Yıl dönümleri çok önemli. Geçmişi hatırlamak ve geleceğe ibret nazarı ile bakmak gerekir. Yıl dönümleri bunun için önemli bir fırsat. Siyasi tarihimizin son 50 yılında iz ve eser bırakan bir lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan. Vefatı ve 28 Şubat darbesi aynı günlere rastlamakta. Bu gerçekten önemli bir durum.  
28 Şubat darbesi Gebze’yi silindir gibi ezip geçti. 28 Şubat sürecinden en çok Gebze etkilendi. Seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Pembegüllü ve onlarca Gebzeli adeta paspas gibi ezilip, deyim yerindeyse sürüm sürüm sürüldü. Gebze 28 Şubat’ta cezalandırıldı. Yatırımlar büyük darbe yedi. İnsanlar haksız olarak ceza evlerine tıkılıp, işkenceye tabi tutuldu. 
Darbenin üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen bütün tazeliği ile o dönem hafızamda. Kimlerin neler yaptığını, hangi kumpasların kurulduğunu, nasıl oldu bittilerle Gebze’de terör estirildiğini, deyim yerindeyse yargısız infazları, fişlemeleri, yapılan haksızlıkları bazıları unutsa da ben hiç unutmadım ve unutmayacağım.
ERBAKAN’IN VEFAT YILDÖNÜMÜ VE DARBE
Merhum Erbakan’ın vefatının üzerinden 5 yıl geçti. 28 Şubat darbesinin üzerinden ise 19 yıl geçti. Halen gündemindeki tazeliğini koruyan olaylar. Erbakan’ın ve 28 Şubat darbesini çok iyi tahlil etmek gerekiyor. 
Türk Siyasi hayatında dengeleri değiştiren bir lider olan Erbakan, mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayan, pes etmek nedir bilmeyen bir isim. Erbakan ile ilgili birçok çalışmalar yapıldı. Merhum Erbakan ile vefat etmeden 6 ay önce kendi ile söyleşi yapan son belgeselcilerden birisiyim. 1,5 saat söyleşi yaptık. Önemli şeyler söyledi. Yaptığımız söyleşi birçok TV kanalında halen daha yayınlanıyor. İnternetten üzerinden de http://www.belgeselyayincilik.com/genel/erbakan-ile-28-subat-roportaji Linkinden izleyebilirsiniz.
28 Şubat darbesi sadece, askeri olarak ele alınmış ve yapılan soruşturmalar sonucu birçok asker tutuklanarak ceza evine konmuştu. Mahkemeler halen sürüyor. 28 Şubat gerçekten Türk siyaset tarihi için kara leke. Aradan yıllar geçmesine rağmen gündemdeki yerini koruyor. Bu konuda bugüne kadar fazla ciddi bir şey yapıldığına inanmıyorum. Özellikle Türkiye ekonomik açıdan darbe sürecinde büyük yara almış, onlarca milyar dolar paranın yurt dışına kaçırıldığı iddia edilmişti.
28 ŞUBAT DARBESİNDE EN AĞIR BEDELİ GEBZE ÖDEMİŞTİ
Acı ama gerçek. 28 Şubat sürecinde en ağır darbeyi Gebze bölgesi ödemiş, seçilmiş belediye başkanı ve çok sayıda insan aylarca hapislerde kalmış, Gebze’nin seçilmiş belediye başkanı Ahmet Penpegüllü ceza evinde gördüğü işkenceden dolayı amansız hastalığa yakalanmış, genç yaşında vefat etmişti.
28 Şubat’ın Gebze’deki mağdurları ile ilgili söyleşiler röportajlar yapmıştık. Yaptığımız söyleşi ve röportajlar birçok medya kuruluşunda belgesel olarak da yayınlanmıştı. Gebze’de 28 Şubat’ın mağdurları Ankara’da görülen davaya müdahil olarak katılmışlar, çeşitli kişi ve kuruluşlar hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı.
BELGESELLERİ İZLEDİNİZ Mİ?
