Ağustos ayının son günleri zafer haftası olarak kutlanır. Bir çok zaferi Ağustos Ayında kazandık. Zaferlerimizin canlı şahidi gazilerimiz ve şehitlerimizin evlatlarını ihmal ettik. Şehitliklere sahip çıkmadık. Esir kamplarında kalan on binlerce Mehmetçiği arayıp sormadık.
Son yıllarda şehitliklere sahip çıkılmasından bir şehit ve gazi torunu olarak mutluyum. Gazeteci ve Devr-i alem belgeseli olarak yirmi yıldır dünya coğrafyasında araştırma yapıyoruz. Sarıkamış Savaşı’nda esir düşüp Sibirya’da esir kalan anamın babası Şerefoğlu Mustafa dedem hakkında anamdan bilgi Alıp Sibirya'da araştırma yaptım.
Birinci cihan harbinde şehit olan dedem Kandazoğlu İbrahim’le ilgili araştırmam sürüyor. Dedem İbrahim’in şahsında tüm şehitlerimiz adına bir cami yapılmasına vesile olduğumuz için Allah’a şükür ediyorum.
Oğlum ve torunumla Marmara bölgesi fatihi Akçakoca’nın, Kandıra Lokmanlı Köyü'ndeki gerçek mezarının bulunmasına vesile olmanın huzuru içindeyim.
Bu yılda 30 Ağustos zafer bayramı haftası kutlanmaya başlandı. Zafer haftası kutlanırken tarihi bir araştırmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolun başlangıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün arkadaşları ile birlikte 1919 yılında Samsun’a çıkması ile başlamıştır. Atatürk’ün Samsun’a çıkışı zaferler tarihimiz için çok önemlidir.
Atatürk, Samsun’a çıkmadan 1918 yılının şubat ve mart aylarında Trabzon başta olmak üzere Karadeniz düşmandan kurtulmuş olması Kurtuluş savaşına giden yolun Karadeniz’den başladığının en önemli göstergesidir. Giresun, Trabzon, Rize ve Erzurum’dan toplanan delegelerde Erzurum kongresi yapılmış çok sayıda Giresunlu gönüllü olarak Kurtuluş savaşına katılmışlardı. Biz bu tarihi hakikat uzun araştırmalar ile belgeleyip kitap haline getirdik sizlerle paylaşıyoruz
KARADENİZ DESTANINDAN KURTULUŞ SAVAŞINA
Birinci cihan Harbi’nde Doğu Karadeniz ve Giresun’un Harşit bölgesinde verilen destansı kurtuluş mücadelesi araştırılıp gerçekleri ortaya koymadan milli Kurtuluş Savaşı’nı Afyon, Haymana, Polatlı cepheleri ile 42 ve 47 Giresun Gönüllü Alaylarının verdiği kurtuluş mücadelesi anlaşılmaz. Doğu Karadeniz düşmandan 1918’de kurtulmuş, Mustafa Kemal Paşa 1919’da milli kurtuluş savaşını başlatmak üzere Samsun’a çıkmıştı. Giresun uşakları Topal Osman Ağa ve Hüseyin Avni Alparslan komutasında birinci cihan harbinde 16 ay Harşit Vadisi’ni savunarak düşmana geçit vermemiş, ”Bir Çanakkale birde Harşit geçilememiş”
Rusları Tirebolu/ Harşit’te durduran Giresun uşakları kurtuluş savaşında Hüseyin Avni Alparslan komutasında 42 ve Topal Osman Ağa komutasında 47 gönüllü Giresun alaylarını toplayarak Kurtuluş savaşına katılmış. Birinci cihan harbi ve kurtuluş savaşında şehit olan binlerce gönüllü Giresun uşağı kefensiz ve nişansız mezarlarda yatmakta.
Giresun ve Karadeniz coğrafyası ile Afyon, Haymana ve Polatlı Dağları’nın ıssız tepeleri isimsiz mezarlarla dolu. Başı dumanlı dağları gezerken karşımıza çıkıyor ansızın. Her iki ucuna acele ile konmuş iki taş. Altında kim yatıyor? Kimin nesi? Anası babası kimdi? Çocukları var mıydı? Evli mi nişanlı mı? Hangi savaşta şehit olmuşlardı bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey biz torunlarının geleceği uğruna bırakmış ecdadımız bedenlerini toprağın kara bağrına. Meçhul asker veya isimsiz garip şehit mezarları demiş geçmiş şehit dedelerimize vefasızlık yapmışız.
Osmanlı Devleti, 1914 – 1918 yılları arasında 7 devlete karşı 10 cephede yapılan savaşlarda 3 milyona yakın şehit 220 bin esir verdi. Şehitlerimiz Çanakkale destanı ile gündeme geldi. Sarıkamış harekâtının sayfaları yeni açılıyor. Yemen elleri yavaş yavaş hatırlanıyor. Filistin, Sina, Hicaz, Irak, Galiçya, Makedonya cepheleri ile kurtuluş savaşı destanının yazıldığı Afyon, Kütahya, Eskişehir ve Sakarya cephesindeki şehitlikler vefakâr şehit torunları tarafından araştırılıp gündeme getirileceği günü bekliyor.
İşte Ağustos ayında kazandığımız zaferler tarihimizin kilometre taşları; 1071: Malazgirt zaferi, 1389: Birinci Kosova zaferi, 1473: Otlukbeli zaferi, 1480: Otranto zaferi, 1484: Akkirman kalesinin fethi, 1501: Mora'nın fethi, 1501: Navarin kalesinin fethi, 1514: Çaldıran zaferi, 1516: Antep'in fethi, 1516: Mercidabık zaferi, 1516: Yavuz Sultan Selim Han'ın Halep'i fethi, 1519: Barbaros Hayrettin Paşa'nın Cezayir'i fethi, 1521: Belgrad'ın fethi, 1526: Mohaç zaferi, 1534: Barbaros Hayrettin Paşa'nın Tunus'u fethi, 1534: Kars'ın fethi, 1537: Korfu adasının fethi, 1539: Sırbistan Kastelnovo zaferi, 1543: Barbaros Hayrettin Paşanın Fransa'nın Nis kalesini fethi, 1545: Estergon kalesinin fethi, 1551: Trablusgarp'ın fethi, 1552: Turgut Reis komutasındaki Türk Donanması, Andrea Dorya komutasında ki donanmayı yenerek Ponza zaferini kazandı. 1571: Kıbrıs'ın fethi, 1571: Magosa kuşatması, 1616: Girit'te Hanya kalesinin fethi, 1633: Ermenistan'ın fethi, 1635: Erivan'ın fethi, 1645: Osmanlı ordularının Girit'e çıkışı, 1678: Ukrayna'nın fethi, 1826: Türk ordularının Atina'ya girişi, 1915: Çanakkale Conkbayırı zaferi, 1919: Muş ve Bitlis'in Ruslardan geri alınması, 1922: Büyük taarruz ve Dumlupınar zaferi
Evet, sonuç olarak Zafer Haftasını kutlarken, şehit ve gazilerimiz için bizlere büyük görev düşüyor. Atalarımıza, cephede şehit düşen dedelerimize vefa borcumuzu ödemek için topyekûn bir çalışma yapılmalı. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese tarihi bir fırsat ve görev bekliyor. Hiçbir şey yapamıyorsak bile zafer haftası vesilesiyle şehitlerimizin ruhuna bir Fatiha okuyalım.