Geçenlerde kafama takıldı? “Dünyayı kim yönetiyor?” ABD'nin ya da Obama'nın yönettiğini düşünmüyoruz herhalde. Onları kim yönetiyor? Yani perde arkasındaki baron kim? Merkez bankaları mı, dev finans kurumları mı, çok uluslu şirketler mi, büyük aileler mi, Bilderberg, Illumunati gibi gizli örgütler mi? Yani, evrenin efendileri kimler? Bu soruya takıldı kafam… Biraz araştırdım, konu ilginç ama biraz da karışık ve zor…

Çünkü bu saydıklarımın hepsinin birbiriyle bağlantısı var. Onun için dünyanın efendisi şudur, şunlardır diyemiyoruz. Örneğin, dünyanın en büyük yatırım bankalarından birinin genel müdürü ABD Hazine Bakanı oluveriyor, ya da Bilderberg toplantılarına katılmayan hiçbir yönetici önemli mevkilere gelemiyor ya da büyük bankaların ve petrol şirketlerinin çoğunda dünyanın en zengin ve nüfuzlu 8 ailesinin ortalığı var. Örnekler çok, uzatmayalım.

Sanayi devrimine kadar insanları, dünyayı kimin yönettiği belliydi. Kral, derebeyi, padişah vs… Öyle büyük bir sermaye birikimi, üretim araçları falan yoktu. Prof. Dr. Özcan Yeniçeri'nin dediği gibi; “Postmodern dünyada yönetim erkine siyasilerin hâkim olduğu sanılmasına rağmen gerçekte ekonomiyi elinde tutan bir avuç şirket yönetiminin etkisi bu konuda belirleyicidir.” Şöyle devam edebiliriz: “Küresel çağda ise, kimden peydahlandığı pek de belli olmayan bir iktidar türü ortaya çıktı. İnsanların nasıl yaşayacaklarını, okullarda önlerine sürülen bilginin neler olacağına, neleri giyip neleri yiyeceklerine, kime inanıp kimden nefret etmeleri gerektiğine çok da somut görüntüleri olmayan bu sanal yapılar karar verir hâle geldi.”

Çok uluslu şirketlerin “Batı kapitalizminin silahşorları” olduğunu söyleyen Prof Dr. Erol Manisalı'ya göre ise, bunlar Batı kapitalizminin dünya üzerindeki mutlak egemenliklerini sağlamak için donatılmışlardır ve Batı kapitalizmi ve onların halkları adına, dünya nüfusunun yüzde 85'ini sömüren güçlerdir ve dünya ticaretinin yüzde 70'i 500 en büyük küresel şirket tarafından idare edilmektedir.

Bu konuda “Dünyada ve Türkiye'de Büyük Sermaye” adında bir kitap yazmış olan Prof. Dr. Erol Manisalı'ya göre, “ABD ve AB'deki büyük şirketler dış dünyayı sömürdükleri için ABD ve AB içinde iktisadi refahı arttırabiliyorlar. ABD, bilgisayar, uçak şirketi, Almanya'nın, İngiltere'nin otomotiv, ilaç şirketi az gelişmiş ülkeleri sömürürken işveren de, işçi de, mühendisi de, bu sömürüden payını alıyor. Son 40 yılın istatistikleri bunu kanıtlıyor.”

Neyse bu kadar teori yeter… Bir araştırma yaptım, 2008 yılı itibarıyla finans dışı en büyük çok uluslu şirketlerin aktifleri ile gelişmekte olan ülkelerin gayrisafi milli hâsılalarını karşılaştırdım. İlk 100'ü sıraladım. İlk 100'ün 67'si çokuluslu şirket ve sadece 37'si aralarında Türkiye'nin bulunduğu gelişmekte olan ülke…  İlk 20'de beş tane çokuluslu şirket yer alıyor.

Çok uluslu şirketler mi dünyayı yöneten? Diyeceksiniz… Bence hayır.  Bankacılığın dört atlısı; Bank of America, JP Morgan Chase, Citigroup ve Wells Fargo...

Ve petrolün dört atlısı;  Exxon Mobil, Royal Dutch/Shell, BP Amoco ve Chevron Texaco ile birlikte Avrupa'nın para devleri; Deutsche Bank, BNP, Barclays küresel ekonomiye yön veren büyük kurumlar...

Bir de büyük aileler var... Modern zamanlarda Soros gibi... Ama iki büyük aile var, hepimiz biliyoruz: Rockefeller'lar ve Rothschild'ler... Ayrıca, Goldman Sachs, Lehman, Kuhn Loeb, Warburg, Lazard ve Moses Seif'ler de dünyaya yön veren eski, zengin aileler arasında...

Mevzu derin ve uzun... Devam ederiz sonra… Aslında “kim yönetiyor”sorusunun yanıtı “ABD Doları” olmalı…





banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981