Ekonomiden anlayanlar durumun pek parlak olmadığını söyleyip duruyorlar. Bakmayın Moodys'in not artırmasına falan... İşler iyiye gitmiyor.
Piyasalarda inanılmaz bir durgunluk var. En büyük pazarımız Avrupa durdu. Mal satamıyoruz. İç pazara yönelenler burada da hayal kırıklığı ile karşılaştı.
Dikkat çeken gelişmeleri alt alta sıralayalım:
·Karşılıksız çek sayısında rekor artış var.
·Tüketici kredilerinde son iki yıla oranla ilk 5 ayda en düşük büyüme yaşandı.
·İthalatta hızlı bir azalma var.
·Bütçenin en önemli gelir kaynağı olan KDV ve ÖTV gelirleri ile ithalattan alınan vergiler de geçen yıla göre azalıyor.
·Kapasite kullanım oranları ve sanayi üretim endeksi büyümesinde düşüş var
·Bu verileri dikkate alacak olursak, yılın ilk 5 ayında büyümenin yüzde sıfır civarında olması muhtemeldir.
Ekonomist Bartu Soral şöyle diyor:
·2011'in son aylarında döviz girişinde yavaşlama oldu. Ancak ardından Avrupa Merkez Bankası'nın 1 trilyon avroya yakın para basması ile ülkemize döviz girişi tekrar başladı. Bugün Avrupa kaynaklı bir küresel finansal kriz ihtimali oldukça sıcak duruyor. Biz hem olası bir AB finansal krizine hazır mıyız sorusuna, hem de ülke olarak dış finansman ihtiyacımızın oluşturduğu risklere bakalım.
·Kısa vadeli dış borcun milli gelire oranı 2000'de yüzde 15,1, 2008'de yüzde 7,4 ve 2012 Mayıs itibari yüzde 11,7. Tehlike sınırındayız; 2008 ile bugünü kıyaslarsak daha kötü bir durumdayız. Miktar olarak bakarsak 2000'de ödememiz gereken, yani dışarıdan bulmamız gereken dış borç miktarı 28,3 milyar dolarken 2012 için bu rakam 137 milyar dolar!
·Küresel panikte yaşanacak bir döviz girişi sıkıntısında bizi bekleyen en önemli tehlikelerden birisi de döviz açık pozisyonumuz. Milli gelire oranı 2008'de yüzde 10,6'iken bugün yüzde 15,9. 2000 yılında da döviz açık pozisyonumuz bugün ile aynı seviyede, yüzde 16'ymış. Tehlike burada da maalesef en üst seviyede.
·2008 sonunda yaşandığı gibi bir küresel finansal kriz/daralma yaşanırsa, bugün Türkiye 2008'e göre çok daha zayıf ve kırılgan bir durumda.
·Küresel bir kriz veya daralma yaşanmasa bile bugün Türkiye'ye mahsus dış kırılganlıklar ve riskler 2001 krizi öncesine ulaşmış durumda. Tablo büyük krizin ayak sesleridir. Başta hükümetimiz olmak üzere herkesin çok dikkatli olması gerekiyor.
Görüyorsunuz, daha Euro krizinin derinleşmesiyle olacaklardan, Suriye ile ilişkilerin geldiği boyuttan, Dağlıca saldırısı ve devamından söz etmedim.