Böyle şeylerin filmlerde mi yoksa gerçek hayatta mı olduğunu merak eden insan'a
Şimdi içinizden bazıları ‘öyle deme Enginim, İbo sevdiğinden öyle çağırıyor o gamaraman çocuğu, hem İbo içimizden biri, çiğ köftesiyle, bulguruyla canısı mertebesinde bir insan’ diyebilirsiniz. Eğer böyle derseniz, bende bu konuyu burada bırakıp başka bir konuya geçerim. Hem bana ne yani, bu canonun meselesi. Ama İbo’nun ilk defa cano diye çağırdığı kameraman bana altılı birasıyla gelip dese ki, ‘Enginim İboyu ben vurdurdum, başlarda beni cano diye çağırmasına kızıyordum ama zamanla alıştım, hatta çocuklarım bile evde beni cano diye çağırıyordu, bakkal, kasap, hepsi cano diye çağırıyordu. Tüm bunlara göğüs gerdim, ne için ha ne için, tabi ki de İbo’nun mutluluğu için ama o ne yaptı başka bir kanalda program yapıp, başka bir kameramana cano dedi, ben bunu kaldıramadım Enginim, ben bunu kaldıramadım, İboyu ben vurdurdum, üzerime başka canolar kokladığı için İboyu ben vurdurdum’ dese, başta bir şaşırırım ama daha sonrasında omzuma sümüklerini akıta akıta ağlamasına izin verebilirim. Ama belki ilk cano bu durumu yadırgamamıştır ve excano olarak bir kenarda kalmaya alışmıştır, bilemem orasını. Hem beni ilgilendirmez de.
Benim kafama takılan şey çok daha farklı. Hani filmlerde bazı olaylar karşısında ‘böyle şeyler ancak filmlerde olur’ deniliyor ya, gerçek hayatta da aynı şekilde bazı olaylar karşısında ‘böyle şeyler ancak filmlerde olur’ deniliyor. Peki ya böyle şeyler filmlerde de, gerçek hayatta da olmuyorsa nerede oluyor diye bir soru sorup kendime, bu sorunun cevabını bulmak için gençliğimi heba edip yollara düştüm desem, bu sorunun cevabını benim gibi merak eden kişiler ne de mutlu olurlar. Ama kusura bakmasınlar, bununla da uğraşamam.
Aslında ben hiçbir şeyle uğraşamam. Hayattan beklentilerim o kadar az ki, bir bakıma ergen emekli sayılırım. Altmış yaşındaki bir amcaya sorsanız, hayattan beklentileri benden daha fazladır belki de.
En büyük düşüm ise; bir ömür boyu evden hiç çıkmadan yaşamak. Arada sevdiğim birkaç insan, altılı biralarını alıp gelse yanıma, otursak, konuşsak sonra onlar gitse, ben yine tek kalsam. Dışarıda mutluluk yok. En çok da, hiç alakam olmamasına rağmen sonucundan etkilendiğim olaylar sıkıyor canımı.
Hayatı köşesinden dahi yaşamak, yoruyor insanı. Hem hiçbir şey yapmamaktan yorulan biriyim ben. Hayatı çözdüğümü iddia etmiyorum. Zaten öyle de bir amacım yok. Ama böyle şeylerin filmlerde mi yoksa gerçek hayatta mı olduğunu merak etmeyen insan; git, gelme hiç. Cano ne yapıyordur acaba, bir derdi sıkıntısı var mıdır diye düşünmeyen insan; sen de git, gelme hiç.
Böyle şeylerin filmlerde mi yoksa gerçek hayatta mı olduğunu merak eden insan, gel. Canooo! Cano sen de gel. Alın altılı biralarınızı yanınıza, oturalım, konuşalım ama sonra gidin. Yoruluyorum çünkü ben.