Yaylaya Göç Kültürü gelenek ve göreneklerimizi yaşatalım. Tarihi eserler ve doğal güzelliklerimize sahip çıkıp koruyalım.

Ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov “gün olur asra bedel” diyor.

Ben de geçmiş zaman ve çocukluk yıllarımız ömre bedel diyorum.

13 Yaşına kadar çocukluk yıllarımın geçtiği Espiye Dikmen köyü bu günkü adı ile Soğukpınar beldesinden Ericek yolundan yaylaya yaya gittiğimiz o güzel günlerin üzerinden yarım asır geçmiş.

Okuyup bu günlere gelmemde büyük emeği olan, hayır duası sayesinde hiç bir sıkıntı yaşamadığım rahmetli Kandaz Kızı Fadime halam, kardeşlerimle beni yolculuk için hazırlar, dokuma bezden işliğimizi ve karamanto siyah bezden dikilen pantolonumuzu giydirir, yayla göçünün arkasından Ericek yolundan yaylaya giderdik

Bu yol, tarihi İpek Yolu kollarından da birisi. Tüm Espiye köylerinin yoluydu, saatler sürecek yaya yolculuk Gıran’dan başlar, Gölbaşı bugün büyük bir çevre felaketi ile karşı karşıya olan Kızılkaya maden dağlarından geçerdi.

Maden dağının muhteşem manzarası ve zirvesindeki Hızır tepesi, madenin dal çileği, beni çok mutlu eder, hayran hayran maden dağının zirvesini seyrederdim.

Maden dağındaki tarihi Un Pazarı’ndan geçer, unnucak, kepçelik ve Orman Bakanlığı kayıtlarında Sarıkız Mesireliği olarak geçen Kirazlı Belden geçerek tarihi Evelik Hanına gelirdik. Karaağaç yalağı ve tarihi Ulucak Hanı bizleri yağmurdan korur bu hanları yapanlara dua ederdik.

 

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ

Yedi değirmenler tabiat parkının üzerinde Akkaya dağlarındaki KapI kayadan geçerken, korkudan dizlerimizin bağı çözülür, Kabarduç hanında mola verip dinlenir, tarihi taş döşeme yollar, taflan pınarı ve pervaneden geçerek hayırseverlerin yol üstüne bıraktığı sulardan kana kana içerdik.

Paşanın kahvesi ve Tez Deresinde tarihi Ericek hanında yaylaya göç eden birçok kişiyle birlikte, hiç bir ücret ödemeden gece konaklardık.

Sabah erken yola çıkmadan kemençeci Abdurrahman’ın kahvesinde çayımızı içer, çağlayarak akan Ericek Deresi’nin sesini dinleyerek tarihi Ericek Köprüsü’ne gelir, kemer köprünün muhteşem manzarası ve heybeti karşısında bu köprüyü hiç bir menfaat beklemeden yapan 800 yıl önce buraları vatan yapan Oğuz Türklerinin Çepni boyu ecdadımıza dua ederdik.

Bu gün hidroelektrik santralleri yüzünden büyük tehdit ve tehlike altında olan Ericek Kemer Köprüsü’nden ve taş döşeme yollardan geçer, nazar taşında dinlenir, Yarı oluğun suyundan kana kana su içerken şu türküyü mırıldanır ve çocukluk aşkımızı düşünürdük.

“Yarı oluğun suyu soğuk akıyor soğuk

Yarim senden geçti mi gaybana çatal oluk”

Balçık hanında yorgunluğumuzu atarak yaylada ilk durağımız Kısrak Çayırı Espiye Çakılı yaylalarından geçer, Eşşek Meydanı, Akkunduz, Derin Obuz’dan geçerek 800 yıl önce bu bölgeleri bizlere vatan yapan Horasan Ereni Pir Ali Şeyh, bu günkü adı ile Pıralışık, Ocak Yanı ve Kütüklük Mezarlığı’nda Fatiha okuyup tarihi Karaovacık Yalakoba yaylamıza gelirdik.

Yaylada ilk işim akıncak hartamamı alıp, obuz üzerindeki karda kaymak, envai çeşit çiçek ve yayla düzünde topuk otunda koşmak olurdu. Yaylada rahmetli halamın peygamberimizin hayatını anlattığı bilgileri büyük bir heyecanla dinler, iyilik yapmanın fedakar olmanın önemini dinlerdim.

O günler çok geride kaldı. Artık her şey maddeye ve çıkara dayanır oldu. Gösteriş israf ve tarihe vefasızlık doğal güzellikleri yok etmek, her türlü kötülük, iftiralar etrafı sardı. İnsanlığımızı kaybetmeye başladık.

Keşke o çocukluğumuzdaki güzel günler geri gelse. O günleri bizler ve çocuklarımız bir gün bile olsa ve yaşasalar. Gelin kendimize bir iyilik yapalım, çocuklarımız ve torunlarımızın ellerinden tutalım yaşadığımız çocukluğumuzu onlara da yaşatalım.

 

Tarih kültür tabiat ve çevre bilincine sahip olmak her şeye sahip olmaktır

Gelin tanış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981