28 Şubat darbesini gerçekleştirenler 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini söylüyorlardı. 28 Şubat, 1000 yıl sürmedi. Ancak, 28 Şubat darbesiyle hesaplaşma başladı ve devam ediyor. Zaman geçtikçe 28 Şubat’ın bütün çirkinlikleri 28 Şubatçıların yaptığı ihanetle, kötülükler bütün çıplaklığıyla ortaya çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek.
28 Şubat sürecinin gazeteci ve belgeselci olarak Gebze’de yaşadım. Gerek 28 Şubat sürecinde ve gerekse sonrası yaşadıklarımı, gördüklerimi bütün boyutlarıyla yazarak tarihe not düşüp zamana noterlik yaptım. Şu anda da 28 Şubat sürecinde ki yaşananların belgesel çekimlerini sürdürüyorum.
Pazar günü 28 Şubat darbesinin yıl dönümü. Tabi 28 Şubat tarihi yaklaştıkça birileri konuda çeşitli yazılar yazıp, birçok şey söyleyecek. Post Modern darbe Türkiye’ye uzun yıllarını ve enerjisi kaybettirdi.  28 Şubat darbesinin mağdur başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile vefatından kısa bir süre önce 28 Şubat darbesiyle ilgili ayrıntılı ve geniş açıklamayı Devri Âlem Belgesel TV programı kameralarına yapmıştı. Vefatının ardından geçen 3 yıla rağmen merhum Erbakan bugün hala hafızalarda Türk siyasetine damga vuran bir lider olarak anılıyor. 28 Şubat’ın ne olduğu, arkasında ki güçler araştırılmalı, kurum ve kuruluşlar panel düzenlemeli. 
MERHUM BAŞBAKANDAN TARİHİ AÇIKLAMALAR
Türk siyasetinin önemli isimlerinden, bir döneme damgasını vuran eski Başbakan ve Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan ölümünün 5. yılında tüm Türkiye’de rahmetle anılırken, günümüzde de 28 Şubat yankıları devam ediyor. 28 Şubat sürecine müdahil olanlar yargılanırken, Devri Alem Program yapımcısı olarak uzun bir caba ile aldığımız randevu sonucunda kendisiyle yaptığımız 1,5 saatlik söyleşiden bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum.
Belgeleriyle birlikte 28 Şubat post modern darbesinin gelişim aşamasını anlatan Merhum Erbakan 28 Şubat sürecini ABD’nin kendisinin yönetiminden rahatsız olduğu için hazırladığını söylüyor. Erbakan 28 Şubat sürecini şöyle anlatıyor: "28 Şubat tam anlamı ile bir ABD operasyonu, Biz iktidara gelip Türkiye’yi ABD güdümünden kurtarıp Dünya ülkesi yapma çalışmalarımızdan, ABD çok rahatsız oldu.  Ekim 1996 tarihinde ABD devlet başkanı adına ABD Diş işleri bakanlığı ABD Ankara büyük elçiliğine ‘GİZLİ" başlığı altında gönderdiği yazıda Erbakan’ın Başbakanlıktan indirilmesi için her türlü eylem ve  çalışmanın yapılması  isteniyor. Ünlü 28 Şubat Milli güvenlik kurulunda görüşülen bildiri maddeleri ABD tarafından dikte edildiğini daha sonra ele geçirdiğimiz bu gizli ABD belgesinden anladık’  dedi.
Bu belgeyi yeni ele geçirdiklerini söyleyen Erbakan, “Hiç bir şey gizli kalmıyor. 28 Şubat 1997 deki ünlü Milli Güvenlik Kurulundaki maddelerin tümü ABD gizli belgesinde de var. Türkiye’ ye yazık oldu. Türkiye çok zaman kaybetti ‘  diye konuşuyor
MGK’DA NELER YAŞANDI
Prof. Dr. Erbakan, 9 saatlik Milli Güvenlik Kurulunda neler yaşandığını tek tek anlatıyor. Kurulda ilk sözü askerlerin aldığını söyleyen Erbakan, Askeri kanat daha önce ayrı ayrı konuşuyor ve kuvvet komutanları görüşlerini ayrı ayrı açıklıyordu. Bu kez farklı davrandılar.  Askerler  “Biz karar aldık,  bu toplantıda Genel Kurmay adına tek bir kişi konuşacak ve  bu konuşma  genel kurmayın görüşü olacak” dedi. O zaman Genel kurmay istihbarat başkanı olan Çetin Doğan paşa söz alıp tam 5 saat konuşma yaparak  sözde irtica tehlikesi, İmam Hatiplerin kapatılması  ile  ilgili görüşlerini açıkladı. Biz bunu daha sonra elimize geçen ABD’nin gizli ibaresiyle yayınladığı belgede geçen yazışmalar olduğunu anladık.
 NEDEN ANAYASANIN BİRİNCİ MADDESİNİ OKUMUYORSUNUZ?
“Kurul bildirisinin acilen imzalanarak Hükümet tarafından uygulanmasını istediler. 5 saatlik konuşmayı sakin bir havada dikkatle dinledim. 5 saat sonara kapıda duran askeri yaveri yanıma çağırıp Demirel’in önünde duran Anayasa kitapçığını istedim ve kitapçığı elime aldım. Söz sırası bana gelmişti. Tansu Çiller ve ekibi beni yalnız bırakmıştı. Kurulda adeta tek başıma kalmıştım.  Söze Neden Anayasa’nın sadece ikinci maddesini okuyorsunuz. Anayasanın birinci maddesinde Türkiye’nin Sosyal bir Hukuk devlet olduğunu neden söylemiyorsunuz diye sordum. Askeri kanadın şikâyetine tek tek cevap verdim. Tam 4 saat konuşma yaparak askerlere cevap verdim” 
Erbakan "Başbakan yardımcısı Tansu Çiller, Milli Savunma bakanı Turan Tayan ve İçişleri bakanı Meral Akşener hiç konuşma yapmadılar. Yalnız olmama rağmen 2 parti koalisyon hükümeti değil de,  tek başına iktidar gibi hükümeti savundum. Alınan kararların Tavsiye kararı olduğunu bu karanın uygulanıp uygulanmamasına hükümetin karar vereceğini açıkladım. Ben bunlara imzamı atmadım. Ben bu kararları Bakanlar kurulunun onayına sunulmasına imza attım.’ diyor.
DEMİREL ASKERLERİ DESTEKLEDİ
Cumhurbaşkanı Demirel’in bu yaşananlara hiç ses çıkarmadan askerlerin yaptığı konuşmayı adeta tasdik ettiğini söyleyen Erbakan, ‘Ben 28 Şubat post modern ABD darbesi yüzünden istifa etmedim. Bizim hükümet ortağımız DYP milletvekillerine istifa baskısı yapıldığı, milletvekillerinin zafiyeti nedeniyle istifa ettim. Tansu Çiller bir gün bana gelerek,  ‘partimden 50 milletvekili istifa edecek hükümet düşecek, erken seçime gidelim, ben bu milletvekillerini seçimde tümü ile tasfiye edeceğim’ dedi. Genel seçime gitmek şartı ile hükümetin istifasını Demirel’e bildirme kararı aldık.290 imza ile Demirel’e çıkıp  ‘Bakın Sayın Demirel siz bulun 226’yı düşürün hükümeti diyordunuz, Bende 290 milletvekilinin imzasını size getirdim. Ben istifa ediyorum, seçime gitme şart ile Tansu Çiller’in başbakan olmasını destekliyorum dedim." 
Demokrasi şampiyonu Demirel 290 milletvekili imzasını hiçe sayarak hükümeti kurma görevini Mesut Yılmaz’a verdi. Ondan sonrada yaşananlar malum.
