Dışarıdan Biga'ya bakış
Kuzey Amerika yerlileri Kızılderililer’in Orta Asya kökenli oldukları, yani bir tür soydaş olduğumuz savı genlerimizi okşar ya, onlara ait bu atasözü ile ben de bir çimdik atayım dedim.
Eleştirilerden, muhalefet edilmesinden zerre kadar hoşlanmayan, anlayışsız, hatta eleştiren ve muhalefet edene kin duyan bir yerel yönetici anlayışı egemen Biga’ya.
Son yerel seçimlerde CHP Belediye Başkan Adayı olan İsmail Işık, herkesin gördüğü gibi önümüzdeki yerel seçimlerde de adaylığı düşünüyor. Halen CHP Biga İlçe Başkanlığı koltuğunda da oturduğuna göre, arada bir muhalefet etmesinden daha doğal bir tavır beklenemez. AKP’li Biga Belediye Başkanı Mehmet Özkan, İsmail Işık’ın son eleştirilerine öyle bir bel altından yanıt verdi ki; bu konuda yanıt vermek Işık’ın boynunun borcu gibi görünüyor.
Siyasetçiler, bizim gibi toplumlarda yalnızca kendini değil, yakınlarını da kontrol etmek durumundalar. Yandaş kayırmacılığından yakınan CHP’liler ise çok daha özenli olmalı.
Biga AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Özkan, basın toplantısı yapıyor ve açıklamasını yazılı olarak da muhabirlere dağıtıyor.
“.... Biga Belediyesi geleneksel siyaset anlayışını zorlayacak nisbette adaletli uygulamalara özen göstermektedir.
Nitekim basın toplantısında İsmail Işık yanında oturan Sedat Şahin (Ekip Harita) göreve geldiğimiz günden beri belediyenin işlerini büyük ölçüde yapan firmadır. Teklifin daha ekonomik olması halinde CHP yönetiminde olması kendilerinden hizmet almamıza mani teşkil etmemiştir.
Adaletle hükmetme anlayışımız İsmail Işık’ın ailesine dahi bereket olarak yansımıştır.
Zira son verdiğimiz 8 minibüs hattının biri İsmail Işık’ın babasına çıkmış. Özellikle bu mesleği icra eden ve ekmek kapısı olarak buna ihtiyacı olanlar müracaat etsin çağrımıza katılmış ve neticede kurada 8 kişiden biri olmuştur. Aradan bir süre geçtikten sonra da minibüs yüksek rakamlarla bir başkasına devredilmiştir. ...”
Dedim ya, bu yazılı açıklamanın muhatapları herhalde yanıt verirler. İsmail Işık ne der bilemiyorum ama Sedat Şahin için yanıt vermek çok kolay olsa gerektir.
“Va mı daha ucuza yapan?” gibi.
Yanıt veremiyorlarsa zaten siyaset sahnesinden çekilirler veya kendi parti tabanları ilk kongrede kimsenin kuşkusu olmasın kıyıya çekerler. CHP’nin kirlenme lüksü yok çünkü...
Mehmet Özkan bel altı vuruyor. Bunu yaparken, belediyecilik anlayışını eleştiren, muhalefet eden herkesi hedef alıyor. Beni ve Bigalı’yı ilgilendiren yönü de burası.
Siyaseti çirkinleştiren bel altı vuruşlar hangi ortamda yeşerir?
Şeffaflığın bulunmadığı ortamlarda!
6085 Sayılı Yasa, yerel yönetimlerin tüm hesaplarını ayrıntılarıyla kendi resmi web sitelerinde yayınlama zorunluluğu getiriyor.
Biga Belediyesi buna uyuyor mu?
Hayır!
Bugüne dek Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Biga Belediyesi ile ilgili kaç soruşturma izin talebi İçişleri Bakanlığı’nca geri çevrildi?
Bilen yok!
Biga Belediye Başkanı Özkan bugüne dek kaç yanlış kararından dönmek zorunda kaldı?
Yalnızca Bigazete’nin uyarıları sonucu çaresiz geriye dönüşlerin sayısı 20'den fazla.
Mezarlıklar Yönetmeliği’nin değiştirilmesinden, İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne vekaleten meslekten olmayan birinin oturtulması ve aylar sonra devre dışı bırakılmasına kadar...
