
Joshua Dysart’ın yazdığı ve Khari Evans’ın çizdiği “Harbinger Cilt 1: Omega’nın Başkaldırısı” isimli çizgi roman, geçmişe sünger çekerek Valiant Evreni’nin en popüler kahramanlarından biri olan Peter Stanchek’i yepyeni bir maceranın içinde konumlandırıyor. Gerilim dozu yüksek bu macera, Peter Parker’in zihninde çınlayan o meşhur "büyük güç-büyük sorumluluk” mottosunun bir benzeri etrafında dönüyor: “Güç, taşıması kolay bir armağan değildir.”
1992’den Günümüze Uzanan Bir Yolculuk
Bilmeyenler için belki şaşırtıcı olacaktır ama “Harbinger”in yolculuğu aslında 90’lı yıllara kadar uzanıyor. Valiant Comics’in de kurucusu olan Marvel’in eski genel yayın yönetmeni Jim Shooter tarafından yaratılan “Harbinger”, okuyucunun karşısına ilk kez 1992 yılında çıkmıştır. Üç yıl boyunca devam eden seri, toplamda 42 sayı ve 2 özel sayı ile 1995 yılında nihayete ermiştir. Ama çizgi romanlar söz konusu olduğunda hepimiz biliriz ki “son” diye bir şey katiyen yoktur. Ölümüyle bizi yasa boğan bir kahraman pekâlâ hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gelebilir yahut biten bir seri yıllar sonra her şeyi sıfırlayarak yeniden başlayabilir! Nitekim “Harbinger” için de öyle olmuştur. 2012 yılına geldiğimizde “Harbinger”in “reboot” tuşuna basılmış, Joshua Dysart’ın mimarlığında seri yeni bir başlangıç yapmıştır. Eski serinin yaratıcı çizeri David Lapham’ın yerini ise yeni seride Khari Evans almıştır.
Zıt Kutupların Çekimi
Joshua Dysart, karakter yaratmak ve onları derinleştirmek konusundaki hünerlerini, hikâye için çizdiği yol haritasında da gösteriyor. Ana akım süper kahraman orijinlerinlerinden pek farklı başlamayan çizgi roman, Doğu felsefesi ve mistisizmi ile zenginleşirken, bir kaçma kovalamaca olayından çocukluk aşkını bulma macerasına; Hollywood filmlerini aratmayan bol yıkım dolu çarpışmalardan süper güçleri olan çocukların eğitildiği bir “okul”a geçiş yapıyor. Doğrusu Dysart, bu geçişleri ustalıkla yaparken gerilimi de basamak basamak tırmandırmayı biliyor. Ara ara karşımıza çıkan yan hikâyeler ve flashback kısımları sadece ana hikâyeyi beslemekle kalmıyor, aynı zamanda ana karakterlerimizin varlıklarını güçlendiren yan karakterleri de daha iyi tanımamıza olanak sağlıyor. Böylece yazar, kahramanımızın kendini keşfedişini anlattığı bu ilk ciltte, hikâyenin devamı için gereken tohumları da doğru bir şekilde ekmeyi başarıyor.
Yeni Bir Dünyanın Müjdecileri
2012 model “Harbinger”in ilk 5 fasikülünü içeren “Omega’nın Başkaldırısı” isimli bu ciltte çizer Khari Evans, farklı çizerlerin gücünden de yararlanıyor. Evans’ın 5 maceranın 4’ünde Lewis LaRosa, Matthew Clark, Jim Muniz gibi farklı çizerlerle birlikte çalıştığı çizgi roman, birbiriyle uyumlu çizgiler sayesinde sanki tek elden çıkmış gibi gözüküyor. Çizgi romanın geneline baktığımızda sıklıkla yatay ve geniş olan, tabiri caizse “sinemaskop” panellerin tercih edildiğini görüyoruz. Bu panelleme tercihi tabii ki sinematografik bir anlatım yakalama amacı taşıyor, bunu beceriyor da. Konusu, üslubu ve görselliği ile popüler Hollywood filmlerinin kağıt üstündeki bir yansıması gibi duran çizgi roman, karakterlerin duygu durumlarını daha çarpıcı vermek adına sık sık insan yüzüne odaklan panelleriyle ise Avrupa sinemasını anımsatıyor.
Son tahlilde, eski ve ünlü bir seriyi yeniden başlatan “Harbinger Cilt 1: Omega’nın Başkaldırısı”, alışık olduğumuz süper kahramanlara alternatif bir dünya sunuyor diyebiliriz. Genel olarak fiziksel gücüyle öne çıkan “süper”lerin yerini, çok geniş bir yelpazede zihinsel güçleriyle savaşan “psiot”ların aldığı bu dünya, bir süper kahraman hikâyesinden beklediğiniz her şeyi size sunuyor. Size de bu dünyanın keyfini çıkarmak kalıyor…