Orta Asya'da Türk İslam Medeniyetinin Merkezi Özbekistan’ın Taşkent şehrinde belgesel çekiyoruz. Tarihi İpek Yolu'nun kavşak noktası Taşkent'te ilk durağımız, Timur Han’ın müzesi. Müzede bir çok tarihi eser sergileniyor. Taşkent şehri, bakımlı binalar geniş ve yeşil caddeler, büyük park ve meydanlarla adeta bir tabloyu andırıyor. Özgürlük Meydanı yanındaki İkinci Dünya Savaşı'nda Rusya saflarında Almanlara karşı savaşırken ölen on binlerce Özbek gencinin adını aldığı Özbek Ana ve Şehitler Anıtı insanı etkiliyor.

   Özbekistan’ı Orta Asya'nın İslam merkezi haline getirmek için devlet yöneticileri büyük önem veriyor. Çok büyük camiler yapılmış. Hazreti Osman döneminde ceylan derisine yazılan Kuran-ı Kerim de burada sergileniyor. 1100 yıl önce İslam’ı buralara getiren Hz. Ebubekir’in soyundan gelen Muhammet adlı evliyanın mezarı da bu caminin bahçesinde. Cami mimarisi ile göz ve gönül ziyafeti sunuyor.

Tarihi İpek Yolu'nu takip ederek Türkistan coğrafyasındaki belgesel çekimlerimize Özbekistan’da devam ediyoruz.

ORTA ASYA’NIN KALBİ TAŞKENT

Özbekistan Cumhuriyeti'nin başkenti. Orta Asya'nın nüfus bakımından en büyük kenti olan Taşkent , eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde de Moskova , St. Petersburg ve Kiev'den sonra dördüncü büyük kenttir.

1966 yılında yaşanan yıkıcı depremin ardından kent büyük ölçüde yeniden inşa edilmiştir. Geniş yolları, yeşil alanları, park - bahçeleri, düzenli yerleşimi, düzenli ve sağlam altyapısı ile kent Orta Asya şehir planlamacılığının en önemli örneklerinden biridir.

   Her istasyonu farklı mimari biçemlerde yapılmış olan Taşkent metrosu görülmeye değerdir. Orta Asya'da ilk ve tek olan metro 1978 yılında hizmete girmiştir. Üç güzergahta yolcu taşıyan metro, kentin ulaşım yükünü büyük ölçüde yeraltına taşır. Yerüstü taşımacılıkta çevreci nitelikli elektrikli tramvay ve troleybüsler yaygın olmakla birlikte, son yıllarda artan bir eğilimle bazı tramvay hatları sökülmekte, yerlerine otobüs ve minibüsler konulmaktadır.

Çok sayıda tiyatro, konser, sinema salonları ve üniversiteler bulunan Taşkent, Orta Asya'nın kültür başkenti sayılabilir. Şehir Sovyetler Birliği zamanında Orta Asya'nın Paris'i olarak nitelendirilmiştir.           

   Tarihte Taşkent Doğu’yla Batı arasında uzanan İpek Yolu üzerinde önemli bir ticaret durağıydı. Arapların ve ardından Moğolların egemenliğine girdi. Timur zamanında, 14. yüzyılda bir bilim, sanat ve ticaret merkezi olarak en parıltılı dönemini yaşadı. Kent, 1865’te Rus Çarlığı’nın eline geçti ve 1917 Devrimi’nin ardından Sovyetler Birliği’nin bir parçası oldu. Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne başkentlik yapan Taşkent, 1966’daki depremde büyük ölçüde yıkıldı ama adeta yeni baştan kuruldu. Taşkent, 1991’den beri de bağımsız Özbekistan Cumhuriyeti’nin başkenti.

Deprem sonrasında Sovyetler’in birçok yerinden gelen yetenekli mimar ve mühendislerin Taşkent’i yeniden yaptıklarını gözümde canlandırıyorum. Kentin inşası bin gün sürüyor. Akıl almaz bir hızla yıkıntıların altından, kendi küllerinden doğan Ankakuşu gibi yeni bir kent ortaya çıkıyor.

  Batı-Doğu arasındaki kervan yolları üzerinde önemli bir ticaret ve el sanatları merkezi olmuştur.  Taşkent günümüzde de eski Sovyetler Birliği sınırları arasında kalan Orta Asya topraklarının başlıca ekonomik ve kültürel merkezidir. Tarım ve tekstil makineleriyle, tekstil ürünleri en önemli sanayi dallarıdır. Şehirde pekçok yükseköğretim ve araştırma kurumu vardır. Özbek Bilimler Akademisi ve Navoy Halk Kütüphanesi başta gelen kurumlardır. 1966’daki büyük depreme rağmen ayakta kalan, Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Kurulunun merkezi olan Barakhan Medresesi de önemli tarihi eserlerin başında gelir. Nüfusun yaklaşık beşte dördü Özbek ve Rus olan Taşkent’te Tatar, Yahudi ve Ukraynalı azınlıklar da mevcuttur.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981