Dünyanın en büyük şirketlerini de biliyorsunuz değil mi? Yine de sıralayalım; 1- Royal Dutch Shell, 2- Exxon Mobil, 3- WalMart, 4- BP, 5- Sinopec, 6- China National Petroleum, 7- State Grid, 8- Chevron, 9- Conoco Philips, 10- Toyota Motor.
Ciroları 2-3 yüz milyar doları aşan, en büyüğünün 485 milyar dolar olan bu 10 dev şirketin 7'si petrol şirketi. Bunlara bir de petrol şirketleriyle doğrudan bağlantıları bulunan bankacılık ve finans şirketlerini ekleyin.
Anlayacağınız dünyanın hakimi bunlar. Dünyanın düzen koyucuları diyebiliriz.
İşte bu dünyanın düzen koyucuları, birkaç zamandır dünyanın yeni düzenini oluşturuyor. Hem de çok hızlı bir biçimde… Çok önceden karar verilen ve yazılan senaryo, epeydir filme çekiliyor.
Kaddafi çok zalim olduğu için mi linç edilerek öldürüldü sanıyorsunuz? Mübarek'i bütün gün camilerde uyuklamaktan başka bir şey yapmayan Mısırlıların gönderdiğini mi düşünüyorsunuz, ya da Suriyelilerin durup dururken Esad'tan nefret ettiğini?..
Arap Baharı vs. palavrasını yutmadınız değil mi? Kürdistan devleti kuruluyor, onun da farkındasınız değil mi?
O zaman bütün bu olanların tamamıyla petrol ve enerji kaynaklarının paylaşımı yapıldığını da biliyoruz demektir. Tarih boyunca bu böyleydi, şimdi de böyle…
Serdar Turgut'un bir yazısında dediği gibi, “Osmanlı devletinin dağılmasıyla haritası çizilen Irak devleti "enerji kaynaklarını nasıl en rahat koruma altında tutarız?" diye düşünülerek oluşturulmuş. Bugün Kürdistan'ın haritası da bu kaynakların güvenli geleceği göz önüne alınarak çizilecek."
Kuzey Irak'ın günlük petrol üretimi 2.5 milyon varil, Musul eyaletiyle birlikte ise 4 milyon varildir. Karamehmet'in bölgedeki şirketi Genel Enerji'nin CEO'su Mehmet Sepil, Türkiye'nin petrol ihtiyacının tamamını rahatlıkla Kuzey Irak'tan karşılayabileceğini söylüyor.
Ortadoğu'da çıkarılan petrolün günde 17 milyon varili Basra Körfezi'nden, 2.1 milyon varili de Süveyş Kanalı'ndan taşınmaktadır. Çin'in petrol ihtiyacının beşte birini sağlayan İran, petrol ihracatının yüzde 85'ini Hürmüz Boğazı'ndan Asya Pasifik ülkelerine yapar.
Peki ABD, Suriye'de rejimin değişmesi için niçin bu kadar çabalıyor, senaryoda nereye oturtacağız bunu? Suriye'nin İran'ın önemli bir stratejik ortağı olması, Esad'ın gitmesiyle İran'ın zayıflayacağı, yalnız kalacağı ve gerektiği takdirde ABD saldırısına hazır hale geleceği için…
Bir başka önemli neden ise, Hürmüz Boğazı'nı kapatmakla tehdit eden İran'a karşı Suriye'yi teslim alarak Batı'ya doğru petrol ulaşım yolu seçeneğini yaratmaktır.
Tekrarlamakta yarar var: Suriye'den sonra, sıra İran'a ve oradan Rusya'ya geleceği çok açıktır.
Ya da İran'ı iyice yalnızlaştıran ve bloke eden ABD, rezerv Kürt devletini de kurarak İsrail'in de güvenliğini sağladığını düşünürse, belki savaş çıkmaz.
Çünkü Pasifik ve Hint Okyanusu ile Kuzey Buz Denizi ve Arktika'ya yüzünü dönecek, buradaki enerji kaynaklarını ve tedarik yollarını ele geçirmek için yoğunlaşacaktır. Ama haritaların ve yönetimlerin değişeceği kesindir.