İstanbul’un fethinin 566.Yıl Dönümü, dün düzenlenen törenlerle kutlandı. İstanbul’un fethi dünya tarihinin seyrini değiştiren en önemli olayların başında geliyor. İstanbul güçlü surlarıyla yüzyıllar boyunca Bizans’ın yönetiminde kalmış, hiçbir hükümdar İstanbul’u ele geçirememişti. Peygamber Efendimizin, “Konstantiniyye bir gün fethedilecektir. Onu fetheden Komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” Hadisine mazhar olan Fatih Sultan Mehmet Han, tarihin seyrini değiştirip, bir çağı kapatarak yeni bir çağ açmıştı.

İstanbul’un fethi sadece Türk İslam tarihi değil, Dünya tarihi için çok önemli. Bir çağın kapanıp yeni bir çağın başlaması, Bizans İmparatorluğunun yıkılması Dünya tarihi için çok önemli gelişmelerdi. Ancak cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet Han’ın hatırasına ne yazık ki sahip çıkamıyoruz. Ne Fatih’i adına yakışır şekilde anabiliyoruz, ne de fetih kutlamalarını gerektiği gibi yapabiliyoruz. Sanki yasak savma kabilinden İstanbul’un fethi kutlanıyor.

İSTANBUL’UN FETHİNDE GEBZE

 Osmanlı’nın İstanbul’u fethine giden zafer yolculuğunun 1329 yılında Gebze sınırlarında bulunan o dönemli adıyla Pelekanon’da başlamıştır. 1329 yılında Trakya’dan asker toplayan Bizans imparatoru, ordusunu Üsküdar’a sevk etmiş daha sonra kendisi de Üsküdar’a geçip ordunun başında İznik’e gitmek üzere Gebze yolunda ilerlemeye başlamıştı. Bizans kuvvetlerinin hareketlerinden akıncıları sayesinde zamanında haberdar olan Orhan Bey, İznik surları önlerinde bir miktar kuvvetini bırakarak imparatoru karşılamak için batı yönünde hareket etmiştir. Topçular Limanı’ndan Kocaeli yarımadasına geçip Bizans ordusundan önce Eskihisar’a ulaşmış ve burada imparatorun ordusunu beklemeye başlamıştı.  İki safhada gerçekleşen savaş sonunda Bizans ordusu çok ciddi kayıplar vermiş ve geri çekilmek zorunda kalmıştı.

İSTANBUL’UN FETHİNE DOĞRU

Pelekanon Savaşı ile birlikte Bizanslıların Türkleri Marmara bölgesinden çıkarma gayretleri neticesiz kalmıştır. Osmanlılar bu savaştan sonra Gebze, Hereke, Pendik ve Üsküdar’a kadar olan topraklara sahip olduğu gibi İznik’e dönerek bu şehirdeki kuşatmaya devam etmiş iki yılsonunda bu önemli şehri fetih etmiştir. Sonuç olarak Osmanlı’nın İstanbul’u fethine giden başarılı yolculuğunun 1329 yılında Gebze kıyısında Pelekanon’da başladığını söyleyebiliriz.  Bizanslılar bu muharebeden sonra bir daha Osmanlı’ya karşı sefere çıkamamış savunmaya çekilmişlerdir” dedi.

HÜNKAR ÇAYIRI AÇIK HAVA MEYHANESİ OLDU

Satılmaması için büyük mücadeleler verdiğimiz Gebze Hünkâr Çayırı sahipsiz ve ne yazık ki Açık Hava meyhanesi oldu. Etraf çöplük içinde ve perişan vaziyette. Fatih’in emaneti Gebze Hünkar Çayırı, kelimenin tam anlamı ile sahipsiz. Hatırlanacağı üzere Gebze Eski Belediye başkanı Adnan Köşker tarafından daha önce Erzincanlılar Vakfı’na satılması için lobi yürütülmüş, Adnan Köşker yerin ilgili vakfa satılması İçin basına açıklama yapmıştı. Olayla ilgili kamuoyundan gelen tepkiler üzerine satıştan vazgeçilmişti. Bir avuç gönüllü, baskılara aldırış etmeden bir Cuma namazını Hünkar Çayırı’nda eda ederek, Fatih’in emanetine sahip çıktıklarını göstermiş ve bu tepkiler kamuoyunda geniş yankı bulmuştu. Yine eski Başkan Adnan Köşker ve Tuzla Belediye Başkanı işbirliği ile Tuzla Piyade Okulu’ndan Hünkar Çayırı’na yol açılmış, Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın karşı çıkması üzerine yol açılması durdurulmuştu.

  İstanbul’un fethinin 566.Yıl Dönümünü bir kez daha kutlarken, Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olan Sultan Fatih’in emanetlerine sahip çıkılmasını ve fethin şanına yakışır şekilde kutlanmasını temenni ediyorum. Özellikle Hünkar Çayırı gibi Fatih’in Otağ kurup vefat ettiği tarihi bir mekan üzerinde oynanan oyunlar son bulup, açık hava meyhanesi olmaktan kurtarılmalı.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981