Her zaman yazar, söylerim. İnsan oğlu kuş misali, bir varmış bir yokmuş, ömür çok kısa hiç kimseyi üzüp kırmamak gerekiyor. Ölüm alıp götürüyor, deprem ve felaketler yok ediyor. Baki kalan gök kubbede hoş seda bırakmak. Kubbede hoş bir seda bırakan 41 yıllık arkadaşım, Dursun Ali Şakar bugün ebediyete yürüdü.

Gebze’de, gazeteciliğe başladığım 1980’li yılların başında küçük bir kitap, kırtasiye dükkanım var. Tabelasında “Kahraman Ticaret Dini Milli Tarihi Kitaplar“ yazılı. Dükkanın içinde kitaplar, hediyelik eşya ve küçük bir daktilo da haberler yazıyor, TRT ve Anadolu Ajansı başta olmak üzere gazetelere haber gönderiyor ve o yıllar Gebze’nin tek gazetesi Uyanış Gazetesi’nin ikinci sayfasında salıdan salıya köşe yazıları yazıyorum.
O yıllarda dükkanıma bir genç delikanlı geldi. Çayırova Ziraat’te çalıştığını söyleyerek bir çok kitap satın aldı ve beni ailecek Çayırova Ziraat okuluna davet etti.
Dursun Ali Şakar Bey ile arkadaşlık ve dostluğumuz böyle başladı. Son olarak, boğazından rahatsız olduğundan konuşamadığı için mesajla yazıştık. Bir çok hatıramız olan Dursun Ali Şakar’ın vefatı beni derinden üzdü www.gebzegazetesi.com da yer alan haberimizi sizlerle paylaşıyorum birlikte okuyalım.

Dursun Ali Şakar Vefat Etti

Gebze kamuoyunun yakından tanıdığı, Çayırova Ziraat yöneticilerinden, Gebze’de çiçekçilik firması olan siyaset ve kültür adamı ve gönül insanı Erzurum eşrafından Dursun Ali ŞAKAR vefat etti. Gazetemizin de çok iyi bir okuru olan, bir güzel insanı ve adam gibi adamı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. www.gebzegazetesi.com ailesi olarak tüm akraba, dost ve sevenlerinin başı sağolsun, Cenab-ı ALLAH(CC) gani gani rahmet eylesin ve Efendimiz(SAV)'e komşu eylesin. Cenazesi bugün ikindi namazını müteakip Gebze Mustafa Paşa Camii’den kaldırılacaktır.

———-//////———-

Dursun Ali Şakar’ın sosyal medya sayfasında yaptığı paylaşımlarından birisini sizlerle paylaşıyorum.

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ! ...
_ Vatana sahip çıkmanın cezasını vatansızlar verdi bize !..
_ Horlandık, dışlandık, sövüldük, kovulduk, sürgün yedik, dövüldük...
_ Bayrağı indirtmedik kızıl köpeklere...
_ Aç kaldık-susuz kaldık, yemedik- içmedik, sahip çıktık OCAKLARA. ... muhtaç etmedik kalleşlere, namertlere.....
_ Ne para istedik, ne mal mülk. . Ne de mevki-makam, şan-şöhret. ...
Gayemiz sadece davaya hizmet!...
_ Berrak ruhumuza, karbeyaz anlımıza ve Ülkücü şanımıza toz kondurtmadık,
_ Millete, Devlete, Bayrağa, Vatana dokundurtmadık!....
-KANIMIZ AKSADA ZAFER İSLÂMIN
-ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ
-HERŞEY TÜRK İÇİN, TÜRK'E GÖRE, TÜRK TARAFINDAN
-REHBER KURAN, HEDEF TURAN!
- HAK, HUKUK, ADALET
MİLLİYETÇİ HAREKET dedik......
Bu kutlu ve yüce davaya ömrümüzü verdik....
Bizden öncekilerden helallik diledik, sonrakilere de helâl eyledik!. ...
Allah Türk Milletini Korusun ve Yüceltsin! ...
Dursun Ali ŞAKAR

———///////———
Merhum Dursun Ali Şakar’ın 20 Temmuz 2019 tarihinde Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümün de tarihe ışık tutup belge bırakan sosyal medyadan yaptığı önemli bir paylaşımını birlikte okuyalım.

