA TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ TARİHİ
Estonya’nın başkenti Tallinn ve komşusu Finlandiya, Baltık Denizi’nin kuzey kıyısında yer alır. Başta Finlandiya olmak üzere, Baltık ve İskandinav ülkelerinde, doğudan gelen Müslüman toplulukların da sessiz izleri vardır. Kazan Tatarları ve Azerbaycan’dan gelen Müslüman göçmenler, bu ülkelerde kültürel bir zenginlik oluşturmuş, dinî ve sosyal hayatlarını yaşatmak adına Turath İslam Kültür Merkezi gibi yapılar etrafında örgütlenmişlerdir. Öte yandan Finlandiya, özellikle başkent Helsinki ile hem ekonomik hem kültürel olarak Estonya’ya sıkı bağlarla bağlıdır. İki ülke arasında her gün yüzlerce kişinin taşındığı feribot seferleri yapılmakta; iş gücü, turizm ve dijital iş birlikleri hızla gelişmektedir. Helsinki’de yaşayan Türk ve Müslüman topluluklar ise hem Finlandiya hem de Baltık dünyası için kültürel bir köprü işlevi görmektedir.
BİZ FİNLANDİYA’DA BELGESEL ÇEKİMLERİ YAPARKEN SİZLERİ DAHA ÖNCE FİNLANDİYA, İSVEÇ VE ESTONYA’DA ÇEKTİĞİMİZ "DEVRİ ALEM" BELGESEL TV PROGRAMLARIMIZLA BALTIK VE İSKANDİNAV ÜLKELERİNE GÖTÜRELİM.
FİNLANDİYA'DA TÜRK-İSLAM TARİHİ BELGESELİ: https://m.youtube.com/watch?v=0TjAT1fLNyM
ESTONYA’DAN HELSİNKİ’YE BELGESEL TADINDA DEVRİ ALEM: https://www.youtube.com/watch?v=qUfUgiLHOKM
OSMANLI-İSVEÇ İLİŞKİLERİ TARİHİ BELGESELİ: https://www.youtube.com/watch?v=YiYYv6X2xys
YARIM ASIRLIK GAZETECİLİK VE BELGESELCİLİK HAYATIMIZDA ÇEKTİĞİMİZ BELGESEL TV PROGRAMLARIMIZI SİZLERLE PAYLAŞIYORUM.
"DEVRİ ALEM TV" WEB SAYFAMIZ: https://www.youtube.com/channel/UCiUmCEGgHYD3KCyVjkYFesA
"BELGESEL YAYINCILIK" WEB SAYFAMIZ: https://www.youtube.com/c/BELGESELYAYINCILIK/videos
YAZDIĞIM KİTAPLARIMIZ: www.ismailkahraman.net
FİNLANDİYA’NIN EĞİTİM, KÜLTÜR, TARIM VE TURİZM ŞEHRİ SEINÄJOKİ ŞEHRİNDE SEINÄJOKİ ULUSLARARASI UYGULAMALI BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ KAMPÜSÜ’NDEN BELGESEL TADINDA CANLI YAYIN VE OĞLUM EMİRHAN İLE HATIRA FOTOĞRAFLARI https://www.facebook.com/share/v/1B1KGVgNA9/?mibextid=wwXIfr
CANLI YAYINIMIZ: https://www.facebook.com/share/v/15yjYTDTVX/?mibextid=wwXIfr
FİNLANDİYA’DA TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ TARİHİ İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİR ARAŞTIRMA
Dünya'da mevcut Türklerin 76 milyonu Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde; ayrıca Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, geri kalanı ise Rusya, Çin, İran, Afganistan, Irak, Suriye, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, Yunanistan ve başka ülkelerde de yaşamaktadır. Avrupa'nın kuzeydoğusunda 5 milyon nüfuslu küçük bir ülke olan Finlandiya’da bin kadar Kazanlı Türk yaşamaktadır. Finlandiya'da azınlık hâlinde yaşayan Kazan Türklerinden başka İsveçliler, Japonlar ve Yahudiler de bulunmaktadır. Bugün, Finlandiya'da yaşayan Türklerin yüzde 99'u kültürce Kazan Türklüğü'ne mensup kimselerdir. Ancak, bunlar Kazan ilinin merkezinden olmayıp, bu ilin batı tarafına düşen Nijni Novgorod (bugünkü Gorkiy) vilayetinin Sergeç ilçesindeki Yanapar (Aktok) köyünden gelmişlerdir. Kendilerine has şive ile konuşan ve Kazanlıların Mişer boyunu teşkil eden Türk zümresindendirler. Mişer şivesi, Çağatay-Kıpçakça'dan ziyade, Oğuz-Türkmen lehçesini andırmaktadır. Bugün, Finlandiya'daki Kazanlıların yarısına yakın bir kısmı Helsinki'de yaşamaktadır. Diğerleri, Tampere, Järvenpää, Turku-Åbo, Kokkola gibi şehirlerde oturmaktadırlar.
