Üretim ekonomisinin hedef kazancı kardır, ücrettir. Rant değil!

Üretim ekonomisi egemen olunca, rant olmayacak diye de bir konu yoktur. Elbette üretim yapılan alanın, mekanın, firmanın ve hatta çalışanların bile rantı yükselir. Bu ranttan pay alırlar veya almazlar ama mutlaka bir rant da üretirler.

Rant kavramını; bu çerçevede “var olan değerlerin, iç ve dış koşullardaki gelişmeye paralel büyümesi” diye anlamlandırdığımı belirtmeliyim.

“Rantsa rant!” deyişini, bazı okuyucularımız anımsayacaktır. Kontrolsüz bir anında sorduğum soru karşılığı, Biga TSO Meclis Başkanı Hasan Pırnal ifade etmişti. Biga’nın bir sanayi yatırım bölgesi olma yönündeki gelişmeler nedeniyle ortaya çıkan değer artışları karşısında, yerel işadamlarının pozisyon belirlemeleri üzerine ortaya çıkmıştı.

Biga’ya, dışarıdan büyük yatırımcıların gelmesi ve bu nedenle rant gelirlerinin ortaya çıkmasından doğal ne olabilir ki? İlk bakışta, rantı üretenin gelen büyük yatırımcı olduğu saptaması doğrudur. O gelmese, yatırım yapmaya kalkmasa, rant kavramı gündeme pek gelmeyecektir.

Eğri oturup doğru konuşalım. Türkiye’de hatırı sayılır rantlar, siyasi iktidarlar tarafından üretilir. Bunu kah bir yasa değişikliği ile, kah bir yönetmelikle, kah bir genelgeyle yaptıkları gibi; kamuya ait birimlerin, kuruluşların karar ve uygulamalarıyla da yapmaktadırlar. Biga’nın sanayi yatırımı bölgesi haline getirilmesi siyasi iktidarların eseridir; ortaya çıkan ve çıkmakta olan rant da büyük oranda siyasi iktidarın ürünüdür.

Ekonomisi bugün bile tarıma dayalı olan Biga’da, hızla büyüyen ranttan; yalnızca büyük yatırımcıların yararlanmasını haklı görmek ne kadar yanlışsa, Biga’nın sınırlı sayıdaki sermaye sahibinin bu ranttan pay alması da o kadar yanlıştır.

Üretilen ranttan, Biga ve yörede yaşayan herkes hak ettiği payı almalıdır. Dediğim budur.

Bugüne dek, Biga’da anlattığım biçimde oluşan ve oluşturulan ranttan, yöre halkı payını maalesef gereğince alamamıştır. Yerel siyasetçi, kişisel rant kaygısıyla hareket etmiştir. Tavşana kaç tazıya tut örneği, bölgenin sanayileşmesine karşıymış görüntüsü verip halkı yanıltırken, el altından büyük yatırımcılarla her tür ilişkiye girdiği görülmektedir.

Biga’ya gelen yatırımcılardan, Biga’nın yerel firmaları bile ciddi bir pay alamazken, yalnızca siyasetçinin rant sağlaması da hayli yadırgatıcıdır.

Biga TSO Meclis Başkanı’nın “rantsa rant!” deyişi, bugün o istese de istemese de bu çerçeveden bakıldığında daha büyük anlam kazanmaktadır.

Okuyucularım ne demek istediğimi tam anlamamış olabilir. Örneklemem de istenebilir. Sabırlı olunursa, gelecek yazımda Biga ve rant paylaşımı konusunda bazı örnekler de vereceğim.

Bu yazıda anlatmaya çalıştığım; rantın, Biga için de en önemli kazanç kaynaklarından biri haline geldiğine dikkat çekmek. Siyaset kurumunun ürettiği bu tatlı kazanç kapısının da, üretim gelirleri gibi paylaşılması gereken bir büyük alan olduğudur.

Rant üretilirken yani; değerlerin dönüşümünde kazançlar elde edilirken, yitirilen değerler de aynı pota içinde ele alınması gerekiyor. Yok olan, zarar gören, küçülen ormanda, merada, yer altı suyunda,  havada hepimizin payı var. Sanayi ve lojistik yatırımlarının ürettiği rantta, yalnızca bu nedenle bile olsa hepimizin payı olması gerekiyor. Bu denge sağlanmıyor ve sağlanmamaya devam ederse, kabak kimin başında patlar, süreç gösterecektir.

Siyaset kurumu ile başlayan rant üretimi, siyaset kurumu ile son bulur. Siyasetçi halktan koptukça ve bencilleştikçe varsıllaşabilir, seçkinleşebilir.
Rantın gazabına sıra geldiğinde de, gözlerin siyasetçiye çevrilmesinde şaşılacak bir şey yoktur.

Örneklerde buluşmak üzere...


banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981