İngiltere Başbakanı Theresa May ve Alman Şansölyesi Angela Merkel arka arkaya Türkiye’ye geldiler. Her iki Başbakanın Türkiye’ye gelişi iç siyasette farklı algılansa da aslında İki Başbakanın Türkiye’ye gelişini çok iyi yorumlamak gerekiyor. İç Siyasetten öte dünyayı sömürmeye ve siyasetleri yönlendirmeye çalışan, fazla göze batmasa da tarihi bir rekabet içinde olan İngiliz ve Almanların Başbakanlarının arka arkaya Türkiye gelmesini bir çok nedeni olduğuna inanıyorum.
Tarih boyu İngiliz ve Almanlar Osmanlı ile hep farklı ilişkiler kurmuşlar. İngiliz ve Alman rekabetine Osmanlı hep kurban gitmiş. Bu rekabetin uzantısı 1.Dünya Savaşı’nda kendini çok iyi göstermiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, 2 Dünya savaşı, Türkiye’nin dış politikada ki yaşadıkları, özellikle Türkiye-AB ilişkilerinde en belirleyici rol Türkiye’nin izlediği dış politika olmuştur.
AB DEĞİL, İNGİLİZ VE ALMAN REKABETİ
Tarihten gelen bir çok nedenle İngilizler ve Almanlar arasında büyük bir rekabet söz konusudur. İngilizlerin Dünya siyaseti üzerinden güneş batmayan imparatorluk kurmaları Almanları rahatsız etmiş olacak ki İngiliz yayılmacılığına karşı Almanya’nın öncülüğünde AB kurulmuş, İngiltere AB’ye üye olmasına rağmen Euro Coğrafyasında yer almayarak para birimine geçmediği gibi, serbest dolaşım hakkı veren Schengen vizesini de kabul etmemiştir. Son olarak da İngiliz derin siyaseti eften püften nedenlerle AB’den çıkma kararı alıp halkoylamasıyla bunu tescil etmiştir.
OSMANLI-İNGİLİZ-ALMAN İLİŞKİLERİ
Bu konular üzerinde çok daha farklı yazılar yazılabilir. Ancak, Birinci Dünya harbinde Osmanlı-İngiliz-Almanya ilişiklerini çok iyi irdelemeden bugün yaşadıklarımızı anlayamayız. Dünya savaşa giderken Osmanlı, İngilizlere iki önemli savaş gemisi siparişi vermiş, Gemilerin parası ödendiği halde İngilizler gemileri teslim etmemişler. Denize düşen yılana sarıl misali Osmanlı İngilizlerin ebedi düşmanı olan Almanlarla iş birliği yapmak zorunda kalmış, Almanların verdiği ve saha sonra adı Yavuz ve Midilli olarak değişecek iki savaş gemisi Çanakkale ve İstanbul Boğazını geçerek Rus limanlarını bombalamış, dolaysıyla Osmanlı kendini 1.Dünya Savaşı’nın içinde bulmuştu.
Savaşı kazandığımız hale Almanlar yüzünden yenik sayıldık, Çanakkale boğazında yüz binlerce Mehmetçiğin kanı dökülerek kazanılan Çanakkale zaferi masa başında kaybedilmiş, payitaht merkezi İstanbul işgal edilmiş, Osmanlı toprakları parçalanmış ve 600 yıllık Osmanlı devleti yıkılıp tarih sahnesinde silinmiştir. Osmanlının külleri üzerine kurulan Türkiye üzerinde başta İngilizler olmak üzere bir çok dış güç sinsi planlar peşine düşerek sürekli Türkiye’ye karşı taarruz etmişler, adeta Türkiye’yi yok etmek, parçalamak için ellerinden geleni yapmışlar. 2.Dünya Savaşı’nda Almanya parçalanmış olarak çıktığı savaştan Alman derin devleti sayesinde Doğu ve batı Almanya birleşerek yine güç odağı haline gelmiş, Ancak 2.Dünya Savaşına girmeye Türkiye yok olma ve parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış gerçekten oyun içinde oyun.
TARİH DERS ALMAK İÇİN VARDIR
Gerek İngiliz ve gerekse Alman Başbakanlarının Türkiye ziyareti çok önemli. Türkiye bütün oyunlara, sinsi darbe girişimine Suriye’de Kürt koridorunun açılmasına ve PKK terörünün dizginlenmesine dur diyerek ölüm kalım mücadelesi verip ayakta durmayı başarmıştır. Bükemediğin bileği öpeceksin sözü çerçevesinde İngiliz ve Almanlar , ABD ve İsrail Türkiye’yi istedikleri sev iyeye getiremediler, parçalayamadılar. Artık teker teker Türkiye’nin büyüklüğünü kabul edecekler ve Türkiye’nin bölgesinde güç merkezi olarak bulunduğunu isteseler de istemeseler de dünya kabul edecektir.
Burada Almanya-Osmanlı ilişkileriyle ilgili önemli bir konuyu daha gündeme getirerek yazımı noktalamak istiyorum. Son 10 yıldır gündeme gelen ve 90 bin Mehmetçiğin 20 günde Şehit olduğu Sarıkamış harekatı yine Almanya’nın oyunuyla gerçekleşmiş, Alman derin siyaseti ve derin devlet, Rusların Polonya cephesinde Almanları sıkıştırmaları ve Almanya’yı işgalini önlemeleri için Türkiye’de ki Alman hayranı yetkili ve yöneticileri harekete geçirmiş kışın ve soğuğun şiddetli olduğu dönemde Sarıkamış harekâtını başlatmışlar, Rusların kuvvetlerini Polonya cephesinden Kafkas cephesine kaydırmalarını sağlayarak Almanlara derin nefes aldırmışladır. Sarıkamış harekatı bilindiği gibi hezimetle sonuçlanmış, fazla uzak değil 100 yıl önce Ruslar Giresun’un Harşit Vadisine, Gümüşhane’nin Şiran, Van ve Bitlis’e kadar gelerek büyük mezalimlere sebep olmuşlardır. Bunun müsebbibi ve sorumlusu ise Almanya’nın oyununa gelen Türkiye’deki bazı yetkili ve yöneticilerdir.
Yukarıda geniş şekilde yazığım analiz ve tarihi bilgiler çok iyi yorumlanırsa Türkiye ile Rusya artasında uçak kriziyle başlayan Gerginliğin Rusya Büyükelçisinin öldürülmesini çok daha iyi anlamış ve yorumlamış oluruz. Olayları mutlaka tarihi perspektiften incelemek gerekiyor. İngiliz Başbakanı’nın henüz ne yapacağını bilmediğimiz ABD başkanını ziyaretten sonra hemen sonra ayağının tozuyla Türkiye’ye gelmesi, Almanya Şansölyesi’nin apar topar ezeli rakibi İngiliz başbakanından sonra Türkiye’ye gelmesi Türkiye’nin gücünü ve büyüklüğünü göstermekte. Atalarımız ne güzel söylemiş, bükemediğin bileği öpeceksi