Balkanlar ve Rumeli turunda uzman kuruluş olan merkezi Gebze’de bulunan Koşukavak Turizm, Balkanlar ve Rumeli turunda oldukça başarılı. Türkiye’nin birçok bölgesinden Balkanlar ve Rumeli coğrafyasına Kültür turu düzenleyen Koşukavak Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Rıfat Yakupoğlu ile Devr-i Alem Belgesel programı olarak Balkanlar ve Rumeli coğrafyasına kültür yoluculuğa çıktık.
Uçakla 8 günde 6 ülkeyi gezdiren, A sınıfı seyehat acentesi Koşukavak Turizm müşterilerini önce Balkanların kalbi olan Makadenyo’nın Başkenti Üsküp’e götürüyor. Üsküp’ten Kalkandelen, Ohri, Gostivar, Manastır ve diğer Makedonya coğrafyasını gezdirdikten sonra Arnavutluğun Elbesan şehri, Başkent Tiran ve İşkodra kentini gezdirdikten sonra, Karadağ’a götürüyor.
Karadağ’da Ulçin, Bar, Budva ve Kotor şehirlerini gezdirerek, Adriyatik sahilleri ve Dalmaçya kıyılarını gezdirdikten sonra evladı fatihan diyarı Bosna Hersek’in Trebenija kentinde misafir ettikten sonra isteyen misafirlerini Hırvatistan’ın Dubrovnic kentine götürüyor.
Bosna Hersek’te Blagay, Mostar ve Başkent Sarayova’da kültür ve tarih turu organize eden Koşukavak Turizm Bosna Hersek’in bir birinden önemli bölgelerini gezdirip Bilge Kral Aliye İzzet Begovic’i tanıtan belgesel sinevizyon gösterileri gerçekleştiriyor.
Turlarında Devr-i Alem belgesel programlarını da müşterilerine izleterek tam anlamıyla bir kültür turu organize eden Koşukavak Turizm, Bosna Hersek’ten Sırbistan’ın Başkenti Belgrad’a giderek adeta bir kültür turu attırıyor. Yol üzerinde Dirina nehri sahilinde misafirlerini dinlendiren Koşukavak, buradan Tuna’nın en büyük kolu olan Sava ırmağı sahillerine geçerek Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a geliyor.
Osmanlı döneminde Darül Cihad-ı Belgrad olarak adlandırılan 350 yıl Osmanlı yönetiminde kalan belgrad ta Osmanlı kalesini, Bayraklı Camii’ni ve tarihi mekanları gezdirerek buradan Tuna ve Sava ırmağının birleştiği Belgrad kalesi önünde konuklarına nehir turu attırıyor. Koşukavak Turizm’in nehir turu ‘Tuna nehri akmam diyor’ türküsüyle başlıyor ve adeta davetlilere tarih seyri yaşatıyor. Koşukavak Turizm isteyen müşterilerine Belgrad’dan özel bir tur organize ederek Karlofça antlaşmasının yapıldığı Volvodina özerk bölgesine götürüyor.
Tura katılanlar uçakla Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye’ye dönüş yapıyorlar. Koşukavak Turizm ile 8 günde 6 ülkeyi gezerek Devr-i Alem yapıyoruz. Koşukavak Turizm ile yaptığımız turun özetini sizinle paylaşıyorum.
MAKEDONYA’DA NELERİ GEZDİK?
İlk olarak Başkenti Üsküp`e hareket. Yol üzerinde ilk durağımız Gostivar ve Gostivar ardından Kalkandelen’e doğru yolumuza devam ettik. Kalkandelen’de Alaca cami ve Kanuni’nin vezirlerinden Sersem Ali Paşa tarafından 16. yüzyılda kurulan Bektaşi Harabati Baba Tekkesi’ni ve bir mimari eser olan Alaca Cami’yi ziyaret ederek dua ettik.
Üsküp’e varış ardından panoramik şehir turumuza başladık. Ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın doğum yeri olan Üsküp’te göreceğimiz yerler arasında Yahya Paşa Camii, Saat Kulesi, Türk Çarşısı, İsa Bey Camii, Mustafa Paşa Camii, Murat Paşa Camii, Kapan Hanı, Sulu Han, Davut Paşa Hamamı, Taş Köprü bulunmaktadır. Vardar nehrinin kıyısından ve nehrin öteki tarafında bulunan Türk ve Yahudi mahallelerini seyrederek yürüdük. Makedonya’yı karış karış gezerek Devr-i Alem kameraları ile tarihe not düşüp zamana noterlik ettik.
ADIM ADIM ARNAVUTLUK’U GEZDİK
Arnavutluk’u gezdik adım adım. İlk durağımız kuruja şehri. Osmanlıdaki adı ile Akçahisar. İlk hüzün durağımız. dağın yamacında kurulu bir şehir olan Akçahisar’da yıkılmış virane olmuş medeniyetin izleri var. Kaleye tırmanıyoruz. İşte ayakta durmaya çalışan harabe bir cami ve yarım kalan minaresi. Bu kırık dökük yapı buraya gelenlere neler anlatıyor kim bilir. Mekânın acı dolu iniltisini duyar gibi oluyoruz. Kaleyi dolaşıyoruz. Tarihi evler bize bizi hatırlatıyor. Burası bizim kültürümüze o kadar çok benziyor ki. Benziyor da ne demek burası bizim kültürümüz. Bizim tarihimiz bizim coğrafyamız. Sıra sıra dizilmiş toplar dikkatimizi çekiyor. Kaleden Akçahisar’a bakıyoruz. Camiler, tarihi evler, dağlar ve yeşillikler arasındaki Akçahisar’da alperenlerin kılıç şakırtılarını at kişnemelerini duyuyoruz. Yıllar öncesinde buluyoruz kendimizi. Şehirde yükselen minareler adeta Osmanlının taşa vurduğu birer mühür gibi zamana meydan okuyor. Ve minarelerden yükselen ezan sesi bizi aslımıza asıl olana çağırıyor.
