6 Eylül 2015 tarihinde İran üzerinden Malezya ve Singapur’u kapsayan, Uzakdoğu asya ve Pasifik bölgesi belgesel çekimlerimizi nihayet tamamlayarak Türkiye’ye dönüyorum. Türkiye’den binlerce kilometre uzakta, 5 saat zaman farkı olan, milyonlarca Müslümanın yaşadığı, Osmanlı Türk izlerinin asırlardan beri sürdüğü Singapur ve Malezya bölgesinde belgesel çekimlerimizi tamamlayarak Türkiye’ye dönüyorum. 
Singapur’dan 350 kilometrelik karayolu ile Malezya’nın başkenti Kualalumpur’a önceki gece geç vakitlerde geldik. Dünde Kualalumpur’dan 8 saatlik uçak yolculuğu ile İran’ın başkenti Tahran’a indik. Burada makalemi gazetedeki haber merkezine gönderip, aktarmalı olarak üç saatlik bir yolculuktan sonrada toplam 11 saatlik uçak yolculuğunun ardından da Türkiye’ye gelmenin mutluluğu içerisindeyim. 
10 günlük kültür gezisinde yaptığımız araştırmaların özet bir bölümünü sizlerle bu köşeden paylaşırken, araştırmalarımızın geniş yazı dizisini önümüzdeki günlerde sizinle yine bu köşeden paylaşacağım.
İLK DURAĞIMIZ İRAN
Gezimizin ilk durağı kültür ve medeniyet tarihimizin önemli kilometre taşlarından bir tanesi olan İran’dı. Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapan tarihi Rey şehrinde Burcu Tuğrul Kulesi’ni gezdik. Tuğrul beyin ruhuna Fatiha okuduktan sonra tarihi yerlerimizi ziyaret ederek belgesel çekimi yaptık. Azadlık Meydanı’nda çekimlerimizi sürdürerek, türbeleri ziyaret ettik. İran’da türbelere önem veriliyor. Türbelerin girişlerinde mezarlara basılarak giriliyor. İran’da ambargonun ardından ekonomi de düzelmeye başlamış. 
İran’daki bu gezinin ardından Malezya’ya doğru yola çıktık. Türkiye ile 5 saat zaman farkı olan Malezya’da 29 milyon insan yaşıyor. Bir zamanlar Malezya modeli olarak tartıştığımız Malezya’dan alınacak çok ders var. Türklerle yedi yüz yıllık geçmişi olan, İslam medeniyeti ile Hindistan’daki Türk hanedanlıkları vasıtası 1511’de Osmanlılar tarafından şereflenen, Portekizlilerin sömürüsünden korunan Malezya, Dünya’nın hızla gelişen ülkelerinden bir tanesi. Burada Türklere karşı fazla bir sevgi duyuluyor. 
MALEZYA’DA NELER YAPTIK?
Malezya’da ki gezimizde ilk olarak Yağmur Ormanlarında belgesel çekimlerimizi yaptık. Bu ormanda yüzlerce çeşit ağaç, bitki ve canlı türü bulunuyor. Turizme büyük önem veren Malezya’da Orman Araştırma Enstitüsü yetkililerinden bilgi alarak tarihe not düştük. Muson yağmurları altında belgesel çekimlerimizi noktalarken, %60’ı ormanlarla kaplı Malezya’da beylik ve çevreye verdiği önemi de belirtmek gerekir. Buradaki çekimlerimizin ardından Malezya’da bulunan tarihi camileri, eğitim kurumlarını ve şehitler anıtını ziyaret ettik. Burada belgesel çekimlerimiz sırasında Malezyalılar, Türkiye’de yaşanan terör olaylarına üzüldüklerini bizlere belirttiler. 400 Türk’ün yaşadığı Malezya’ya, Türkiye’den 300 milyon dolarlık mal satılıyor. 
Bu bilgilerin ardından Malezya’da ikiz kuleler önünde devam ettirdiğimiz gezimize, 700 yıldan fazla İslam ve kültür eserlerinin sergilendiği İslam Medeniyeti Müzesi’ndeki Osmanlı dönemine ait belge ve ederleri ile çekimlerimizi sürdürdük. Malezya Devlet Müzesi’nde İslam medeniyetinin Malezya ve Güney Asya’ya 13. Yüzyılda Hindistan Türk hanedanları dönemini ile Arap tüccarlar tarafından Malaka üzerinden getirildiği ispat edilen önemli bilgi ve belgeleri görüntüleyerek zamana adeta noterlik yaptık.  
