2013'te Dünya Ekonomisi: Bombalar da patlayabilir canlanma da başlayabilir.

2013 tahmin edilmesi zor bir yol… Çünkü başta İran'la savaş ihtimali olmak üzere ABD'de mali uçurum, Euro'nun dağılması gibi bombaların patlaması küresel ekonomide şok etkisi yaratabilir. Ancak işler yolunda giderse yıllardır
beklenen canlanma sürecine girilebilir.

Ne yazık ki 2013'e sarkan bu büyük sorunlar dört gözle beklenen canlanmanın önünde ciddi engeller yaratıyor:

1- Büyük bankalar, ülkeler ve şehirlerin kredi notu sürekli düşüyor.

2- İran'ın nükleer programı 2013'te dünya savaşa sürükleyebilecek en ciddi sorun olacak.

3- Yunanistan Euro Bölgesi'nden çıkabilir.

4- İspanya'nın borç sorunu daha da kötüleşebilir.

5- Çin'de büyüme yavaşlayabilir... Tabii ki Asya-Pasifik ve Avrupa'da da...

6- Uzlaşma sağlanamazsa, ABD'de mali uçurum beklenmedik bir kaos yaratabilir.

Dünyanın önde gelen finansal kurumlarının ve bankalarının tahminlerinin ortalamasına göre, 2011 yılında yüzde 3.8 büyüyen küresel ekonominin 2012'de yüzde 3 büyümesi bekleniyor. 2013'te ise büyümenin yüzde 3.3 olması
bekleniyor.

Küresel büyümenin itici motoru yine Çin olacak. IMF'nin 2012'de yaptığı öngörüler sürekli karamsarlaştı, büyümeye ilişkin tahminleri sürekli aşağıya çekti.

Küresel ekonominin bir değil birçok hastalığının bulunduğu biliniyor. Bunların birincisi; düşük faiz oranları ise diğeri de fiilen batık olan birçok bankayı bünyesinde barındırması, bir başkası da vergi sistemindeki bozukluklar. Bunları finans
sistemindeki aşırı hırslı unsurları da eklemek gerek. Bu anlamda dünyanın refah ve dirençle donatılmış sağlıklı kapitalizme ihtiyacı olduğu bir gerçek.

Küresel canlanmanın önündeki bir başka engel de, kriz nedeniyle hükümetlerin ve şirketlerin ücretleri iyice sıkması olacak. Beş yıldır süren kriz döneminde hanelerin aşırı borçlu olması, ücret artışlarının en az seviyeye inmesi, yüksek
işsizlik ve buna bağlı olarak tüketimin azalması canlanmanın önünde baskı oluşturuyor.

Ayrıca gelir dağılımında hızla eşitsizlik, "Wall Street'i işgal et" gibi sosyal protesto hareketlerinin güçlenmesine neden oluyor. ABD'de gayrisafi yurtiçi hasılanın ücret ve maaşlara giden bölümü 1970'ten bu yana yüzde 10 azaldı.

Şirketlere vergi sonrasında karında giden dilim ise, 2005'ten bu yana ikiye katlanarak yüzde 12'ye çıktı. "Amerika'da eşitsizlik hiçbir zaman  bugünkü kadar olmamıştı. Son 20 yılda Amerikan Rüyası, Amerikan Kabusu'na dönüştü" diye
düşünenler hiç haksız değil.

Eşitsizlik sadece ABD'de artmıyor. OECD son raporunda, üye 30 ülkeden 26'sında 1990'dan bu yana işgücünün milli gelirden aldığı payın düştüğünü açıkladı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) de, 1995'ten beri 31 ülkeden 23'ünde milli

geliri paylaşan en üstteki yüzde 10 ile en alttaki yüzde 10 arasındaki uçurumun arttığını bildirdi.

Haftaya, ABD, Avrupa, Çin ve gelişmekte olan ülkelere kısa kısa değinip, 2013 turumuzu tamamlamayı düşünüyorum.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981