Dursun Ali Şakar yazıyor

ECEVİT TELEFONU KAPATTI "BU ADAM DELİ !" DEDİ

Tarih 20 Temmuz 1984.
Çayırova-Zirai Üretim İşletmesi Md.lüğünde teknik eleman olarak çalışıyordum.
O tarihte yeni inşa edilen "Gebze Cezaevi "müteahhidi çalıştığım kurumdan çim ekmek üzere teknik eleman talebinde bulunmuştu. Bunun için beni görevlendirdiler.
Çayırova' dan Gebze'ye giderken Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili konu açıldı.
Müteahhit anlatıyor:
O dönemin iktidar ortağı olarak (CHP-MSP Koalisyonu ) CHP 'nin İstanbul İl Binasında toplantı halindeydik. Başbakan Ecevit ilgili herkesle görüştü. Son anda 'arkadaşlar çok önemli birini aramayı unuttuk' dedi. Biz daha kim olduğunu sormadan 'Alparslan beyi arayın, Alparslan Türkeş'i bana bağlayın' talimatını verdi.
ECEVİT ' Sayın Alparslan Bey, biz bu gece Kıbrıs'a çıkarma yapmaya karar verdik. Bizim için sizin fikirleriniz çok önemlidir, siz ne önerirsiniz ' diye sordu ve arada sadece 'evet beyefendi, tamam beyefendi' diyerek karşılık veriyordu. Beş dakika kadar süren konuşmadan sonra teşekkür edip elleri titreyerek, rengi kaçmış vaziyette telefonu kapattı ve 'BU ADAM DELİ!' dedi.
Biz şaşkın bir vaziyette biraz bekledikten sonra :'birşey mi oldu efendim..' diye sorunca rengi hala soluktu ve konuştuğu herşeyi 'olduğu gibi anlatacağını' söyledi.
Ecevit,Türkeş'in telefonda söylediklerini titrek bir sesle ; 'Arkadaşlar, Türkeş diyorki;' KIBRIS'IN TÜMÜNÜ ALIN ', bu adam deli. Tümünü alirsak;dünyayı tamamen karşımıza alırız, dedi ve devam etti; Türkeş 'eğer tümünü almazsak, savaş sonrası Avrupa ve ABD, Yunanistan ve Rumlar'dan yana desteğini koyar, elimizdekini dahi koruyamayız' dedi. Sesi hâlâ titriyordu. Demekki Türkeş çok sert ve kararlı konuşmuştu. Ardından 'Türkeş her türlü yanında ve emrinizdeyim dedi' diye de ilave etti.
O gün biz de Başbakan Ecevit gibi düşünüyorduk, dünyayı karşımıza alırız diyorduk. Ama şimdi anladık ki Türkeş hem çok haklı, hem de "KUDRETLİ BİR LİDER ve BÜYÜK BİR DEVLET ADAMIYMIŞ !" Bunu anlatan CHP İstanbul eski İl Başkanı benim Ülkücü olduğumu bilmeden bir anı olarak paylaştı ve samimi yorumunu ilave ederek sözünü tamamladı.
O an içimden dedim ki; evet, o "büyük devlet adamı Türkeş " şu anda sahip çıktığı devlet tarafından hapiste tutuluyor, sizin gibi öngörüsüz, basiretsizler ise ödüllendirilip "müteahhit" iş adamı yapılarak zengin ediliyor!
Aradan 35 yıl geçti.
Düşünüyorum da devlet nazarında bizim hakkımızda çok fazla değişen bir şey yok gibi... Ülkücüler yine işsiz, yine değersiz olarak görülüyor.

15 Temmuz 2016'da devlet ve millet hayatı son buluyordu.
Devlet Bahçeli MHP Genel Merkezini sivil Karargâh olarak kullanıp, olaya müdahale etmeseydi, bu gün halimiz ne olurdu düşünebiliyor muyuz!

Şu anda devlet yönetiminde bulunanlardan bunu idrak edip, takdir eden ne kadar insan var?!.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981