ALMANYA TÜRKLERİ BELGESELİNİ İZLEDİNİZ Mİ?
Devr-i Alem belgesel program yapımcısı olarak uzun araştırmalar sonucu “Almanya Türkleri” belgesel çalışmasına imza attık. Belgeseli izlemek için https://www.youtube.com/watch?v=2tpVjQyv7bw linkine tıklayabilirsiniz.
 
Dünya’nın değişik coğrafyasında belgesel çekimlerimizi sürdürüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Almanya’daydım. Almanya’da ciddi oranda Türk nüfusu bulunmakta. Bugüne kadar Almancı olarak adlandırdığımız sadece döviz getiriyorlar diye gördüğümüz Almanya’da yaşayan Türklerle ilgili ilk kez burada kaleme aldığım bir tespiti sizlerle paylaşmak istiyorum. 
 
Bugün Almanya’da yaşayan Almancı olarak gördüğümüz Türkler artık Almanya’da kalıcı. Onlarla Almanya Türkleri diyebiliriz. Almanya Türkleri deyimi üzerince ciddi şekilde durmak gerekiyor. 
Başta Türkiye devletinin ilgili ve yetkili kurulları üniversitelerimiz, akademisyen ve gazetecilerimiz, Almanya Türkleri ile ilgili ciddi bir araştırma yapmalıdır. Bir strateji oluşturmalı, onların o ülkedeki geleceklerini garanti altına alacak siyasi, sosyal ve kültürel çalışmalar yapmalıdır. 
 
Uzaktan bakıldığında çok hoş görünse de bir gazeteci ve belgeselci olarak Almaya Türkleri üzerinde yaptığım araştırmada buralarda yaşayan insanlarımızın hiçte memnun olmadığını müsaade ettim. Çünkü, iki arada bir derede. Geleceklerini garanti göremeyen bu insanlarımız büyük bir kültürel boşluk içerisinde. Türkiye’den Almancılarla evlendirilmek üzere götürülen ithal gelin ve damatlar büyük bir boşluk içerisinde Boşanmalarda çok büyük artış var. Türk kızları ve erkekleri Almanlarla evliliklerinde her geçen gün büyük artış oluyor. Birinci ve ikinci kuşak Türkler, her bakımdan büyük bir boşluk içerisinde.
 
Türkiye’ye dönemiyorlar çünkü çocukları Almanya’da. Emekli yaşının Almanya’da 65 olması ise Türkler üzerinde çok büyük bir baskı unsuru. İşsizlik maaşı adı altında verilen paralar ise Türk insanını tam bir tembelliğe itmiş. İnsanımız büyük bir boşluk ve ruhi bir çöküntü içerisinde. Bu kötü durumdan en çok çocuklar ve gençler etkileniyor.
 
Birçok gencimizin Türkçeyi ve geleneklerimizi unutması orada yaşayan insanlarımızı kara kara düşündürüyor.
 
Türkiye Devleti tüm kurum ve kuruluşları ile önce Almanya Türkleri olmak üzere Avrupa’da yaşayan Avrupa Türkleri ile ilgili ciddi bir çalışma içerisine girmeli. Milli ve manevi kültürel çalışmalar yapılarak Türklere sahip çıkmalıdır. Gençlere yönelik projeler üretmeli, sosyal ve kültürel faaliyetlerle gençleri bilgilendirmeli. Türkiye’de kurulacak gençlik kamplarına gençleri getirmelidir. 
 
Biz bu yazımızda öncelikle Almanya Türkleri konusunu irdelemeye çalıştık. Aslında diğer Avrupa ülkelerinde de durum Almanya’dan farksız. 1960 yılında birkaç yıl çalışıp, para kazanarak dönme umuduyla giden insanlarımız artık burada kalıcı. Daha önce bu konuda kaleme aldığım yazıların bir kısmını bu köşeden sizlerle paylaşıyorum.
 
AVRUPA TÜRKLERİN’İN GELECEĞİ VE TÜRK-ALMAN İLİŞKİLERİNİN TARİHİ
 
Türk Alman ilişkilerinin tarihi 800 yıl öncesine dayanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin kurulmasıyla başlayan ilişkiler Osmanlı’nın Avrupa’da en güçlü olduğu 16. ve 17. yüzyıllarda iki ülke arasında sınır komşuluğu düzeyine gelmiştir. Kanuni döneminde birinci Viyana kuşatmasında Osmanlıların bazı Alman prensleriyle karşı karşıya geldiği düşünülüyor. Almanlar ve Osmanlı arasında son savaş ise 1683 yılında ki İkinci Viyana savaşı olarak bilinmektedir. 19. Yüzyılda Türk-Alman ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde ilişkiler askeri ve teknik iş birliğine dönüşmüştür. Zamanla da kültürel ve ticari alanlara da yayılmıştır.
 
