Türkiye küresel dünyada tek başına bir ülke değil. Biga gibi ülkenin 900’de biri kadar olan bir ilçede yaşıyoruz diye, yaşamı Biga’dan ibaret görmek de yanıltıcıdır.
Döviz üzerinden dış borçlar 370 milyar doların üzerinde. Bunun 125 milyar doları şirketlerin, 135 milyar doları da bankaların.
Şeklen, 110 milyar dolar dış borçla devlet çok sorunlu görünmese de, bu borç Türkiye’nin; yani bizim, hepimizin.
Borsa'da payı biraz gerilese de, yabancı payı 55 milyar dolar. Devlet iç borçlanma senetlerinde de yabancıların 52 milyar doları var.
Bunlar çok ciddi rakamlar ve yabancılar bir yıldır kaçmayı sürdürüyor.
Hükümet, tüketimi kısarsam, tasarruflar artar sanıyor. Kredi kartlarına, tüketici kredilerine kısıtlamalar getiriyor.
Bunlar sorunu çözer mi?
Döviz fiyatları hızla tırmandı. Bankalar, maliyeti artan dış paranın acısını Merkez Bankası’na yansıttı, döviz şimdilik frenlendi. Merkez Bankası bu faturayı önceki gün faizleri 2 katına yükselterek halkın sırtına enflasyon olarak yükledi.
Bankalar tüketicilere artık tacize varan “size tüketici kredisi verelim” baskısı yapıyor. Aylık yüzde 1,80-2,00 faizli para satarak kendini kurtarmaya çalışıyor.
Demem o ki; Hükümet, tasarrufları artırmaya çalışırken bankalar tüketimi tetikliyor.
Bankaları bu yola iten tabii ki Hükümet.
Önümüzdeki en azından 18 aylık süreç, çok acılar çekeceğimiz bir süreç.
Görünen bu, felaket tellalı değilim.
Rahmi Koç ‘en büyük’ sıfatıyla ne derse desin, yatırım ortamı değil. Aksine üretimde düşüşleri göreceğiz. Tahminim, 500 bin ile 800 bin arasında çalışanı işsizlik bekliyor.
İstihdamın en yaygın olduğu inşaat sektörü ilk sırada. Onu otomotiv, demir çelik, ilaç, beyaz eşya, tekstil ve gıda izleyecek.
Türkiye ekonomisi 2014 yılında büyüme şansını yitirdi, küçülme eğiliminde.
Enflasyon, resmi açıklamaların çok üzerinde artıyor, satın alma gücü hızla düşüyor.
Kim dinliyor, kim duyuyor henüz bilmiyorum, ama ben içtenlikle uyarıyorum.
Büyük Türk şirketleri, önümüzdeki süreçte yeni bir dalga halinde ya kapanacaklar, ya da kelepir olarak el değiştirecekler; çünkü yabancılar için tatlı reel faiz yeniden üretildi.
Kara haberlerle sizi daha fazla sıkmayayım.
Bu kötü gidiş tersine döndürülebilir mi?
Evet!
Türkiye bölgesinde çok yalnızlaştırıldı. Bu yalnızlaşma Hükümet’in ve özellikle Erdoğan’ın hırçın, mantıksız dış politikası kaynaklı.
Türkiye, bu politikadan radikal bir dönüşe gerek duyuyor. Bir hükümet değişikliği, bu dönüşü inandırıcı yapabilir.
En azından halk, yerel seçimlerde dünyaya bir hükümet değişikliği ve politika değişikliği mesajı verebilirse, çöküşü frenler.
Azerbaycan, İran, Irak ve özellikle Suriye politikalarında, köklü bir değişiklik mesajından söz ediyorum. Hatta Mısır ve diğer kuzey Afrika ülkeleri ilişkilerinden.
Bu ülkeler Türkiye ekonomisine hayat veren ülkelerdir. Türkiye’nin bu ülkelerle gerilim politikası değil, onların içişlerine karışmayan bir barış politikasına ihtiyaç var. 
Erdoğan ile bunun gerçekleşmeyeceği açıktır, “olmayacak duaya amin” dir.
Ekonomik politikalar konusunda yeterince güven vermese de, bir CHP Hükümeti, en iyimser olanların bile şaşıracağı ciddi ekonomik değişimi üretebilir.
Bunu neden mi yazıyorum?
CHP, yukarıda saydığım ülkelerle yeniden barışı sağlayabilecek bir siyasal çizgide yer alıyor ve bunu başarma şansı kucağına düştü.
Avrupa Birliği’nin bugünkü tablosuna bakıldığında, CHP en kolay hazmedilebilir siyasal çizgi olarak görünüyor.
Şaşırtıcı gelebilir, ama ABD için de bu süreçte Türkiye’de bir CHP Hükümeti, “istemem yan cebime koy” gibi görünüyor.
Rusya ve Çin, hatta İsrail için bile laik, hukukun üstünlüğünü yeniden kurabilecek bir CHP; bırakın seyirci kalmayı, destekleyecekleri bir hükümet seçeneğidir.
Peki ama bu kadar kullanılabilir dış destek varken, Türkiye nasıl olup da bu denli yalnız ve kapkara bir tablo içinde bunalıyor?
Maalesef bunun en önemli nedeni biziz!
Küçük dünyalarımızda çalışmadan, üretmeden, yalnızca “karşılıksız ver” diyen; adeta Halifeleştirdiği Erdoğan’a biad etmeyi İslam sanan halkımız üretti bu durumu.
Her şeyi dış güçlerle açıklamak ile her şeyi kendimizin belirlediğini sanmak arasındaki ilişki  ve çelişkiyi, umarım anlatabilmişimdir.
Yerel seçimlere bu küresel tablo içinde bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Uçuruma doğru yola devam eden, etsin.

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Misafir Avatar
Amenista Waran 10 yıl önce

Bir anlık onayı gerekiyor mu ?? kredi
% 2 faiz oranı
iş kredisi:
Üniversite kredisi:
bireysel kredi:
poperty kredi:
Kredinin gerekli bugün her türlü
Şimdi uygulamak için firmamızı arayınız
E-posta bağlantısı: waranfinancialservice@gmail.com

banner376

banner375

banner377

banner981