Malezya’nın en önemli bölgelerinden bir tanesi de 220 milyon Müslüman nüfusu ile dünyanın en fazla Müslüman nüfusuna sahip ülkesi olan Endonezya başta olmak üzere bölgedeki ülkelere İslam güneşinin yayıldığı Malaka Boğazı’dır. Hindistan'daki Türk hanedanlıkları döneminde Horasan erenleri ve Arap tüccarlar vasıtası ile 700 yıl önce İslam’ı kabul eden Malaka halkı sakin ve sesiz. Bölgeye ilk camilerin yapıldığı tarihi mahalleleri ziyaret ettik. Camilerde akşamları kuran ve dini dersler okunuyor. Cuma ve Pazartesi akşamları yatsıdan sonra hayırseverler yemekler veriyor ve toplu yemekler yeniliyor.  Sömürülere karşı Osmanlı Devleti bölgeye asker gönderip burada yaşayan halka destek olmuş. Malaka İslam medeniyeti tarihi için çok önemli bir yer. Malaka Boğazı'na bakarken tarihi Malaka şehri adeta dile geliyor.
SİNGAPUR’DA OSMANLI İZLERİ
Evet, tarih, kültür ve medeniyet tarihimizin kilometre taşlarından biri olan Malezya’da yaptığımız çalışmaların bir kısmını sizinle paylaştım. Malezya’nın ardından gerçekleştirdiğimiz kültür yolculuğu Singapur’da noktaladık. Singapur’a en son 21 yıl önce gelmiştim. 1994 yılında Aslan Çimento Fabrikası’nın o dönem Genel Müdürü olan Cengiz beyin davetlisi olarak geldiğimiz Singapur, aradan geçen 21 yılın ardından büyümesini ve gelişmesini ikiye katlamış durumda. Kişi başı geliri 53 bin dolar olan yasaklar ülkesi Singapur’da beş milyona yakın insan yaşıyor. Kıraç ve idam cezasının uygulandığı ülkede sigara içmek ve sakız çiğnemek yasak. Yaklaşık 700 Türkün yaşadığı ülkede çok sayıda iş adamımız ticari faaliyet yürütmekte. 
Singapur'da Osmanlı 1864 yılında fahri konsolosluk açmış. Resmi konsolosluk ise 1903 yılında Ahmet Ata Ulah Abdülhamit tarafından büyükelçi olarak Singapur'da görevlendirilmiş. Abdülhamit Han Kur-anın önemli tefsirlerinden. Gazi Beyzavi tefsirini Malay ve Java dillerine çevirerek uzak Asya ülkelerine göndermiş.  Devri Âlem programı olarak Osmanlı ve Türkiye ile Malezya-Singapur ilişkileri, Osmanlı ile ilgili birçok tarihi değere sahip olan bilgi ve belgeler ilk kez belgeselleştirmek nasip oldu. Singapur'a gidenler Osmanlı ile ilgili çok önemli ederlerin yer aldığı belgelerin bulunduğu Camileri de ziyaret etmeli. İslam medeniyeti bilinmeden bu coğrafya anlaşılmaz. Johor sultanlık bilinmeden Singapur hiç anlaşılmaz. 
Son olarak ziyaret ettiğimiz Singapur ekonomik gücü ile ikinci İsviçre konumunda. Malezyalı rehberimizin ifadesi ile Singapur, bugün Asya’nın İsrail’i olarak görülüyor. Singapur ordusunu İsrail kurmuş. Burası tam bir yasaklar şehri. Burada Marina Santosa adası, ünlü ABD Üniversal film stüdyoları, ünlüler müzesi akvaryumu, eğlence parklarında da belgesel çekerek, araştırmalarımızı noktaladık. Singapur'un arkasındaki güç; kara para aklama cenneti dünyanın en büyük kumarhanesinin bulunduğu, nüfusunun yarısının açlık sınırında yaşadığı gerçek demokrasinin olmadığı gerçek Singapur konusunda arkadaşlardan bilgi ve belge bekliyorum.
Evet, Üçbey Turizmin davetlisi olarak katıldığımız Singapur ve Malezya’da kültür yolculuğumuza 10. Günün ardından son verdik. Tarihi olmayanın geleceği olmaz. Tarihimizin izlerini araştırmalı ve geçmişimize sahip çıkmalıyız. Singapur’a veda ederken, önümüzdeki günlerde yaptığımız çalışmalarla ilgili hazırladığımız geniş gezi yazılarıyla sizlerle bu köşeden buluşacağız. Hepinizi Allah’a emanet ediyor ve ülkemize doğru yola çıkıyoruz.


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Hasan Suiçmez/Trabzon 10 yıl önce

tebrik ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum ismail bey.

banner376

banner375

banner377

banner981