Akçahisar’da dolaşırken sıcak insanlarla karşılaşıyoruz. Osmanlı yadigârı bir beldenin Osmanlı torunları… O kadar sıcak o kadar cana yakın ki bu insanlar. Türkiye’den geldiğimiz anlayınca ilgi ve alaka gösteriyorlar bize.
KARADAĞ’DAYIZ
Budva, Karadağ’ın önemli turizm merkezi. Aslında Karadağ’ın sahilde ki en önemli merkezi Kotor. Aslında Karadağ sahillerini tümü turizme açık. Çok derin Körfezler, yılın en az 5 ayının deniz mevsimi olduğu dalgasız ve sakin koylar, yeşillikler içerisinde muhteşem tablo gibi insana mutluluk veren yerler. Karadağ, turizmden ciddi anlamda yararlanıyor. Budva ve Kotor bölgesini adım adım geziyoruz. Kaleleri, tarihi binaları, surları ve dini merkezleriyle Orta Çağ’ın Genel durumunu yansıtıyor. Bu bölgelerde belgesel çekerek tarihe not düşüp zaman noterlik yapıyoruz. Turizm başkenti Karadağ’ın St. Stefan Adası… Ada küçücük bir bağlantı koridoruyla ana karayla irtibatlı. St. Stefan Adası uzaktan muhteşem bir manzara sunuyor. Adaya girişin ücretle olduğunu Ada’da ki Otelin dünyanın en pahalı oteli olduğunu öğreniyoruz. Karadağlılar, turizmden yararlanmak için her türlü imkânı kullanmışlar.
FATİH’İN FERMANI BOSNA’DA ÇINLIYOR
Bosna’da her şey Osmanlıyı hatırlatıyor. Sarayova sokaklarını gezerken Bugün Bosna’nın bir köyündeki kilise duvarını süsleyen Fatihin o meşhur fermanını adeta duyar gibi oluyorsunuz.Osmanlı’nın en güçlü dönemin’de yayınladığı gerçek insan hakları beyannamesini gelin birlikte bir kez daha okuyalım.
İşte o Fatihin meşhur fermanI;“Ben ki Sultân Mehmed Hanım. Cümle avâm ve havassa ma’lum ola ki, işbu dârendegan-ı fermân-ı hümâyun Bosna ruhbânlarına mezîd-i inâyetim zuhûra gelüp buyurdum ki, mezbûrlara ve kiliselerine kimse mâni’ ve müzâhim olmayıp ihtiyâtsız memleketimde duralar. Ve kaçup gidenler dahi emn ü emânda olalar. Gelip bizim hâssa memleketimizde havfsiz sâkin olup kiliselerine mütemekkin olalar. Ve yüce hazretimden ve vezirlerimden ve kullarımdan ve reâyalarımdan ve cemi’-i memleketim halkından kimse mezbûrelere dahl ve ta’arruz edip incitmeyeler, kendülere ve cânlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dahi yabandan hâssa memleketimize âdem gelirler ise yemin-i mugallaza ederim ki yeri, göğü yaratan Perverdigâr hakkıçün ve Mushaf hakkıçün ulu Peygamberimiz hakkıçün ve yüzyirmidörtbin peygamberler hakkıçün ve kuşandığım kılıç hakkıçün bu yazılanlara hiç bir fert muhalefet etmeye Mâdâm ki benim emrime mutî’u münkâd olalar. Şöyle bilesiz”
Yıllar önce Fatih sultan Mehmet hanın Bosna sokaklarında yankılanan fermanıdır bu. Bosnanın bambaşka bir çehreye büründüğü zilletten kurtulup izzete kavuştuğu anın Bosna caddelerindeki sedasıdır. Yıllar sonra bugün Bosna acı ve gözyaşının gölgesinde bu fermanı arıyor.. Fatihi ve fatihin getirdiği barış ve kardeşliği.. adaleti huzuru ve refahı…
Evet Balkan’larda yaptığımız gezilerin bir kısmının özetini sizinle paylaştık. Koşukavak Turizm Kocaeli’de ve Gebze’de faaliyet gösteriyor. Balkan ve Rumeli Kültür Turları’nda ki başarısını yerine gördüm. Karadeniz, İç Anadolu ve Marmara bölgesinden binlerce kişi Koşukavak Turizm ile Balkanları keşfediyor. Sadece Eskişehir bölgesinden 1,500 öğrenci, Eskişehir Valiliği’nin öncülüğünde Koşukavak Turizm ile Balkanları gezdiler. Koşukavak Turizmin sahibi Rıfak Yakupoğlu’nu kutluyor, başarılar diliyorum.