17 yıl Dönümünde Depremden Ders Alındı Mı?
Unutmak, bazen güzel ama acı da olsa unutmamak ve hatırlamak gerekir. Unutmak da Cenab-ı Allahın bir nimeti. Birçok acı olaylar yaşıyoruz, yakınlarımızı kaybediyoruz, bu acı ile yaşayamayacağımızı sanıyoruz. Zaman geçtikçe bu acı olaylar unutulup gidiyor.
Deprem gibi büyük felaketler gibi ders ve ibret alınacak acı olaylar unutulmamalı. Bugün 17 Ağustos. 1999 yılında on binlerce kişinin hayatına mal olan depremin yıl dönümü. Ancak 17 yıl önce sanki deprem felaketini yaşamadık. İnsanlar enkaz altında kalmadı. Gebze’den bile Türkiye bir gün sonra haber alabildi. Devlet kurumlarının tümüyle iflas ettiğini, her şeyin çöktüğünü, on binlerce insanın enkaz altında günlerce kurtarılmayı beklediğini sanki hiç yaşamamışız. Evlerimize giremediğimiz o çok sevdiğimiz binalarımızın ve iş yerlerimizin yanından geçemediğimiz günler. Yakınlarımızı enkazdan çıkarmak için ellerimizle toprağı kazıdığımız o acı günler. Sanki hiç yaşanmadı.
Deprem gerçeğini unutmamak gerekiyor. Deprem felaketinden ders ve ibret almak için bütün kurum ve kuruluşlar hazırlık yapmalı. Acil eylem planları olmalı. Sanayi ve doğalgaz yangınlarına, kimyasal depoların çevreye yayacağı zehirlere karşı önlemler alınmalı ve planlar yapılmalı.
BUGÜN DEPREM OLSA
Tarihi belgeler ve Osmanlı arşivlerine baktığımızda çok sayıda bölgemizde deprem yaşandığını görüyoruz. 1500’lü yılların başında yaşanan deprem küçük kıyamet olarak adlandırılmış, birçok bölge haritadan silinmişti. Eskihisar önlerinde tarihi bir şehrin sular altında kaldığı, tarihçiler tarafından açıklanmakta.
1719 yılının 24 Mayıs’ında yaşanan depremde Marmara bölgesinde binlerce kişi ölmüş, birçok bölge haritadan silinmişti. Daha birçok küçüklü büyüklü depremler yaşanmış, 17 yıl önce 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan deprem ise tam bir felaket olmuş, resmi olmayan rakamlara göre. On binlerce kişi hayatını kaybetmişti.
Bugün deprem olsa daha büyük felaketler yaşanacaktır. Daha büyük felaketler yaşamamak için ciddi anlamda önlemler alınmalı. Evet, tam 17 yıl oldu. Geçtiğimiz günlerde Yalova’ya yakın bir kesimde, Marmara Denizi’nde gerçekleşen deprem Kocaeli’de de hissedildi. Yine bir Ağustos ayında. Daha yeni yaşadığımız bu depremde bize gösteriyor ki yaşadığımız acılardan ders almalıyız.
DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMAYALIM
Deprem gerçeğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Deprem felaketi sürekli hatırlanmalı, depreme hazırlıklı olunmalı. Özellikle Marmara Bölgesi ve İstanbul depreme hazırlıklı olmalı. Deprem gibi büyük felaketler gibi ders ve ibret alınacak acı olaylar unutulmamalı. Sanki 15 yıl önce sanki deprem felaketini yaşamadık. İnsanlar enkaz altında kalmadı. Gebze'den bile Türkiye bir gün sonra haber alabildi. Devlet kurumlarının tümüyle iflas ettiğini, her şeyin çöktüğünü, on binlerce insanın enkaz altında günlerce kurtarılmayı beklediğini sanki hiç yaşamamışız. Evlerimize giremediğimiz o çok sevdiğimiz binalarımızın ve iş yerlerimizin yanından geçemediğimiz günler. Yakınlarımızı enkazdan çıkarmak için ellerimizle toprağı kazıdığımız o acı günler. Sanki hiç yaşanmadı?
Deprem gerçeğini unutmamak gerekiyor. Deprem felaketinden ders ve ibret almak için bütün kurum ve kuruluşlar hazırlık yapmalı. Acil eylem planları olmalı. Sanayi ve doğalgaz yangınlarına, kimyasal depoların çevreye yayacağı zehirlere karşı önlemler alınmalı ve planlar yapılmalı.
UNUTULAN GERÇEKLER
Marmara Depreminde unutulan çok önemli gerçekler var. Bugün ölü sayısını bile doğru bilemiyoruz. Resmi verilere göre Marmara Depreminde 17.465 kişi öldü. 24.734 kişi yaralandı, 89.862 bina yıkıldı, 103 bin 651 binada orta hasar, 113 bin 899 binada az hasar meydana geldi. Bu veriler ışığında toplam 30 bin konut kullanılmayacak hale geldi. Bu veriler Türkiye ekonomisinin %5'ine tekabül etmekte. Gebze bölgesinde 1.237 konut ve 191 iş yeri yıkıldı veya ağır hasarlı hale geldi. Gebze bölgesi depremden ciddi anlamda etkilendi.
Sizlere Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu’nun 17 Ağustos mesajını yayınlıyorum.