KARADAYI PAŞADAN TEŞEKKÜR
Erbakan röportajda 28 Şubat darbesinin mimarlarından olan zamanın Orgenerali İsmail Hakkı Karadayı’nın kendisine teşekkür ettiğini şöyle anlatıyor.  Karadayı Paşa daha görevdeyken bana geldi. ‘Sayın Başbakan’ım biz ilk kez sizin döneminizde askerler olarak çok iyi maaş aldık. İlk kez sizin döneminizde maddi olarak rahat ettik. Biz sizlerden şikâyetçi değiliz.  Sizlere güveniyoruz.’  Dediğini söyleyen Erbakan Karadayı’nın İstanbul Fatih ve babası adına yaptırdığı camiden iki fotoğraf gösterdiğini ve ‘İstanbul’un göbeğinde çarşaflı şahısların arttığını ancak kendi babası adına Çorum’da yaptırdığı camiden çıkan bayanların başı açık olduğunu, çarşaflı bayanların artmasından korktuğunu söylemiş. Erbakan, Karadayı’ya çarşaflılardan korkmaması gerektiğini Berlin’de bile bu tür görüntülerin olduğunu söyleyerek, ‘Sayın paşam örtülülerden  korkmayın, onlardan devlete ve millete zarar gelmez   diye cevap verdim.’ Şeklinde konuşuyor.
Erbakan röportajının sonunda gençlere de seslenerek taklitçiliği bırakmalarını milletine sahip çıkmalarını, özlerine  yani İslam medeniyetine  sahip çıkmalarını, AB’ye gireceğiz diye saçmalıklar yapmamalarını, Avrupa’nın ayakta duramadığını,   faizci sistemi bırakmak gerektiğini, faizin saadet getirmediğini, gençlerin Milli Görüşü öğrenmesi gerektiğini vurguluyor.
ABD’NİN GİZLİ BELGESİNDE NELER VAR?
1. Departmanımız, Türk hükümetinin milli eğilimlerinden ve Başbakan Erbakan’ın ideolojisinden ilham alarak dış politikayı Batı’dan ayırıp Arap ve Müslüman dünyasına doğru yeniden yönlendirmesinden dolayı derin endişe içerisindedir. Kanaatimizce Türkiye’nin İran, Irak, Libya, Nijerya ve sudan ile bağlarının kuvvetlendirmek konusunda ki mevcut tutumu, bizim milli menfaatlerimize aykırıdır(düşmancadır).
2. Doğru Yol Partisi, Erbakan’ın radikal İslami söylemlerini (taahhütlerini) ılımlaştırmada başarılı olamadığına göre, kendisinin Refah partisi ile koalisyonu verimsiz görünmektedir. Biz inanıyoruz ki, Tansu Çiller’in koalisyondan çekilmesi Erbakan’ı düşürür ve ülkeyi erken genel seçimlere götürür. Sonuç kesin olmamakla birlikte, Refah Partisi büyük bir ihtimalle seçimlerden eskisinden daha güçlü çıkacaktır.
3. Türkiye, Birleşik devletlerin anahtar stratejik ortağı kalmak mecburiyetindedir ve onun bu pozisyonunun gerçekleştirip, sürdürmede ki başarınız bizim milli menfaatlerimiz doğrudan etkileyecektir. Türk askeriyesi, bu sonucu elde etmeye doğru daha büyük bir çaba sarf etmesi için harekete geçmeye zorlanmalıdır. Bu konuda ki aksiyon planlarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
mahmut demirkollllu 9 yıl önce

ülke refaha hızla giderken,muhalefet TSK ne baskı yapar,TSK de yargı ve medyaya baskı yapar,topluca ülkeyi kaosa sürüklerler.Bu davranış pkk nın ihanetiyle eşdeğerdir..Yani güvendiğimiz dağlara kar yağar.Öyleyse millet kime inanip güvenecek.?.Milli ve manevi değerlere bağlı olan siyasete güvenmek en doğru yol olarak görünüyor..Laik safsatasına sarılarak eğitime,inançlıya,darbe vurmak ,aydın geçinen çakallların işi,dir

banner376

banner375

banner377

banner981