Finlandiya, XIX. yüzyılın başında Rusya’ya bağlı olarak idare edilmeye başladıktan sonra, Şimal Türkleri ticaret maksadıyla buradan itibaren de yerleşmeye başlayarak ailelerini de yanlarına çağırmışlardır. 1830 yılından beri Finlandiya'da bir İslam Cemaati'nin mevcut olduğu bilinmektedir. O tarihte Finlandiya, Rusya'ya bağlı bir muhtariyetle idare edilmekteydi. Bu sebeple de İslam Cemaati, Şimal Türklerinin dinî işlerini idare eden Ufa şehrindeki Müslümanların “Merkez-i Diniye Nezareti”ne bağlı olup, o zamanki Muhtar Finlandiya Hükümeti tarafından tasdik edilmemiş, gayriresmî olarak faaliyette bulunmuştur. Birinci Dünya Harbi'nden sonra, 1917'de Finlandiya’nın istiklalini kazanması ve yeni anayasanın ilanı üzerine, İslam Cemaati yeniden teşkilatlanmak durumunda kalmış ve "Ufa Müslümanlarının Merkez-i Diniye Nezareti"nden ayrılmıştı. Finlandiya'ya yerleşen Kazanlılar, kendi millî örf ve adetlerini, dinî işlerini, sosyal problemlerini halletmek için teşkilatlanmaya başlamışlardır. O sıralarda Finlandiya'da misafir olarak bulunan Sadri Maksudi Arsal Bey bu teşkilatın nizamnâme tasarısını hazırlamış ve 1925 yılında “Kazan Türkleri Finlandiya Cemaati İslâmiyesi"ni kurmuşlardır. Bu cemiyet, Fin Hükümetince de tescil ve tasdik edilmiştir.
Nizamnâmeye göre, bu teşkilat Finlandiya'da yaşayan bütün Müslümanların millî-dinî işlerine bakacak, çocuklarına millî-dinî terbiyenin esaslarını sağlamak üzere gerekli tedbirleri alacaktır. Bu teşkilat, hükümet nezdinde geniş haklara sahip olduğu gibi, resmî mahiyette icraatta bulunmaktaydı. Dinî ve medeni nikâhların akdi, ölüm, doğum ve nikâh istatistikleri teşkilatın resmî vazifeleri arasındaydı. Kurulduğu zaman ancak dinî bir teşkilat olan bu cemiyet, ihtiyaçların çoğalması ile, kültür işleri ile de meşgul olmaya başlamıştır. Finlandiya'da din öğretimi mecburî olduğu için Fin okullarına giden Kazanlı Türk çocuklarının din dersi notları, cemiyetin açtığı kurslardaki başarılarına göre verilmektedir. Cemiyet, ayrıca anadil kursları da açmıştır. Finlandiya'da, Kazanlılar tarafından kültür, spor ve başka yeni teşkilatlar kuruldukça, cemaat bunları himaye etmiş, maddi yardımda bulunmuş ve devamını sağlamıştır. Ayrıca, 1949 yılından başlayarak "Mahalle Haberleri" adı altında bir dergi yayımlamakta olup, bu dergi kendileri için olduğu kadar, diğer Türkler için de dışarıya açılan bir penceredir. Bu dergi, cemiyetin uzun yıllar reisliğini yapmış olan Zuhur Tahir Bey tarafından kurulmuş olup, onun döneminde 27 sayı; bilahare cemaat reisi olan Osman Ali Bey zamanında da 3 sayı çıkarılmıştır. Dergide cemaat haberleri, millî ve dinî hayat hakkında çeşitli bilgiler yer almıştır.
İslam Cemaatinin bakımı altında bulunan bir de İslam mezarlığı mevcuttur. Bu mezarlık Helsinki’nin içinde olup, 1870 yılında hükümet tarafından Müslümanlara verilmiştir. Buraya ilk gömülenin bir Müslüman-Türk subayı olması sebebiyle, Finliler, burayı Müslümanlara ayırmak inceliğini göstermiştir. Ayrıca çeşitli tarihlerde arazi genişletilmiş ve yeni yerler satın alınmıştır. Mezarlık çok bakımlı olup, içinde İkinci Dünya Savaşı'nda Ruslara karşı şehit düşen 18 Kazanlı Türk için bir anıt dikilmiştir. Her yıl şehitler gününde burada da tören yapılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı'nda 1000 kişilik cemaat 130 asker çıkarmış, bunlar Finliler ile birlikte omuz omuza Finlandiya topraklarını Ruslara karşı savunmuşlardır. Finlandiya'da yaşayan Kazan Türkleri, ahirete intikal eden yakınlarını bu mezarlığa tamamen İslam gelenek ve göreneklerine göre defnetmektedirler. Bir ikinci mezarlık da Turku-Åbo şehrindedir.
