Bigalı Öznur Öğretmenin Van'da enkaz altında can vermeden 3 ay önce mesleği ile ilgili bir internet sitesinde paylaştığı sitem dolu sözleri okudunuz mu?

“Atandığımda 5 aylık hamileydim. Şimdi 7 aylık bebeğimi babaanneye bırakıp Van'a gideceğim. Haziran'da geldiğimde çocuğum beni tanımadı ve ağlamaya başladı. O zaman da 2.5 aylık bırakıp gittim. Yaşadığım yer köy. Yıkanmaya bile öğretmen evine gidiyoruz. Çocuğa oralarda bakmam mümkün değil. Yalvarıyorum yardım edin. Çocuklarımdan ayrı kalmak öldürecek beni. Zaten bu işin sonunda kanser olacağım.”

İşte devletin öğretmenine layık gördüğü muamele; yaşaması imkânsız koşullarda bir eve sokar, daha bir yaşına gelmemiş çocuğundan ayırır, yaşadığı ev öyle bir binadır ki; denetlenmemiş, kalitesiz bir yapıdır, depremde yerle bir olur.

Deprem gencecik, çoğu 20'li yaşlarda 30 öğretmenimizi aramızdan ayırdı. O da Çarşamba günkü gazete haberlerine göre… Sayının arttığı yönünde haberler var.

Öğretmenlik yapmak, gencecik fidanları yetiştirmek, kendini tüketerek başkalarına ışık vermek… Ne zor bir meslek… Türkiye'de olunca daha da zor. Atama beklemek, düşük maaşlar, köy okullarında görev yapmak vs…

Yüce eğitim ordusunun neferlerinden 30'u Van depreminde şehit oldu. Onları isimleriyle bir kez daha analım:

Muammet Yurtoğlu, Mustafa Özden, Mehmet Ay, Mustafa Akgün, Ümit Kaplan, Alpaslan Altuntaş, Hasan Akbulut, İrfan Ataseven, Sema Ertürk, Güldane Köse Erdal, Ebru Naim, Ayhan Yıldırım, Nesrin Yiğit, Onur Ateş, Nigar Gencer, Öznur Karaman, Mustafa Yardımcı, Hacer Özgür, Zehra Kaya, Halime Kozalak, Oktay Türkoğlu, Emel Çiler Türkoğlu, Senem Aka…

Şimdi bir Çanakkale gazetesinde gördüm Vahit Tuna adında Çanakkaleli bir öğretmeni de deprem aramızdan almış…  Hepsinin mekanı cennet olsun.

Maalesef bu ülkede yıllardır atama bekleyen öğretmenler var. Heyecanla hayallerindeki mesleğin okuluna gidiyorlar, mezun oluyorlar, öğretmenlik hakkını alıyorlar ama maalesef görev yapamıyorlar.

400 bin öğretmenin atama beklediği belirtiliyor. 200 bine yakın öğretmen açığı olduğu biliniyor.

Madem atamayacaksın, niçin bu gençleri okutuyorsun? Ya da niçin KPSS sınavına sokuyorsun?

Ya da niçin OECD ülkelerinin ortalaması 1652 saat iken mevcut öğretmenlerini yılda 1.832 saat çalıştırıyorsun? Her türlü israfı, gereksiz harcamayı yaptığın halde öğretmenlere vereceğin mütevazi maaşları mı esirgiyorsun?

Türk Eğitim Sen İstanbul Başkanı açıklamış; İstanbul'da 25 bin öğretmen, branş öğretmeni açığı var. Ancak 200'ün üzerinde eğitimci il ve ilçe eğitim müdürlüklerinde oluşturulan ancak hiçbir araştırma yapmayan Araştırma Geliştirme Birimlerine atandı? Bu kadar açık varken 200  öğretmen neyi araştırıyor?

İşte bizim eğitim politikamız… Binlerce öğretmen açığı var ama hiçbir işe yaramayan ve vermedikleri halde ders ücreti de alan yandaş 200 öğretmeni atarlar.

Oysa İstanbul'da acilen; 3 bin 471 rehberlik, 2 bin 516 zihin-görme ve işitme engelliler sınıfı, 1755 beden eğitimi, 1371 sınıf, 1352 Türk Dili ve Edebiyatı, 1284 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 1192 teknoloji ve tasarım, 1186 okul öncesi, 1050 İngilizce, 837 lise matematik, 304 ilköğretim matematik, 782 fen ve teknoloji, 479 müzik, 438 resim, 427 coğrafya, 330 Türkçe, 358 sosyal bilgiler ve 324 tarih öğretmeni gerekiyor.


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981