Okul sözcüğü Türkçe 'okumak' kökünden, Fransızca école (ekol) sözcüğüne benzetilerek türetilmiştir. Fransızca école sözcüğünün kökeni Yunanca skholê kelimesidir ve 'felsefe ve ders yeri' anlamına gelir.

Hayatımızın önemli bir bölümünü okullarda geçiriyoruz. Türkiye’de işe başlama yaşı tabi ki ayrı bir yazı konusu.

Asıl konuya gelelim. Türk Millî Eğitim Sistemi’nin genel çerçevesi, 64 maddeden oluşan, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile belirlenmiştir.

93 yıllık tarihimizde Milli Eğitim’de 76 bakan değişti. Maalesef gelen hep gideni arattı. AKP’nin 11 yıllık iktidarı döneminde Prof. Dr. Nabi Avcı, Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Baş (Çubukçu) ve Ömer Dinçer bakanlık koltuğuna oturdular.

Her defasında isimler değişti, her değişiklikte yeni bir sistem uygulanmaya başlandı. ‘Cambaza bak’ demek, eğitim sistemi üzerine kafa yormaktan daha kolay geldi belki de. Belki de bu yüzden 12 Eylül ürünü YÖK hala yerinde.

Sonuç mu?
Bilim üretmeyen üniversite, siyaset yapmayan partizan politikacı, meslek ahlakından yoksun esnaf, ahlaksız gasteci,..

Kapitalizmin tüketim kültürüne yem edilen genç nesil, ‘üretmek’ gerçeğinden bihaber yetiştirilirken; yetişen nesillerin seçtikleri vekiller, yasaların gücüyle kendilerine imtiyaz sağlamakla meşguller örneğin.

Eğitim sistemimize baktığımızda, ‘Ne iş olursa yaparım abi’cilerin bu denli türemesine şaşmamak gerekir.

1968-70’lerin gençleri ile yaşıtlarımı kıyasladığımda, ‘sisteme uyum sağla’ ya da ‘yaşama, öl’ seçenekleri arasından sıyrılmanın ne denli zor olduğunu hissediyorum. Mezun olacak arkadaşlarımın iş bulamama kaygıları ile ne denli verimli olabilecekleri ise soru işareti...

Sözün özüne gelince; eğitim sistemimizde gençlere söz hakkı tanısak, katılımcı bir eğitim programı uygulasak, bir değişiklik hakkımızı da bu yönde kullansak, nasıl olur?...

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981