2013 yılında Başbakan Sayın Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı sıfatı ile Gebze Hünkar Çayırın'daki Tarihi anma toplantısına katılması ve burada yaptığı konuşmalar tarihe not düşecek önemli organizasyondu. Bu organizasyonda çok önemli konusmalar yapıldı. Sayın Davutoğlu ile burada yaptğımız belgesel çekimlerinde Devr-i Alem programına çok önemli acıklamalar yaptı. Bu açıklamaları https://www.youtube.com/watch?v=tHDNFA9h0uM adresinden izleyebilirsiniz.
Marka Kent Gebze bildirisi hazırlamıştık.
Gebze bölgesi Fatih’e büyük vefa borcu var. Gebze Fatih döneminde ilçe oldu. Bir zamanlar Kartal ,Pendik ve Tuzla Gebzenin köyleri idi. 2013 yılındaki uluslarası Fatih sempozyumuna bizde Fetih'ten günümüze Marka Kent bildirisiyle katıldık. Bildirimiz sempozyum kitabında ayrıntılı şekilde yer aldı.
Bildiride özetle şu görüşlere yer vermiştik…
…”İpek Yolu kollarının birleştiği kavşak noktası Kocaeli’nin en büyük ilçesi: Marmara Bölgesi’nin doğusunda, Asya-Avrupa kara ve demiryolları üzerinde yer alan Kocaeli, şirin bir şehrimiz. Kocaeli’nin 12 ilçesinden birisi olan Gebze Fatih Sultan Mehmet han tarafından İstanbul’un fethinden sonra 150 akçelik kaza merkezi yapmıştı[1].
Kocaeli’nin Gebze İlçesi: Kocaeli tarihi en eski şehirlerimizden olup, M.Ö. 337-357 yılları İzmit’in olduğu yerde Nikomedya adıyla kurulmuş, M.S. 395 yılına kadar Roma İmparatorluğunun egemenliğinde kaldıktan sonra, Bizanslıların hakimiyetine girmiştir. Bir süre Selçuklular’ın eline geçerek İzmit adını alan Kocaeli Orhan Gazi zamanında Akçakoca tarafından Osmanlı topraklarına katılarak Kocaeli adını almıştır[2]. Hendek’ten Şile’ye İznik’ten Tuzla’ya kadar geniş sınırları olan Kocaeli zaman içinde coğrafya olarak küçülmesine rağmen sanayi ve ekonomik olarak büyüyerek uluslararası sanayi ve ticaret merkezi haline gelmiştir.
Sanayi, ticaret kültür sanat ve turizm merkezi Kocaeli’nin 12 ilçesi vardır. Vilayet merkezi İzmit, donanma şehri Gölcük, yeşillikler diyarı Karşıyaka, adını turizm merkezi Kartepe’den alan Kartepe, yeşillikler diyarı Karamürsel, tarım merkezi Kandıra, rafineri merkezi Körfez, şifalı Çenedağı suyunun menbaı Derince, sanayi ovası Dilovası, geleceğin kongre ve ticaret merkezi Çayırova, yaşam kenti Darıca ve sanayi, ticaret, teknoloji, kültür turizmde marka şehir Gebze.
Tarihi seyir içinde adı bir kaç kez Gelbize[3]’den adını alan Gebze, Marmara Bölgesi’nin doğusunda İzmit Körfezi’nin kuzey kesiminde yer alan, zengin bir tarihi geçmişe sahip, ekonomisi, sanayi ve ticaret dayalı, Türkiye’nin hızla gelişen ve büyüyen bir ilçesidir. Kara, deniz, hava ve demiryollarının birbirleriyle kesiştiği önemli bir kavşak noktasında bulunmaktadır. Gebze tarih boyunca İstanbul’un Anadolu ile bağlantısını sağlayan yol üzerinde önemli bir konaklama merkezi olmuştur. Günümüze kadar gelen pek çok tarihi kalıntı, Gebze’nin çağlar boyunca önemli bir yerleşim merkezi olduğunu doğrulamaktadır.
Finikeliler’in, Asurlular’ın, Lidyalılar’ın, Romalılar’ın, Bizanslılar’ın, Grekler’in ve Araplar’ın uğrak yeri olmuş Gebze’nin, ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir[4]. Bu yöre, Romalı’ların daha sonra da Bizanslılar’ın hakimiyeti altındayken 1323 yılında Orhan Gazi’nin kumandanlarından Akçakoca’nın oğlu İlyas Bey tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılmıştır. Gebze; orduların karargah merkezi, kervanların konaklama yeri, İstanbul’un meyve ve sebze ambarı olarak önemini hep korumuştur[5].
1888 yılından itibaren İstanbul’a bağlı bir ilçe iken[6], 20 Nisan 1924 yılında yapılan bir değişiklikle Kocaeli iline bağlanmıştır[7]. 1918’de İngilizlerin, 1921’de Yunanların işgal ettiği Gebze, düşmandan 12 Ekim 1922’de Nurettin Paşa komutasındaki birlik tarafından kurtarılmıştır[8].
TEM Otoyolu ve D-100 Karayoluyla İstanbul- Ankara ve İstanbul-İzmir arası yolculuk yapanlar, trenle Anadolu’ya gidenler, Kurtköy-Sabiha Gökçen Hava Limanı’ndan dünya ülkelerine seyahat edenler, Gebze bölgesinden gelip -geçer. Bu yol lardan gidenler ne yazık ki biraz iç kısımlarda tarihî bir hazine gibi gizli kalan, tarihî ve tabii güzelliklerden habersiz geçip giderler. Ne, dünyaca ünlü komutanı Hanibal’ın anıt mezarını, ne Darıca Kuş Cenneti’ni ne Ballıkayalar Vadisini, ne ünlü Ressam Osman Hamdi bey müzesini, ne de Fatih Sultan Mehmet’in Otağını göremezler. Tüm bu güzelliklerin olduğunu bilseler hele Gebze Merkezindeki bir tarihi zenginlik tablosu, Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin varlığını bilseler, uğramadan, selamlamadan geçemezler…”
Evet bidirimizin çok özet bölümünü sizle paylaşıyoruz .Ayrıntısı hem sempozyum kitapçıgında web sayfamızın şuradaki www.belgeselyayincilik.com/fatihten-gunumuze-marka-kent-gebze adresinden okuyabilirsiniz.
Fatih’i sade bir törenle ama Valinin Devlet adamı sözüyle bu sene anmış olduk. İnşallah Sayın Valimizin dediği gibi 2017 yılında Fatih‘in şanına yaraşır bir şekilde önce Kocaeli kamuoyu sonra Türkiye genellinde rahmet minnet şükranla anılır.