Günümüzde insanların çoğunun emlakçılığı sadece bir masa bir sandalye bir de telefon olarak görmeye başlaması ve basite alması kendimin ve diğer gayrimenkul uzmanı arkadaşlarımın adına gerçekten çok üzücü bir durum. Bu durumun neden kaynaklandığını açıklamak için bu yazıyı kaleme almak istedim. Emlakçılığa karşı bu algının oluşmasına merdiven altı çalışan, boş zamanlarında internette kopyala yapıştır ile sahibinden satılık olan ilanı kendinin yeri gibi sahibinden satılık ilan girip ve arandığında sahibiymiş gibi ya da teyze oğlu amcamın oğlu diyerek akla gelmeyecek dolandırıcılık yöntemleriyle çalışan sözde emlakçılar sebep oluyor ve ne acıdır ki para kazanmaları da mümkün olabiliyor. Bu işin sadece yer gösterme yapılarak icra edildiğine inanlar olduğu için hem çok para kazandıran hem de basit iş izlenimi veriyor.

Bu konunun daha iyi anlaşılması adına daha önceki yazılarımda olduğu gibi bu yazımda da yaşadığım bir olayı anlatarak okurlarımızı aydınlatmak istedim.

Yaklaşık 3 yıl önce yaptığım işlerden referans olarak gelen bir müşterim Gebze Mustafapaşa mahallesindeki dairesini acil satmak istediğini belirterek beni aradı. Acil olduğu için gün içindeki yoğunluğuma rağmen ona zaman ayırmalıydım ve daha hızlı olmalıydım.
Hemen harekete geçtim ve yarım saatlik yemek molamı da işime ayırarak satmak istediği dairesine fiyat çalışması yaptım. Kendisine burayı minimum 15 gün içinde 120 günlük satış sözleşmesiyle satabileceğimi belirttim. İstediği fiyatın üstünde bir değer belirlemem ise onu çok şaşırtmıştı. Ben müşterime doğru bilgiyi vererek pazarlayıp pazarlamamam konusundaki tercihi kendisine bıraktım. Sizin belirlediğiniz rakam olsun ama acil satıcıyım beklemek istemiyorum dese de belirlediğim fiyatla sadece 20 gün için sunum yapacağımı ve sonrasında satamazsam kendisinin söylediği fiyata düşeceğimi belirttim kabul etti.

Bu daire ile ilgili iki alıcı müşterim zaten vardı. 4 aylık pazarlama işlemi için kendisinden yetki belgesi imzası aldım. 2 gün sonra hazırdaki müşterime bu daireyi kesin alacağı için cebinde kapora ile gelmesini söyledim. Daha sonra mal sahibini arayıp daireyi göstermek için randevu istedim. Kendisi bana eşinin hastanede olduğunu geleceğini ancak kapıda bir süre beklememiz gerektiğini söyledi. Bunun üzerine ben de müşterimle birlikte daireye gittim. Mal sahibini beklerken giriş kat daire olduğu için eşinin gölgesini görünce zile bastık fakat kapyı açmadı. 15 dakika sonra mülk sahibi beyefendi beni aradı ve eşi ile tartıştığını evi satmaktan vazgeçtiğini söyledi. Tek yapacağım saygı duyup oradan ayrılmaktı ben de öyle yaptım.

Aradan 3 ay geçtikten sonra malum kişi tekrar aradı ve satışta kararlı olduğunu söyledi. Ben de hemen harekete geçtim. İhtiyaç sahibi bir müşterimin aradığı daire özelliklerine uyduğu için alacağından emindim ve nitekim de öyle oldu aynı gün uzlaştık kapora aldım ancak süreç hızlı geliştiği için satıcıya cayma bedeli alacağıma dair bir belge imzalatamadım. Ve ertesi gün kredi başvurusu yaptık. 2 gün içinde de banka expertizi geldi ve artık her şey tamamdı. Ertesi gün tapu başvurusu yapacağımız için belediyeden raiçi alması için mülk sahibini aradım. Kendisi satıştan vazgeçtiğini söyleyince şaka yaptığını sandım fakat gayet ciddiydi. Sebebini sorduğumda aynı binadan bir komşusunun da daireyi almak istediğini ve 25. 000 TL fazlasını verdiğini söyledi.

Hiçbir şey söylemeden telefonu kapatıp alıcı müşterime durumu anlatıp mal sahibinin evine gitmesini istedim. Mal sahibinin evi başkasına satma düşüncesini bir de onun ağzından duymalarını istedim. Bu toplantıya şahsımın da iştirak edeceğini belirttim. Bu arada ne hikmetse pazarlama yetki belgesine ada parsel bilgisi bir türlü giremediğim için bir nüshasını teslim etmeyi unutmuştum. Velhasıl sözleşme örneğini alıp mal sahibinin evine gittim. Vardığımda alıcı müşterim ağlıyordu. Belli ki hayalleri yıkılmıştı ve banka expertiz ücreti yandığı için üzülüyordu.

Bu durum besbelli mal sahibinin bize oynadığı bir oyundu. Ben de duruma dahil olduğum için alıcı müşterimin hakkını korumak adına acilen çözüm bulmalıydım. Onlar ağlaşıp tartışırken ben ne yapacağımı düşünüyordum. Alıcı müşterime ağlamamasını ona yine kendi bütçesine uygun bir daire bulacağımı ve expertiz ücretini benim karşılayacağımı söyledim. Mal sahibine de sizin adınıza üzgünüm elimdeki bu sözleşmeye expertiz raporu ve kapora belgesini de ekleyerek müşterimi bu duruma soktukları için bunları sözleşme açıklama kısmına yazıp vazgeçtiği için de alacağım hizmet bedelinin 10 katını ekleyeceğimi söyledim ve müşterimi alıp evden çıktım. 15 dakika sonra mal sahibi aradı hata yaptıklarını ve kendisini binadaki kişinin kandırdığını ifade etti ve satışa devam edeceklerini söyledi. Çok inandırıcı gelmese de alıcı müşterim evi çok istediği için durumu tatlıya bağladım. Şimdi emlakçılığa bir masa bir sandalye bir de telefon olarak bakanlar söyleyin bakalım gerçekten öylemiymiş!!! Ya da şunu söyleyeyim o kazın ayağı öyle bildiğiniz gibi değil perdeli ve perdenin ardında neler dönüyor tahmin bile edemezsiniz. Bu sadece yaşanan bir hadiseden örnekti daha nice örnekler var. Onları da ileride ki yazılarımda paylaşacağım. Haftaya yeni yazımızda görüşmek üzere kalın sağlıcakla….

Gayrimenkul Değerleme Uzmanı: Yasemin ÖZDOĞRU
Editör: Enes Emre ÖZTÜRK
Bu yazının her hakkı saklıdır.
EXPERNET GAYRİMENKUL’ÜN KATKILARIYLA….

 

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981