Finlandiya'da yaşayan Kazanlı Türklerin en büyük meselesi, tek tük de olsa gayrimüslimlerle yapılan evlenmeler ve onlardan dünyaya gelen çocuklar konusudur. Cemaat, gayrimüslimlerle evlenenleri üyelikten silmekte veya eşlerinin cemaat toplantılarına gelmelerine izin vermemektedir. Finli eşlerden doğan çocukların din ve dil derslerine gelmelerine izin verilmekte ise de, bütünlüğün bozulacağı endişesi her zaman hakim bir düşünce hâlindedir.
Ders Kitapları İhtiyacı
Türkiye Türkçesi için ders kitaplarının temini Türkiye'den yapılabilmektedir. Kazan şivesi ile hazırlanacak ders kitaplarının ise yeniden yazılması gerekmektedir. Zira Rusya'dan getirilen kitaplar Kiril alfabesi ile yazılmış olması sebebiyle Latin alfabesine çevrilmesi gerekmektedir. Üstelik yakın tarihe kadar eski harfle eğitim yapıldığı, bilahare Latin harflerine geçildiği için de ders kitaplarına şiddetle ihtiyaç vardır.
Helsinki Üniversitesi'nde Türkoloji bölümünü uzun zaman yürütmüş olan ünlü Türkolog Martti Räsänen'in önce emekli olması ve daha sonra da vefatı ile bu kürsüde, bugün Kazanlı Ömer Daher okutman olarak dersleri yürütmektedir. Üniversitede Türkiye Türkçesi ve Kazan lehçesinde dersler verilmektedir. Ders kitapları meselesinin kısa zamanda halledilmesi gerekir. Bulunduğum yıllar içinde, ilkokullar için 3 ders kitabı, atalar sözü ve bilmeceleri konulu 2 kitap hazırlayarak bu ihtiyacı bir dereceye kadar gidermeye çalıştım. Din dersleri de Kazan lehçesinde yapılmaktadır. Kur'an’ın, Fince'ye tercümesi de yapılmıştır.
Finlandiya'ya yerleşen Kazanlılar geçimlerini daha çok kürk ticareti yaparak, manifatura mağazaları çalıştırarak temin etmektedirler. Aralarında doktor, dişçi, mühendis, bankacı, hukukçu ve eğitimciler de vardır. Gençler daha ziyade ticaret işinden başka alanlarda çalışmayı tercih etmektedirler. Avrupa'nın kuzeydoğusunda küçük bir koloni hâlinde yaşayan Kazanlıların hayat seviyeleri iyi olup, millî benliklerini muhafaza etmek için gayret sarf etmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan Türk toplulukları içerisinde Finlandiya'da yaşayan Kazanlı Türkler, örf ve ananeleri korumak yolunda hassasiyet gösterdikleri gibi, Türkiye ile de yakın münasebettirler. Türkiye'den gelenleri Türk misafirperverliğinin gerektirdiği şekilde karşılamakta, onlara yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Millî bayramlarımızı kutlamakta, Elçilik mensuplarını da kendi millî gecelerine davet etmektedirler. Hükümetimiz onların bu gayretlerine karşılık olarak, zaman zaman İslam Cemaatinden üyeleri Türkiye'ye davet etmiş ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın misafiri olarak ülkemizin belli başlı şehirlerini gezmişlerdir. Türkiye'de olan bir felaket onları yürekten üzmektedir. Sporcularımızın başarıları ile övünmekte olup, halen 1956 Helsinki Olimpiyatları'nda Türklerin güreşteki altın yılını zihinlerde yaşatmaktadırlar. Güreşçilerimizin direğe bayrağımızı çektirmeleri ve millî marşımızı çaldırmalarından dolayı duydukları büyük heyecanı yaşlılar ağlayarak her vesile ile anlatmaktadırlar.
Bu münasebetle şu hususu ifade etmek isteriz ki, Türkiye'nin Türk dünyası ile olan münasebetlerinin geliştirilmesi bakımından olduğu kadar; Türklüğün istiklali ve mukadderatı bakımından da Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan Türk toplulukları ile yakından ilgilenmemiz, dilde, işte, fikirde iş birliğine girişmemiz takdir edileceği üzere çok büyük önem arz etmektedir. (Yazının Kaynağı: https://www.turkalemiyiz.com/Home/Getmedeniyet?categoryid=2&aid=625 )