Sandık demokrasisi için siyaset icra etme dönemi başladı. Artık her yerde siyaset konuşuluyor, her yerde siyasetçiler var.

Siyasetin deneyimlileri, bir süredir siyasi partilerde kendini göstermeye çalışanlar, ilk kez gördüklerimiz, bilip de bir siyasi partiden aday adayı olduğunu öğrendiğimizde şaşkınlık geçirdiklerimiz...

Ne zaman sağdan sola, ortadan kıyıya, kenardan göbeğe geldiler; eğer anlatırlarsa bu dönemde öğreneceğiz.

Hangi bilgi birikimleri, deneyimleri ve halkla ilişkiler çalışmaları ile belediyeleri, il özel idarelerini yönetmeye talipler, belki onları da öğreniriz bu süreçte. Kim bilir?

Niye yalan söyleyeyim? İnsanın böyle zamanlarda canı siyaset çekiyor. 

E, yani siyaset denen içi kirlenmiş çukura yıllardır bakıyorum. Az buçuk ahkam da kesiyorum hayli zamandır. Biga’nın ayak basmadığım yeri, en uzak köylerde bile selam vermediğim seçmen kalmadığına göre.

Bu eğlence kaçmaz!

Bir büyük kusurum var ama... Her şeyi berbat eden de o maalesef.

Siyasetçi dediğin devri zamanımızda, düşündüğünü “pat” diye söylememeli. Yutkunmalı. Nabza göre şerbet vermeli. İçi boş, ama yaldızlı sözler etmeli. “Vay be!” demeli seçmen, “Amma güzel konuşuyor.”

Bir de iletişim okumuş; halkla ilişkiler,  dil, pazarlama, reklam, kalite, yönetim bilimi vs. siyasetçi için gerekli ne varsa da almışım. Yıllarca bu sayede gazetecilik, danışmanlıklar yapmış, meslek edinmişim...

Hayret bir şey ki, siyasetin bu kozmetik tarafını bir türlü beceremem. Açıkçası, yeteneksizim vesselam!

Bir keresinde bir partiden mahalle delegesi olmaya niyetlendim. İki listeden bir tanesi bile, hatta yedeğe dahi adımı yazmadı.

Bir keresinde de küçük bir beldede bir dönemliğine belediye başkanlığı yapmayı göze aldım. Üstelik doğduğum, adeta bağlandığım yerdi. Üstelik bu beldede babam yıllarca belediye başkanlığı yapmıştı.

Muhterem seçmenin verdiği mesaj şuydu:

“Abilerin elini öpmezsin, kanaat önderlerinin önünde diz çökmezsin, alnın seccadeye değmez, oturup iki kadeh rakı çınlatmazsın, Gönen’e bir kez olsun bizimle pavyona gitmezsin, futbol maçlarında ana avrat rakip takıma, hakeme küfür etmezsin...

Senden bir halt olmaz” dediler.

Ben de halt etmiyorum işte!

Halkım mutlu, bahtiyar. Halkın parasıyla okumuş, yıllarca kendi, yakınları ve elbette vergi ve sigorta primi için çabalamış bir insan olarak, ben de ziyadesiyle...

Bir tek derdim var. Onu paylaşıp rahatlamak, huzurda nirvanaya ulaşmak istiyorum.

Kuruluşuna ve uygulamasına karışmam, ama artık çağımızın yepyeni bir partiye ihtiyaç duyduğunu muştulamalıyım.

DİP-Dünya İnsanlık Partisi
İngilizcesi: (WHP-World Humanity Party)

Düşüncem olgunlaştıktan sonra, internet arama motorunda taradım.

Türkçe yazımıyla bir tek dosyada bile bu kavram yok! İngilizce olarak da yalnızca 3 (yazı ile üç) belgede öylesine geçiyor.

Marka ve patent anlamında özgün ve naçizane bana ait anlayacağınız.

Irk, din, dil, ülke sınırı...

Aklınıza yerel olarak ne geliyorsa; bölen, ayrıştıran, ötekileştiren, kahreden, işkence eden, yok eden ne varsa işte onların tümünden söz ediyorum.

Programında bunların hiçbirine yer vermeyen, tanımayan bir siyasal parti.

Israr edenlere “De git! Bunları kendi kendinle konuş” diyen bir siyasal parti.

Kurulursa, ben Patagonya İnsanlık Vekilliği Aday Adaylığı’nı bile kabul edebilirim.

Sıkıldım artık ülke sınırlarından, vizelerden, pasaportlardan...

Sıkıldım artık “acaba ben hangi etnik kökenden geliyorum?” diye düşünmekten.

Öğrendiğim din, bu dincilerinkine benzemiyor. “Acaba bilmediğim başka bir Kur’an mı var?” diye kendimi salak sanmaktan bunaldım artık.

Bir çoğunuz bilmez, onu da diyeyim. Ne Tevrat zamane Musevileri’nin yaptıklarına, ne İncil günümüz Hristiyanları’nın yaptığına benziyor. Bu dinciler şaşırtıcı biçimde birbirine benziyor. Boşuna değil demek ki, birbirlerine törenle
madalyalar vermeleri.

Aynı dili konuşmak istiyorum yerküredeki her insanla. Sınır kapılarını yıkmak, yüzlerce çeşit anayasayı yırtıp atmak...

Benden sonrakiler Dünya Canlılar Partisi kursun, sonrakiler de Dünya Partisi kursun diye, bir yerden başlamak için; Zihni Sinir projemi sunuyorum:

Kurulursa ölünceye dek oyum DİP’e, yani Dünya İnsanlık Partisi’ne!

banner983
Misafir Avatar
İsminiz
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×

banner376

banner375

banner377

banner981