CHP Biga İlçe Başkanı İsmail Işık, bir AKP’li yerel yöneticinin ülkemizde bulabileceği en nazik muhalefet adamı görünümünde. Ayda yılda bir açıklama yapacak, muhalefet görevini şeklen yerine getirecek ama sen ona bile tahammül edemeyecek bel atı vuruşlarla saldıracaksın.
Oysa tatlı tatlı seçime kadar süreci götür, seçim döneminde karşına rakip diye çıkarsa zaten yersin. Halk seçimden seçime muhalefet eden, arada bir “Unutmayın ha! Biz muhalefetiz” gibi açıklamalarla yüzde 50 ile hükümet olmuş bir partinin belediye başkanını neden değiştirsin ki?
Tabir bana ait değil hepiniz biliyorsunuz. Böyle durumlarda iktidar partisi keresteyi aday gösterse seçimi kazanır zaten...
Bu yazıyı Biga dışından yazıyorum. Deyin ki Truva’dan, deyin ki Apollon Smintheus’dan, deyin ki Assos’tan, deyin ki Bergama Akropolü’nden ve deyin ki Efes’ten...
Hiç farketmez. İlk üçü zaten Troas bölgesi yani Biga Yarımadası’nda.
İster Truvalılar, ister Akhalar, ister İyonlar, ister Romalılar, Lidyalılar ve hatta Osmanlılar...
Yine de farketmez. İlk çağlardan beri kent yapanlar, kent yönetenler ile günümüzün yerel yönetimlerini kıyaslamak için insanın aklını yitirmiş olması gerekiyor. Asklepion’da şifalı su içmekle de insan kendine gelemiyor. Bundan böyle yerel yönetimlerimizi “çağ dışı” diye nitelersem, lütfen eski çağları anlamayın. “Çağ dışı” kavramını; geçmişten, estetikten, doğadan, insanca yerleşimden hiç ders almamış; rantçı, talancı ve makyajcı bir yerel yönetim anlayışının çağlar dışı olduğunu anlatmak için kullanıyorum.
Dikili’de tümü halka açık kumsalın ardında parklar var. Sonra 1,5 metre genişlikte kaldırım, araç yolu ile kaldırım arası 1,2 metre genişlikte bisiklet yolu. Akşamları meydanda tiyatro şenliği sürüyor. Eşcinsel Kürt Memet’in üçüncü cinsin savunucusu Esmeray olarak öyküsünü son anlarında yakalıyorum. Ardından, Simurg isimli tiyatro topluluğu Anadolu Ezgilerini oyunlaştırmış onu izliyorum. Tiyatro şenliği bitince haftaya müzik şenliği başlayacakmış. Yerel halka soruyorum, yıllardır seçtikleri belediye başkanını, yine de yüksek sesle eleştiriyorlar.
Acı acı gülüyorum. “Sen gel de Biga’da...” diyemiyorum.
Küçücük Eski Foça’da Adalet Sarayı’nı seyrediyorum. Stadyumu, hastaneyi, halk pazarını... Çay bahçelerinden birinde Fokaili(Foçalı) yurttaşların yine belediye eleştirilerini dinliyorum.
Neyse...
Biga Belediye Başkanı Mehmet Özkan ahlaklı, nitelikli, yararlanabilir bir muhalefet istiyorsa, öncelikle Biga Belediyesi’nin tüm hesaplarını açık açık resmi web sitesinde yayınlar. Biz de o zaman neyin nasıl yaşandığını açık açık öğreniriz. Örneğin, geçen yılın 18 Eylül’ünde 70 bin liraya şarkıcı getirmenin “sosyal işlerden” sayılmadığını anlatırız.
Hangi planlamaya göre minibüs sayısının belirlendiğini öğrensek, “300 bin liraya ulaşan plaka rantı şoför esnafını bile esnaflıktan çıkarcı, rantiyeciye çevirir” diye uyarırız.
Toplantısına çağırdığı yerel medyayı beleş propaganda aracı olarak kullanmasına açıklık da getiririz. Eğer herhangi bir yerel gazeteye faturası karşılığı üç kuruşa abone olup okuduysa...
Biz vazgeçtik Bigazete’yi abonelerimizden isteyip okumasına tepki göstermeyi, en azından “Biz eleştiri yazamayız” diyen yandaş medyasına ne verdiğini öğrenirdik. Öyle sanıyoruz ki; o garipler bile sofrada yan yana oturmayı, protokole girmeyi, gazetecilik sanmazlardı.
Biga’da eleştirici/yapıcı muhalefein adı maalesef hala Bigazete’dir, siyasi partiler değil.