Son Almanya gezimde değerli arkadaşımı kültür adamı Doktor Latif Çelik Bey ile telefonla görüşüp çok önemli bilgi alma fırsatım da oldu. Latif bey kendini Türk Alman ilişkileri tarihine adamış bir isim. Türk-Alman ilişkilerinin gelişimi hakkında önemli bilgiler verdi. Türklerin Almanya ile ilk ilişkilerinin Selçuklu döneminde haçlı seferi sırasında Anadolu’dan esir alınan Türkler başladığını söylüyor. Kanuni döneminde Osmanlı’nın Almanya’ya ilk büyükelçi atadığını açıklayarak, Almanya’da ki Türk izleri ve Türkiye’de ki Alman izleri hakkında belge ve fotoğraflarla kitap ve belgesel TV programı hazırladığını açıkladı. 
 
AVRUPA’DA TÜRK OLMAK
 
12 – 17 Haziran 2015 tarihlerinde Kuzey Almanya’nın Hannover ve Hamburg eyaletlerine yaptığım gezide Osmanlı tarihi açısından çok önemli bilgilere ulaştım. Osmanlı izleri ile ilgili değerli araştırmacı Sayın Mehmet Atilla beyden hem bilgi aldık hem de bizlere rehberlik yaptı. Almanya’da bugün birçok sivil toplum örgütümüz var. Büyükelçiliklerimiz, başkonsolosluklarımızın yanı sıra sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar, camiler, kültür merkezleri Türklere hizmet veriyor. Bu hizmetler çok önemli. Bugün kültür merkezleri, cami ve derneklerle ilişkisi olan aileler dilini ve dinini korumaya çalışıyor. Çocuklarına milli ve manevi kültürünü öğretmek için aileler yavrularını camilere ve kültür merkezlerine gönderiyorlar.
 
Ancak her şeye rağmen aileler Almanya’da çocuklarının geleceğinden endişeli. Çocuklarının milli ve manevi kültürünü korumaları ve Türkçe’yi unutmamalarını, dini bilgilere sahip olmaları için fikirler üretiyorlar. Alman devletine ait okullarda 14 yıldan beri okul aile birliği başkanlığı yapan kültür adamı ve gönül insanı Mücahit Batırlık bey ile özel söyleşi yapıyoruz. Mücahit bey “Babalar Grubu” kurduklarını, bu grubun zaman zaman toplanarak çocuklarına nasıl sahip çıkabilmek için fikir alış verişinde bulunup, toplantılar düzenlediklerini, toplantıya akademik seviye de insanlar davet ederek konferanslar düzenlediklerini söyledi. Gerçekten çok güzel bir girişim. Türkiye’den de babaların örnek alacağı bir çalışma, kendisiyle çok güzel bir söyleşi gerçekleştirip, önemli fikirler aldık.
 
ALMANYA’DA TÜRK ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ
 
Belgesel çekimlerimiz esnasında çok acı olaylara da şahitlik yapıyoruz. Almanya devleti Türkçe eğitimini ders olmaktan çıkarıyor. Entegrasyon adı altında türleri asimile etmek için değişik yöntemlere başvuruyor. Türkçe’nin ders olmaktan çıkartılması, Türkçe’nin unutulmasına sebep olacak. Alman devleti baştan beri Türklerin birlikte yaşadığını, aynı mahallede ve aynı semtte yaşamasını bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Entegrasyon kelimesinin arkasına sığınarak Türklerin nasıl asimile etmenin plan ve hesabını yapıyorlar. Türkiye bu nokta da ciddi bir çalışma yapmalı. Dilin unutulması, Türkçe’nin Almanya’da zorunlu ders olarak devam etmesi için mutlaka baskı yapmalı. Acı ama gerçek Türklerin yeni yetişen gençlerinin büyük çoğunluğu Türkçe konuşmuyor. 2015 – Gebze Gazetesi
 
Sonuç olarak dünyanın 80 ülkesini gezip, kültür ve medeniyet tarihimiz ile ilgili belgesel çeken ve bir çok televizyon kanallarında Devr-i Alem programı ile yaptığımız araştırmaları hiçbir maddi düşünce içerisinde olmadan kamuoyu ile paylaşan sorumlu bir gazeteci ve belgeselci olarak Almanya’da yaptığım son araştırma ve tespitlerimi kamuoyuyla paylaşmak, ilgili ve yetkililere çalışmalarımın bir özetini göndererek görevimizi yapmanın huzur ve mutluluğu içerisindeyim. Almanya Türkleri başta olmak üzere Avrupa’da yaşayan Türklerin özellikle genç kuşakları milli ve manevi tarih bilinci ile yetiştirilmeli ve ciddi araştırmalar yapılmalıdır. 
 
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981