Vali Güzeloğlu’nun 17 Ağustos Mesajı
Saygıdeğer Kocaelililer;
17 Yıl önce meydana gelen, binlerce vatandaşımızın yaşamını yitirmesine ve on binlerce vatandaşımızın da yaralanmasına yol açan Marmara Depremi, milletimizin yaşadığı en acı felaketlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır.
Geride yalnızca yıkım ve acı bırakan önemli olaylar genellikle hatırlanmak istenmez. Ancak, 17 Ağustos, sönen umutları yeniden canlandırmak, vatandaşlarımıza güven duygusunu yeniden kazandırmak ve depremle yaşamayı öğrenebilmemiz için bize sorumluluklarımızı hatırlatan bir tarihtir.
En büyük temennimiz ve dualarımız, böyle bir felaketin ve acının bir daha yaşanmamasıdır.
Devletimiz ve milletimiz el ele vererek, yaraların sarılması, hayatın normale dönmesi konusunda dün olduğu gibi bu günde dayanışma içerisinde, olağanüstü bir gayret göstermiştir.
Ülkemiz dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte yaşanan depremlerin günümüzde ve gelecekte de yaşanılması kaçınılmazdır. Burada önemli husus, depremle yaşamasını öğrenmek, yaşadığımız alandaki binaları depreme dayanıklı hale getirmek ve yaşadığımız yüzyılın bilimsel verileri ışığında sahip olduğumuz bilgi, birikim ve teknolojiyi kullanarak tedbirlerimizi almamız, kurumlarımızla, vatandaşlarımızla bir bütünlük içerisinde her zaman hazırlıklı olmalı ve yaşanan büyük acıdan ders çıkararak buna uygun hareket etmeliyiz. Bu anlamda, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımız ortak sorumluluk ile duyarlılık içinde davranmalı ve hazırlıklarını buna göre yapmalıdır.
Bu vesileyle; 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümünde, böyle bir acının ülkemizde ve dünyada bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, depremde kaybettiğimiz deprem şehitlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
VALİ GÜZELOĞLU DEPREM ÇALIŞMASI YAPMALI
Kentimize görevlendirildiği günden bu yana başarılı çalışmalara imza atan ve ilimizin tüm sorunlarına ilgiyle yaklaşarak çözümü konusunda ciddi girişimlerde bulunan Kocaeli Valisi Sayın Hasan Basri Güzeloğlu’na tarihi görev düşüyor. Sayın Vali, bu konuya ilgiyle yaklaşarak yetkili ve etkili kurumlarla toplantı gerçekleştirmeli ve 17 yıl önce yaşadığımız deprem konusunda çalışmalar yapmalı. İlimizde bir deprem bilincinin oluşması için bir deprem müzesi oluşturulmalı.
DEPREM MÜZESİ YAPILMALI
17 Ağustos depremini yaşayan, bu konuda ciddi araştırmalar yaparak Devr-i Alem programı olarak belgeselleştiren bir gazeteci olarak kentimizde deprem bilincinin oluşmaması üzüntü verici. Evet, depremle ilgili ciddi bir fotoğraf arşivimiz bile yok. Bu konuda bir çalışma yapılmalı ve deprem bilincini kentimizde oluşturmak için bir deprem müzesi ve sergisi oluşturulmalı.
ÜNİVERSİTE VE TÜBİTAK’A TARİHİ GÖREV
Türkiye’nin birçok önemli kuruluşu Kocaeli’de ve Gebze’de bulunuyor. Türkiye’nin sayılı üniversiteleri arasında yer alan Kocaeli Üniversitesi, yeni kurulmasına rağmen başarılı bir çalışma süreci geçiren Gebze Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK.
17 Ağustos’ta yaşadığımız Marmara Depremi ile ilgili üniversitelerimiz ve TÜBİTAK iş birliği yaparak ciddi bir araştırma sürecine girmeli ve bilimsel olarak bir tablo ortaya koymalı. Bu konuda Üniversite Rektörlerimize ve TÜBİTAK Başkanımıza büyük görev düşüyor. Kocaeli’nin deprem tarihine ışık tutacak ve gelecekte yaşayabileceğimiz deprem ve afetlerle ilgili bilimsel araştırma yaparak Kocaeli kamuoyu ile paylaşılmalı.
DEPREM ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ KURULMALI
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı öncülüğünde Kocaeli’de ya da Gebze’de bir toplantı yapılarak deprem konusu ciddi anlamda ele alınmalı. Deprem Müzesi’nin yanında TÜBİTAK bünyesinde bir Deprem Araştırma Enstitüsü kurulmalı.
Evet, yaşadığımız acının bugün 17. Yıl dönümü. Biz bu acılardan ders alamadan yenilerini yaşıyoruz. Deprem felaketinin 16. Yılında Kocaeli bölgesinde önemli ve kalıcı etkinlikler yapılabilirdi. Kurumlar bir Marmara Depremi Müzesi oluşturabilirdi. Depremle ilgili Kocaeli Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK bünyesinde bir Deprem Araştırmaları Enstitüsü kurularak, yaşadığımız depremler araştırılmalı ve bilimsel çalışma da yapılmalı.
Sonuç olarak yaşadığımız acılardan ders çıkarmalıyız. Bu konuda tüm etkili ve yetkili kurumlara büyük ve tarihi görev düşüyor. Türkiye gelişen ve büyüyen bir ülke. Ama yaşayacağımız yeni depremlere maalesef hazır değiliz. Bu konuda yetkililere bir kez daha çağrıda bulunuyor, depremde hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyorum.