TÜSİAD Anayasası bizim Anayasamız değildir
İşte gördünüz TÜSİAD anayasasını en çok iktidardakiler beğendi. TBMM Adalet Komisyonu'nun AKP'li Başkanı Ahmet İyimaya ise “Sil baştan, sıfır anayasa” önerisinin doğru olduğunu söyledi.
Taslakta, “üniter devlet ilkesinin esnetilmesi ile ortaya çıkan bölgeli devlet yapısının tartışılması”, “kamu görevlilerinin de türban takmasına izin verilmesi”, “Başkanlık sistemi yerine parlamenter sistem ile devam edilmesi” ve “Anayasa'da Türklük kavramına yer verilmemesi” gibi öneriler yer alıyor.
Maalesef yüzde 10 seçim barajının düşürülmesiyle ilgili bir nokta yok, çalışanların sendikalı olmasının yasal zorunluluk olması da yok…
Mesela, asgari ücretten vergi alınmaması da yok, dolaylı vergilerin azaltılması, onun yerine gelir ve kurumlar vergisinin artırılmasına yönelik bir ibare de yok.
TÜSİAD demokrasi havariliği yapıyor ama üyelerinin kriz dönemlerinde haksız yere çalışanlarını niçin işten çıkardığının hesabını daha vermedi.
Aslında TÜSİAD'ın önerdiği anayasa, iktidarın önerdiği anayasadır. Hazırlayanlar arasında iktidarın anayasacıları; Özbudun, Yazıcı vs. vardır.
Değerli iktisatçı Prof. Dr. Erinç Yeldan'ın dediği gibi;
- Sendikasızlaştırma,
- Örgütlü işçi hareketinin dağıtılması,
- İşçi ücretlerinin geriletilmesi,
- Türkiye'nin bir finansal spekülasyon cazibe merkezi haline gelmesi,
- Ucuz emek, ucuz ithalat cennetine dönüştürülmesi,
- Eğitim, sağlık başta olmak üzere bütün kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi,
- Vatandaşın müşteri haline dönüştürülmesi…
Bunların hepsi 1980 darbesi ve anayasası sayesinde oldu. Ama TÜSİAD hiçbir zaman sendikasızlaşmaya, işçi ücretlerinin gerilemesine karşı çıkmadı. Çıkamaz da… Sınıfsal karakterinden dolayı…
Zaten 12 Eylül'ü sadece generaller mi yapmıştır? Kesinlikle hayır. TÜSİAD'çı sermaye de içindedir.
Prof. Dr. Yeldan'a başvuracak olursak: “12 Eylül ve bunun öncüsü olan 24 Ocak kararları bir bütün olarak sermayenin bir karşı saldırısıdır. Sermayenin tahakkümünün perçinlenmesi ve 12 Eylül açık faşizminde Türkiye'nin neoliberal küreselleşme yolunda yeniden biçimlendirilmesidir. 12 Eylül'ün darbeci generallerine karşı çıkarken, 12 Eylül anayasasının aslında sermayenin anayasası olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerekmektedir.”
Yani, 12 Eylül ve onun anayasasının destekçilerinin şimdi yeni anayasa çığırtkanlığı yapma hakkı yoktur.
Bu satırları yazarken TV'de son dakika haberi gördüm: İşte ileri demokrasinin en ileri noktası; Polis Ahmet Şık'ın kitabını basmaya hazırlanan İthaki Yayınevi'ne baskın yaptı arama yapıyor.
TÜSİAD ne diyecek bakalım? Tepki gösterecek mi?