Büyüklere Masallar
****
Damda öküz bir taneymiş. Meraklı adam köylüye sormuş:
-Ben bu damda bir öküz görüyorum. Avludaki öküz arabasını ise iki öküzün çekmesi gerekiyor. Öküz arabasına koştuğun diğer öküz nerede?
-Vergi borcu va’mış, maliyeciler aldı!
-İşini nasıl yapacaksın o zaman?
-Valla bunu ben de maliyecilere sordum.
-Ne dediler?
-Hökümetimiz böyüktür, çözer dediler.
- Ne oldu peki?
-N’olcek! Benim yerli öküz zaten yaşlanmıştı. Sıfır faizli Hökümet cinsi ithal öküz gelmiş demek ki. Şimdi onu bekliyom!
****
Sabahın erken saatleri. Kasaba içinde bir kavşak. Kadınlı erkekli kalabalık kendilerini tarlalarda çalışmaya götürecek otobüslere binmek üzeredirler.
Aniden ortaya çıkan belediye zabıtaları, otobüse yanaşırlar. Şoföre ceza keseceklerdir.
Tarım işçileri için servis yapmak, yeni mevzuat koşullarına bağlanmıştır.
Şoför itiraz eder:
-Memur bey insanlar burada bekliyor. İşçi servisi durağı mı var da oradan alayım?
-Herkes yasaları bilmek zorundadır. Şikayetin varsa gider sonra yaparsın.
Tartışma büyür. Çevredeki ilgili ilgisiz insanlar da tartışmaya katılırlar. Zabıtalar polisi çağırır. İş büyür.
Şoför için ceza artık kaçınılmazdır ki...
Mevzuatı hazırlayan iktidar partisinin hayli yetkili ve etkili bir ismi gelir. Belli ki birileri haber vermiştir.
-Ne oluyor burada?
-Başkanım burada mevzuata aykırı yolcu bindiriyorlar. Belediye Başkanımız da talimat verdi...
-Kim bu yolcular?
-Tarım işçileri! Tarlalarda çalışmaya gidiyorlar.
-Şimdi siz otobüse binmesinler mi diyorsunuz?
-Mevzuat bu başkanım!
-Hadi len oradan! Başlarım mevzuatınıza! Bir tek işsize iş bulalım diye kıçımızı yırtıyoruz, siz kalkmış mevzuat diyorsunuz. Hem yansın mı len ürünler tarlada!
****
Öğle saatleri. İşsizlikten kapıda tavla partisine başlamış iki esnafın yanına yaklaşan bir tanıdıkları takılır:
-Beyler! Bakıyorum mutlu yüzde 50'densiniz.
-Yok ya o yüzde 50 biz değiliz.
-Yahu! En azından ikinizden biridir.
-Değiliz kardeşim, git başımızdan. Şimdi oturup bi de çay ikram etmemizi isteyeceksin.
-İyi de kardeşim, nerede bu mutlu yüzde 50 o zaman?
Zarı hışımla tavlaya doğru sallarken yere düşüren esnaf, aynı hışımla yerden zarı aldıktan sonra ayağa kalktı ve..
-Bak! Benim hanım, Ayşe ablan iki sokak ötede evde oturuyor. Geçerken kapıyı çal, benim de selamımı söyle. Hasan abim gönderdi, mutlu yüzde 50'yi arıyordum de...
-Anlamadım abi..?
-Sen mutlu yüzde 50'yi aramıyon mu? İşte adres gösterdim. Aslında sabah evden çıkmadan kendi karına sorsaydın, o da sana kendini gösterirdi. Oğlum! Evde oturan kadınlardan daha mutlusu kaldı mı?
****
Kasabanın işlek caddelerinden birindeki büyük dükkanda tadilat vardır. Vitrin yenilenmiş, içeride dekorasyon yapılıyordur.
Adamın biri tadilat yapılan dükkanın önünde durur. Meraklı gözlerle tadilat yapılan dükkana bakar, bakar... Tadilat yapılan dükkanın yan komşusu esnaf, kaldırımdaki adamın uzun süren meraklı bakışlarını görür dışarıya çıkar:
- Mücahit aga! N’oldu, bi şey mi va? Ne bakıyon öyle melül melül.
-Yok abi, benimkisi merak işte. İnşaat va da ona bakıyom... Ne açılcakmış buraya?
-Kebapçı.
-Kim açıyomuş?
-Şeytan Feramuz açıyo?
-Tanıyoz mu?
-Kaç tane Şeytan Feramuz tanıyon?
-Çeltikçi mi?
-Çeltikçi, inşaatçı... Herşeyci Feramuz?
-Hadi ya? Bunu da mı o açıyo? Vay be! Helal olsun anasını sattımı...
-Hah şöyle! Hepiniz yan gelip yataken alem çalışıyo. Öööle bakacağına, sen yapsaydın.
-Yok ya! Ben tekaüdüm. Ne işim olcek bu saatten sora.. Merak ettimdi de acaba buralada falan mıdır? Feramuzu tanırım, laflaadık accık...
-İş mi isteycen?
-Yok beya! Bizim mahallenin köşesinde el arabasında tükrük köftesi yapan Köfteci Yusuf va! Son zamanla’da bi iş yapıyo ki sorma. Acaba deecektim, Feramuz oraya da bi köfteci arabası koya mı?...