“Arım, balım, peteğim
Gülüm dalım çiçeğim
Bilsem ki öleceğim 
Yine seni seveceğim.”




Çok değerli okurlarım, bugüne sözleri Mehmet Erbulan'a, bestesi İsmet Nedim Saatçi'ye ait muhayyer kürdî makamı, sofyan usulü şarkının ilk dörtlüğü ile başladık.
İsmet Nedim’in bestelerini hem kendisi hem zamanın ünlü sesleri söyledi, birçok filmde bu besteler çalındı.

Albümü dinlediğinizde özellikle eski kuşak, hiç şüphesiz; “Boş Kalan Çerçeve”, “Benim de canım var, ben de insanım”, “Arım Balım Peteğim”, “Adını Anmayacağım” gibi şarkıları birlikte söylemeye başlayacaktır.

Kimler seslendirmedi ki bu efsane şarkıyı:
Nesrin Sipahi, Zeki Müren, Neşe Karaböcek, Muazzez Ersoy ilk aklıma gelenler.

Bu harika şarkının ilk dizesi arı, bal ve petek. Sonrası gül dal çiçek.
Özne ise “ARI”.
Biraz tanıyalım mı onları.

Arılar çalışkanlığın sembolü olarak bilinir. Yüz kişiye sorsanız yüz kişinin size aynı cevabı vereceği ender mutabakatlardan birisidir.

Arılar insanların yiyebilecekleri bir gıda üreten tek böcek türü…
Ve kime sorsanız arı bal yapar der size. Hiç bozulmayan bir ürün bu. Bir başkası yok.
Sadece bal mı yaparlar?
Arılar, çiçeklere polenleri dağıtarak bitkilerin, ağaçların meyve vermesine, tohumlarını dağıtmasına olanak sağlarlar. Arıların, hayattaki bu önemli görevi ise bizim için hayati olan oksijen döngüsünü devam ettirir. Kısaca söylemek gerekirse, dünyadaki yaşamın büyük bir kısmı arıların görevlerini yapmalarına bağlıdır.
Zira yediğimiz her üç besinin biri arılar sayesinde oluşuyor.

Bundan yıllar önce Einstein “Eğer arılar yok olursa insanlık en fazla dört yıl yaşayabilir” dediğinde arılar belki de ilk defa o kadar dikkat çekti.

Unutmayalım, arılar varsa yarınlar var.
Her bir tarafı mucize olan bir varlık bu. Aydınlığa koşmanın sembolüdür arılar.
Akıllara durgunluk verecek özelliklere sahip yaratmış Allah onları.

Biraz tanıyalım mı bu çok güzel ve özel varlıkları:

● Bal arılarının 6 bacağı var. 2 bitişik gözleri başlarının yanında; 3 tekil gözleri ise başlarının üzerinde olmak üzere 5 gözlüler. Bunun yanında 2 çift kanatları, bir nektar keseleri ve bir de mideleri var.
Bal arılarının 170 koku alıcısı bulunuyor. Bu sayede sizin kokusunu dahi alamadığınız çiçeklerden o lezzetli balları üretiyorlar. Birbirlerini nasıl ayırt ediyorlar? Tabii ki kokuları ile… Her bir bal arısı kolonisi kendine has bir kokuya sahip ve arılar kendi kolonilerini bu sayede bulabiliyorlar. Arıların koku alma yeteneği, insan burnuna kıyasla 100 kat daha kuvvetlidir.
Akıl almaz bir hızlılıktalar. Bal arıları kanatlarını aklınızın alamayacağı kadar hızlı çırpıyorlar. Bir bal arısı saniyede 230 defa kanat çırpıyor. Duyduğunuz “vızzz” sesi de işte bu hızla çırpılan kanatlardan çıkıyor.
● Bal arısı kovanında üç çeşit arı vardır: Kraliçe arı, işçi arı ve toplayıcı arılar.
● Kraliçe arı beş yıla kadar yaşayabilir ve bir günde ortalama 1500 yumurta üretir.
● Sadece çalışkan değil aynı zamanda akıllılar. Arıların dörde kadar sayabildikleri deneylerle kanıtlanmış bir bilgidir. Arıların bir şeyi öğrenmesi için tek seferlik deneyim yeterli oluyor.
● Çalışkanlıkta zirve olan işçi arılar yaklaşık altı hafta (40 gün civarı) yaşarlar, en az 1.000 çiçeği ziyaret eder ve bir tatlı kaşığının 12’de biri kadar bal üretebilir, ancak bu onun için bir ömür boyu çalışma anlamına geliyor.
Sadece dişi arıların iğneleri vardır sadece onlar sokar. Üzücü olan ise bal arılarının herhangi birini ya da bir şeyi soktuktan sonra ölmeleri…
Arılar yazın çalışıp, kışın yerler, kış aylarında kovanlarından çıkmaz ve yaz boyunca biriktirdikleri balı yiyerek yaşamlarına devam eder; kraliçe arıyı ve kendilerini sıcak tutmak için sıkı bir küme oluştururlar.
Bal arıları kendi aralarında dans ederek anlaşıyorlar. Bir bal arısı bulduğu yemek kaynağının konumunu ve kovana mesafesini, yaptığı özel bir dans ile diğer arılara anlatır.
● Bir arı bal toplamak için kovanından yaklaşık 8 km uzağa uçabiliyor ve saatte 25 km hıza ulaşabiliyor.
● Bir kg. bal için yaklaşık olarak iki milyon çiçekten nektar alıyorlar.
● Çevre ısısı, arılar için çok etkili bir faktördür. 10 ˚C' nin altındaki ve 36 ˚C 'nin üzerindeki sıcaklık dereceleri arıların faaliyetlerini durdurur. Bal arıları, 10 ˚C civarında uçma yeteneklerini kaybetmeye başlarlar ve 7 ˚C ise tamamıyla hareketsizleşirler.

Bal arılarının mucize ürünleri olan “BAL” ı biraz daha yakından tanıyalım mı?
● Bal hiç bozulmuyor.
● Bir kaşık bal bir insanı 24 saat hayatta tutmaya yetecek kadar besin içeriyor.
● Bal beynin daha iyi çalışmasına yardımcı olan bir madde içerir.
● Bal insan yaşamını tek başına sürdürebilen nadir besinlerden biridir.
● Arılar tarafından üretilen propolis en güçlü doğal antibiyotiklerdendir.

Arılar tarafından kovandaki çatlakların kapatılması, kovanın bakteri ve virüslerden korunması amacıyla kullanılan propolis, arıların sırrı olarak tanımlanıyor.

Şimdi de Kur’an-ı Kerim’de ki ayetlerde arı hakkında bilgilere bir bakalım.

Balın arı tarafından nasıl yapıldığı ise Nahl Sûresi 68. ve 69. ayetlerinde anlatılmaktadır: 
Rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan(kovanlardan) kendine evler edin.” (Nahl Suresi 68.ayet)

“Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı(yaylım) yollarına gir” Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir(toplum) için bir ibret vardır. (Nahl Suresi 69.ayet)

Hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyuruyor: “Mümin, bal arısına benzer. Bal arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer. Hep güzel şeyler üretir, hep iyiliklerin peşinden koşar. Hiçbir şeyi ne döker ne kırar ne de ifsat eder. Ne güzel değil mi? Müminler olarak bal arısına benzetilmek. Düşünen için çok şey ifade ediyor bu sözler.

Evet çok değerli okurlarım,
Çok önemli niteliklere sahip olan “arı” her yönüyle mucize. 
Arıyı kovalamak isterseniz o kaçmaz sizinle savaşır. İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır ve gerekirse diğerleri için ölür. Bizlerin de Müslümanlar olarak buradan almamız gereken hissemiz herhalde şu olmalıdır: 
Daha güzel bir dünya için mücadele edenlerin önlerine engeller çıkacaktır. Önemli olan bıkmadan usanmadan hedefe gitmek için ortaya konulan mücadeledir. 
Çalışmak hep daha çok çalışmak, aydınlığa koşmak şart.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Hikmet ARINCI 6 ay önce

Sayın Nedred DEMİR Bey'e Bolu dan bir okuru olarak vermiş olduğu bu faydalı bilgilere çok teşekkür eder , başarılarının devamını dilerim.Selamlar ve hürmetler..

banner376

banner375

banner377

banner981