Dün bu köşede bir dünya markası olan fındığı kaleme almıştım. Çile ve emek diyarı Karadeniz’in Ağustos ayında toplanan fındığı. Dünya’da yüzden fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Bugün dünyanın en büyük şirketlerine baktığınızda sektörleri ya gıda ya da teknoloji üzerinedir. Gebze’de kurulan Bilişim Vadisi ile bir gelişim ve marka oluşturma çabası devam ederken, Dünya’da yüzden fazla ülkede tanınan Türk Fındığına maalesef sahip çıkamıyoruz.
Dünya’da fındığın merkezi Türkiye, ülkemizde ise merkez Giresun’dur. Öyle ki Giresun tüm dünyada fındığın başkenti, kirazın anavatanı olarak bilinir. Böyle bir marka değeri olan ve ülkemizin ciddi ihraç kaynağı sağladığı fındığın marka değerini yükseltmek için bir çalışma yapılmaması üzüntü verici.
FINDIĞIN BAŞKENTİ NEDEN GİRESUN?
Bir dünya markası olan Giresun, fındığın başkenti olarak da bilinir. Giresun’da hayat fındıkla başlar, fındıkla sürer. Fındık sadece bir geçim kaynağı değil, tarih, kültür, sanat, türkü ve destandır. Kabuğuna sığmayan meyve olan fındık, yemyeşil bahçelerinde Ağustos ayında toplanmayı bekler. Fındık harmanları ile Giresun altın sarısı renge döner. Kurutulup satışa hazır olduğunda dünyanın yüzden fazla ülkesine Giresun markası ile fındık ihraç edilir.
Çin’de ezilip çaya katılır, yağını süt olarak içerler. İtalya’da ununu ekmeğe katarlar. Almanya’da salça olarak yemeklerde kullanılır. Fındığın aynı zamanda kansızlığa, gribe, güçsüzlüğe ve cilde iyi geldiği bilim adamlarınca keşfedilmiştir. Fındığın tarihi ise yaklaşık olarak 2500 yıl öncesine kadar dayanır. Fındığın ilk uluslararası ticaret olarak satış tarihi 1403. İspanya Kralı 3. Henri’nin elçisi Klavyo, Timur ile görüştükten sonra Trabzon’dan İstanbul’da deniz yolu ile döner. Seyahatnamesine şu cümleyi ekler; 17 Eylül 1403’de Trabzon’dan; Kaptan Nicholos yönetimindeki fındık yüklü gemi ile 25 günde İstanbul’a gittik”
Osmanlı İmparatorluğu döneminde fındık, 1665 yılında Avrupa’ya gönderilir. 1792 yılından itibaren ise Romanya’da fındık satışı başlar. 1900’lü yılarda fındığın tek üreticisi ve satıcısı Türkiye’ydi. Günümüzde ise Giresun fındığı kalitesi ile dünya pazarlarında aranan bir marka. Fındık bu topraklarda 25 asırdır üretiliyor, 600 yıldan beri dünyaya sunuluyor. Sağlık ve hijyenik tesislerde işleniyor. Uluslararası gıda güvenliği sistemlerine uygun üretim yapan, modern teknolojiler ile donatılmış işleme tesislerinde işlenmiş fındıklar; beyazlatılmış, kavrulmuş, dilinmiş, kıyılmış, fındık püresi ve fındık unu gibi nihai ürünlere dönüştürülüyor. Ve dünyanın en kaliteli fındığı ambalajlanarak tüketim ve sanayide kullanılmak üzere dünyanın her yerine gönderiliyor. İnsan sağlığının en önemli unsur olduğu bilinci ile çalışan Türk Fındık sektörü ürünlerin stoklandığı depolarda da yüksek kalite standartları sunuyor. Sektör fındığın tüm üretim aşamalarında arge çalışmalarına verdiği önemin yanı sıra ileri teknoloji ile donatılmış kalite kontrol laboratuvarlarında sürekli yapılan testlerle kalite standartlarını hep yüksekte tutuyor. Daldaki yeşilliği ile tabiat harikası, içindeki besin değeri ile Allah’ın armağanı olan Türk fındığı kuruyemiş olarak tüketilmesinin yanında dünyanın en lezzetli çikolataları ve çikolata ürünlerinin üretiminde vazgeçilmezdir. Bisküvi, şekerleme, tatlı, pasta, dondurma ve yemek sektörlerinde de ürünlerin lezzet kaynağıdır. Dünyanın en modern tedarik zincirlerine Türk fındık sektörü toplam dünya üretiminin %75’ini gerçekleştirirken, yılda 250 bin ton iç fındığı yüzden fazla ülkeye ihraç ediyor. Dünyanın en lezzetli enerji kaynağı fındık. Bir dünya markası olarak Giresun ve Türkiye’nin adını dünyaya duyuruyor. Bir dünya markası olan fındık deyince akla Giresun gelir. Bu nedenle Giresun tüm dünyada fındığın başkenti olarak tanınır. Her ne kadar fındık Giresun ile anılsa da Karadeniz’in birçok bölgesinde yetişmektedir. Fındık’la ilgili dün kaleme aldığım yazıyı http://www.gebzegazetesi.com/turkiyenin-dunya-markasi-findik-makale,1182.html adresinden okuyabilirsiniz.
Evet, fındığın ülkemiz için önemini ve değerini sizlerle paylaştık. Sadece fındık değil. Çay denilince de aklımıza Rize gelir. Dünya’da birçok ülkeye ihraç ettiğimiz çay dünya pazarında da oldukça ilgi görmekte. Fındık ve Çay ile birlikte Karadeniz’in marka değeri oluşturulabilecek ya da değeri yükseltilebilecek birçok ürün var. Bunlarla ilgili kapsamlı bir araştırma yapılarak tüm dünya pazarında ortak bir marka oluşturulmalı ve bu markalarla Türkiye ekonomisi de canlandırılmalıdır.
Elimizdeki değerlerin kıymetini yok olup gittiğinde anlıyoruz. Bu değerlerimiz yok olmadan tüm ilgili ve yetkililer topyekûn bir çalışma başlatmalı ve Karadeniz’in dünyaca bilinen fındığını ve çayını daha dünya pazarına daha aktif bir şekilde sunmak için adeta seferberlik yapılmalı.