Gürbüz Azak’ın yazıp çizdiği “Deli Balta 1: Açe Yollarında”, korkusuz bir Osmanlı cengâveri olan Deli Balta’nın 11 farklı macerasını bünyesinde barındırıyor. Bu maceralarda neler görmüyoruz ki? Deli Balta, bazen usta bir denizci olarak karşımıza çıkıyor, bazen Voyvoda’yı dize getirip aman diletiyor, bazen de pehlivanlıktaki hünerlerini sergileyerek bizi şaşırtıyor. Anlayacağınız bu ciltte hem Deli Balta’yı yakından tanıyoruz hem de onunla birlikte sınır tanımayan yolculuklara doğru yelken açıyoruz…
 
Gürbüz Azak’ın “Deli Balta”sı
 
İsmini 17. Yüzyılda yaşamış bir halk şairinden alan Deli Balta, ilk kez Türkiye Çocuk dergisinde yayınlanmıştır. Şubat 1983’ten itibaren bu derginin ilavesi olarak çıkan Deli Balta, derginin 15 Haziran 1984 tarihli 34. sayıdan itibaren artık ilave çizgi roman kimliğinden kurtulup bağımsız bir dergiye dönüşmüştür. Fakat ne yazık ki 43. sayısında derginin yayını durmuştur. Son macerası yarım kalan kahramanımız, sonraki yıllarda Türkiye Çocuk dergisine geri dönmüştür. 1990 yılında Türkiye Gazetesi Yayınları tarafından eski maceralarının iki ciltte toplanmasıyla yeniden okuyucusuyla buluşan Deli Balta, son olarak 2005 yılında Babıali Kültür Yayıncılığı tarafından tozlu raflardan çıkarılmıştır.
 
Tek Başına Bir Ordu
 
212 sayfalık bu cilt, Deli Balta’nın doğduğu ilk macera olan “Açe Yollarında” ile başlıyor. Çizgi romanın içindeki hikâyeler birbirinden bağımsız gibi gözükse de aslında Azak, birbiriyle organik bir bağa sahip olan bu hikâyeler sayesinde sağlam bir Deli Balta evreni inşa ediyor. Her macerada daha iyi tanıdığımız kahramanımız, her macerada daha çok olgunlaşıyor, daha çok gelişiyor. Hatta zaman geçtikçe kahramanımızın sadece ruhsal gelişimine şahit olmakla kalmıyoruz, aynı zamanda fiziksel değişimini de görme fırsatına erişiyoruz. Yerinde sayan, standart kalıplara göre hareket eden bir kahraman yerine, deyim yerindeyse adeta “yaşayan” bir kahraman fikri bile bu çizgi romanın neden önemli olduğunu ortaya koyuyor. Fakat Azak’ın tek başarısının kahraman yaratmaktan ve geliştirmekten ibaret olmadığını da hatırlatmak gerekiyor! Zira Azak, Deli Balta’nın her macerasına Türk kültürünü ustaca yedirmeyi başardığından, her yönüyle bize ait bir çizgi roman okuduğumuzu hissedebiliyoruz. Üstelik Azak’ın hikâyelerinde kullandığı detaylar ile kendi kültürüne ne derece hâkim olduğunu ve bunu aktarmak konusunda ne kadar başarılı bir yol izlediğini de gözlemleyebiliyoruz. Denizcilik, demircilik, pehlivanlık gibi konularda didaktik bir yapıya bürünmeden verdiği bilgiler hem kendimizi olayların akışına kaptırmamıza sebep oluyor hem de hikâyeyi daha gerçekçi bir hale sokuyor.
 
Hayranlık Uyandırıcı Çizimler
 
Uzun yıllar boyunca sürdürdüğü yazarlık kariyeri göz önüne alındığında, Gürbüz Azak’ın Deli Balta’nın senaryolarında iyi işler çıkarması pek şaşırtıcı bir şey değil aslında. Ama Azak, yazarlık konusundaki hünerlerini çizimlerde de gösterince ortaya şaşırtıcı ve hayranlık uyandırıcı bir iş çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Deli Balta karakterinin özgün tasarımı bir kenara, diğer karakterlerin tasarımlarında da tatmin edici sonuçlar ortaya koyan Azak, bazen sade bazen de detaylı olan etkileyici mekân çizimleri ve hikâyeye dinamik bir yapı kazandıran kendine has panellemeleri ile de dikkat çekmeyi başarıyor.
banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981