Muhafazakar biri için 'cuk' oturmuş bir görev olmalı değil mi?
Çanakkale'nin sayın valisi mesleğin abc'sini Mülkiye'de öğrenmiş.
Malumunuz, “önce Mülkiye, sonra Türkiye” diye sloganlaşmış Ankara'daki Siyasal Bilgiler Fakültesi.
Exeter Üniversitesi de ekstra ekstra donanım adresi olmuş.
Hani şu Kürt Araştırmaları Enstitüsü ile Arap ve İslam Araştırmaları Enstitüsü olan tek İngiliz üniversitesi. Greenpeace adlı çevreci örgütün de kurucusu olan adres. İngiliz istihbaratının dünyanın dört bir köşesine makbul adam yetiştirdiği münbit toprak.
Abdullah Gül, Nevzat Yalçıntaş, Ekmeleddin İhsanoğlu, Fehmi Koru gibi yurdum etkili muhafazakarlarının rahle-i tedrisinden geçtiği ünlü Exeter Üniversitesi.
Çanakkale’yi işte böyle, itina ile yetişmiş bir vali yönetiyor.
İlk valilik deneyimi bu. Nedense hep güneydoğu, doğu ve muhafazakar orta anadoluda kaymakamlıklarla yetinmiş.
Milenyumla birlikte İçişleri Bakanlığı merkezine çekilmiş; terörle mücadele, AB ile ilişkilerle haşır neşir olmuş.
Potansiyel enerjisi farkedilmiş, kinetiğe dönüşsün diye pat diye EPDK-Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na danışman, yönetici yapılıvermiş.
Vali yapılmadan İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı koltuğuna oturtulmuş. Erdoğan “İlle de Çanakkale'yi isterim” diye tutturunca ÇOMÜ Rektörü Laçiner'e eküri görüntüsü veren, Çanakkale Valiliği ile Başkanlık sisteminin ilk potansiyel merkez valisi yapılmış.
Çanakkale 1915 Ruhu, devri iktidarda işte bu bedende vücut buluyor.
Geçen hafta Bigazete manşetindeki sular altında kalan yurdun kayıp müteahhidinden, modern bir yurtta kalma düşü kırılan öğrenciden, “nedir bu başıma gelenler” diyen işletmeciye ben el uzatacak değilim herhalde...
Sayın Çanakkale Valisi Terzioğlu Vakfı Başkanı sıfatını da taşıyor çünkü...
Vali deyip geçmeyin. Kaç tane koltuğu var, en iyi kendisi biliyor. Benim bildiğim yakında Biga OSB Başkanlığı koltuğuna da zorunlu iniş yapabilir.
Kalk Mülkiyeli kaymakam kardeşini Biga OSB Başkanı diye memura ifade verdir.. Ne yapacaktı Kaymakam?
Ok atsa Çanakkale'ye ulaşmaz.
Rivayet o ki; “Ben kaymakam isem, bu koşullarda OSB Başkanlığı'nı yapmak durumunda değilim. Türkiye'nin OSB'si olmayan yüzlerce ilçesi var...” mealinde tepkisini koymuş, başkanlıktan istifa dilekçesini vermiş.
Hele Biga TSO Başkanı sıfatıyla Biga OSB Başkan Yardımcısı, bu soruşturmadan bir alınmış, bir alınmış ki, ortalığı yatıştırsa yatıştırsa İl Genel Meclisi Başkanı yatıştırırmış.
Tabii, İl Genel Meclisi Başkanı Köşkü dere kıyısında değilse...
Son dönemde Greenpeace damarları kabaran sayın Vali, Çanakkale il merkezinde boğaza nazır oturunca, ilin geniş coğrafyasından, çoğunluk nüfusundan haber alamıyor. Ürünü hasad edemeden domuz sürülerine teslim ettiği için, tarlasına bir tek çapa vuramayan çiftçinin “devlet eskiden köylüyü korur domuzu öldürürdü, artık domuzu koruyor, köylüyü öldürüyor” feryatlarını duyamıyor.
Arz ederim efendim(!)